(ANKARA) – CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bizim arkadaşlara seçim kampanyasında yardım alındı diye kelepçe vuruyorlar, ispatı yok. Kendileri devletten her belediyeye 45 milyon TL devletin kasasından yoluyor. CHP’lilerin vergileri ile toplanan parayı AK Parti’nin seçim kampanyasını yapan belediyeye bağış diye yolluyorsun” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. 19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının üstünden 76 gün geçtiğini ve bu süreçte hiçbir iddianın ispatlanamadığını kaydeden Özel, “Her seferinde yeni bir dalga, yeni masum insanlar. Önceden içeri attıklarını birbirinden ayırma, anasından 500 kilometre öteye, çocuğundan 300 kilometre öteye götürmeler. Cezaevinde 50 tane bir suç türünden insanın kaldığı yere bir tane gencecik kadını koyup orada zulmetmeler, sonra çağırıp ‘çocuklarını özledin mi? Hadi buradan evine git at şuraya imza’ diyip iftiraya zorlamalar, içerde tutup ‘malına mülküne el koydum, eğer bu iftirayı atmazsan olmaz. At imzanı al şirketi git ihalelere girmeye devam at yoksa içerde 20 yıl yatarsın’ demeler. Böyle bir sürecin içindeyiz” dedi.
Özel şunları söyledi:
“Avcılar Belediye Bakanımız 30 yaşında pırıl pırıl Utku Caner Çaykara, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımız, alınamaz denilen Gaziosmanpaşa’yı alan ilçe başkanımız, pırıl pırıl kardeşimiz Hakan Bahçetepe. Büyükçekmece’nin 30 yıldır vazgeçemediği, yaşı büyük, tecrübesi büyük, enerjisi yüksek diye bizim emekli ol deyip Büyükçekmece’nin bırakmadığı Hasan Akgün Başkanımız, Adana’nın kadın belediye başkanı Oya Tekin, Ceyhan’ın gencecik belediye başkanı Kadir Aydar, Parti Meclisi üyemiz Baki Aydöner, yolsuzlukla mücadele deyince, önceki dönem milletvekili Aykut Erdoğdu kardeşimi… Gittiler sabahın köründe hangisini çağırsan… Utku nereye kaçacak ya Avcılar Belediye Başkanı. Soracağın soru adam demiş ki seçim kampanyasında yardımda bulundum ilçe başkanlığına araç kiraladım bilmem ne’ böyle laflar var ispatı yok da. Bunu duyunca Utku ne yapacak Bulgaristan sınırını mı geçecek? Gencecik eşi orada. Bütün ekibi, arkadaşları, hayalleri orada. Geleceği orada. Sabahın köründe kapıyı zorlamalar, bağrışmalar çağrışmalar komşuların önünde. Yeni evli ailenin önünde her şeyini aramalar. Yan komşu ya yan komşu. Daha 6 aydır o evde oturuyorlar yan komşu açıyor evi didik arıyor. Bir kendine yapıldığını düşün. Benzer bir sürü rezalet, teker teker saymayacağım.
“Andolsun ki bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır. And olsun ki geleceğiz”
Dört gün tuttular, bugün sabah arkadaşlarımızı doktor kontrolü oradan adliye. Hakim karar verecek belki hepsi, belki çok önemli bir kısmı yarın görevine, ailesine dönecek. Tut ki 20 yıl, 50 yıl ceza alacak olsa sabahın köründe kollarına iki taraftan birer polis eller önde, kamerayı kurmuşlar 30 metre öteye. Futbolcular sahaya çıkarken yapmadıkları özenli çekimlerle, klip çekmiş film çekmiş. Arabaya biniyor, arabadan iniyor, doktora gidiyor, doktordan çıkıyor. İtibarsızlaştırma kampanyası.
Biz bu filmi daha önce gördük. 27 Mayıs darbesinden sonra darbeciler gittiler ‘Düşükler Yassıada’da diye klip çektiler. Rahmetli Celal Bayar yemek yiyor, rahmetli Adnan Menderes pencerede duruyor. Celal Bayar’ın ağrına gitti belindeki kemerle kendisini asmaya kalktı. Türkiye 27 Mayıs’ı da 12 Mart’ı da 12 Eylül’ü de 15 Temmuz’u da çok ağır bedeller ödeyerek, öğrenerek, geçmişteki hataları terk ederek, pırıl pırıl bir nesile emanet etmek istediğimiz yüzüncü yıla, bütün badirelere rağmen ikinci yüzyıla ulaştı. Şimdi 23 yıl önce demokrasi diyeceksin, ‘erdemliler hareketi’ erdeme bak şimdi. 23 yıl sonra tek suçu Gaziosmanpaşa’yı elinden almak, tek suçu rekor oylarla seçilmek, tek suçu seni eleştirmek olan insanları itibarsızlaştırıp Yassıada gibi film çekeceksin. Yassıada filmini çekenler tarih oldu, yok oldu. Torunu çıkıp diyemez benim dedem çıkıp 1960 darbesini yaptılar diye. 12 Martçılar, Denizleri asanlar, 12 Eylül’ün işkencecileri… Şimdi hangisi insan içine çıkıyor, var mı ‘15 Temmuz gecesi babam tankın içindeydi’ diyebilen. Önündeyim diyenler, itiraz edenler tarihe geçiyor. Buradan size andolsun, Anadolu’dan bizi dinleyen herkese söylüyorum. Nasıl o Celal Bayar’ı kendini asmaya kalkacak kadar rencide ettilerse bizi bugün o kadar rencide ettiler. Nasıl o hareket Süleyman Demirel’i getirdi ve başbakan yaptıysa birkaç yıl sonra, 7 kere başbakan yaptıysa. Sayısını millet takdir eder, o kadar hırsımız ve zamanımız yok hep gençlere emanet edeceğiz. Ama andolsun ki bugünkü mağdurlar yarının iktidarıdır. And olsun ki geleceğiz.
“AK Parti’ye 5 yapıyorsam bunlara da 1 yaptım 2 yaptım” ifadesi imzatılmamış
Arkadaşlarımıza iftira atanı tanıyalım. İlk günden beri söylüyorum Aziz İhsan Aktaş, beş sayfalık ifadesi iki gün sürmüş. Bir de kabul edilmeyen ifadesi var yani altına imza almadıkları ifadesi var. ‘Aziz İhsan Aktaş’a gel anlat diyorlar. O da ‘anlatayım’ diyor. İfade şu: ‘Babacığım ben İstanbul’da AK Partili belediyelerin hepsine seçimde araba veririm, yardım yaparım. Bu adamlarla devamlı ilişki içerisindeyiz. Dediler ki CHP’li belediye başkan adaylarına da yap çünkü seçimi bunlar kazanacak sonra AK Parti’ye yardım ediyorum diye bu ihaleleri sana vermezler. Ben de AK Parti’ye 5 yapıyorsam bunlara da 1 yaptım 2 yaptım.’
Bu ifadeyi alamayız diyorlar. İmzalatmayız, ifade sakıncalı diyorlar. Bu iddiaların ispatı yok da tut ki var buradan bütün Somalıların, Manisalıların gözünün içine baka baka söylüyorum. Her seçim Soma’daki madenler, bırakın Soma AK Parti’yi bütün Manisa AK Parti’nin otobüslerini doldurup giydirip giydirmiyorlar mı? AK Parti’nin seçim kampanyasına başka şehirlerden kiralanmış onlarca otobüs geliyor mu gelmiyor mu? AK Parti’nin seçim kampanyasına başka şehirlerden kiralanmış onlarca otobüs geliyor mu gelmiyor mu? CHP’nin Gaziosmanpaşa ilçesinin 7 yıllık bir Megan araba üzerinden belediye başkanını içeri alacaksın, bir de hesap yapıyor bugün tutuklarsak Gaziosmanpaşa’da çoğunluk bizde, belediyeyi de ele geçirriz diye. Buralara kadar düşülmüş, buralara kadar gelinmiş.
“Erdoğan, ‘Bin Ali’ deyince binen, ‘in Ali’ deyince bir başbakan buldu siyasi etik yasasını rafa koydu”
Şunu kimse unutmasın ki 2015 yılında AB ile serbest dolaşım olacaktı, AB ülkelerinden vize istenmeyecekti. Bunun için 63 şey istiyorlardı Türkiye’den. 57’si, 58’i yapıldı. Üçü, dördü İnterpol. Son güne kalsın dediler, yaaprız. Ama şimdiden taahhütte bulunmayalım. Üç işçi kaldı bir tanesi siyasetin şeffaflığı. Bunu o dönem AK Parti’nin başbakanı bunu geçirme niyeti söylediğin de Erdoğan ‘Yav sen ne yapıyorsun? Partinin aldığı bağışlar, ihaleler, iş adamlarının ilişkileri… Bunu geçirirsen bırak milletvekili, illerde il başkanları, ilçelerde ilçe başkanları bulamayız’ Ve kanunu öylece bıraktılar. 10 yıldır bu kadar vize çilesi çekiliyor çünkü Erdoğan siyasetin şeffaflığı, siyasetin finansmanının görünür olması, siyasi etik; milletvekilinin, belediye başkanının alabileceği hediyenin tutarı hangisini bildirecek, hangisini devlete bağışlayacak. Bütün hesapların şeffaflığı, devamlı millet görecek kime ne kadar para giriyor çıkıyor. Biz iki elimizle oy veririz dedik. Erdoğan o başbakana ‘olmaz’ dedi yaptırmadı ve ona ‘in aşağı’ Binali ‘çık yukarı’ dedi. Bin Ali deyince binen, in Ali deyince bir başbakan buldu siyasi etik yasasını rafa koydu.
CHP yıllardır, grup başkanvekiliyken en az 4 kez ben. Bütün milletvekillerimizin imzasıyla siyasi etik yasasını teklif ederiz AKP reddeder. Buradan Meclis’te duran siyasi etik yasasını, siyasi ahlak yasasını hodri meydan yarın getirin, yarın öğleden sonra yasalaştıralım. Biz varız. Var mısın AK Parti? Var mısın Erdoğan?
“Kanıt bulamazsa iftiracı buluyor”
Bu iftiraları attırdıkları kişi Yargıtay’ın, Türk Hava Yolları’nın, Devlet Hava Meydanları’nın, EÜAŞ’ın, Bahçelievler Belediyesi, Elazığ Belediyesi,Şanlıurfa Belediyesi, Trabzon Belediyesi, Isparta Belediyesi, Uludağ ve Pamukkale Üniversite Hastaneleri, 20’ye yakın şehrin devlet yada şehir hastanelerinin bütün ihaleleri bunda. Dönüp de bir tanesi soruşturulmuyor. En fenası İstanbul Bahçelievler neredeyse 1 Milyar TL’ye yakın. Böyle bir ihale. Dönüp de ilgilenmiyor. 2019 öncesi yani AK Parti döneminin dosyasını ne yapacağım ben diyen savcılar bugün bize bu iftirayı atıyorlar, attırıyorlar bunu görsün milletimiz. Kanıt bulamazsa iftiracı buluyor.
“Kendin kişiye özel kanuna şanlı şerefli TBMM’yi alet edeceksin. Buna cevap bekliyorum Murat Kurum”
Şimdi buradan Murat Kurum’a net soruyorum. Bu kişi, bu iftiraları atan kişinin, Aziz İhsan Aktaş’ın İstanbul TEM’de tam 76 pompalık benzin istasyonu var. Gaziosmanpaşa’dan İstanbul Büyükşehir’den bunun arkasına devasa AVM için plan yapmasını, geçirmesini, imar yapmasını istediler vermediler. Geçtiğimiz Aralık ayı bakanlığınızın görev alanına cümlesi eklenerek gece 1.30’da ‘Akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı istasyonları gibi alanlar ile ilgili her tür ve ölçekteki planların yapılmasına ilişkin esasları belirlemek, düzenlemeleri resen yapmak, yaptırmak, onaylamak yetkisi’ni kanuna eklediler. Bakanın haberi olmadan olur mu? AK Parti ve MHP oylarıyla geçirdiler. Aziz İhsan Aktaş’ın petrol ofisine plan düzenlemesi yetkisini ellerine aldılar. Geçen gün önünden geçtim 3 katı çıkmışlar. Nasıl olacak şimdi? Bu adamın attığı iftira ile 30 yaşındaki gencecik çocuğun sabah evine 5’te gireceksin. Kendin kişiye özel kanuna şanlı şerefli TBMM’yi alet edeceksin. Buna cevap bekliyorum Murat Kurum. Bununla ne yapmayı amaçladın, bu işin neresindesin?
CHP’li belediyelere karşılığını göstererek kredi verdirtmiyorlar. Esenler Belediyesi’ne Halk Bankası ve Ziraat Bankası dünya paraya sponsor olmuş. Tam bunları araştırırken belediyelere kimler bağış yapmış? Esenler Belediyesi 2024 yılı bütçesinde öngörülen bağış geliri 80 milyon TL, gerçekleşen bağış geliri 184 milyon TL. Denetim komisyonundaki CHP’li üye soruyor, ‘Şu bağışların dökümünü görebilir miyim’ diye ‘ Göremezsin, gizlidir paylaşamam’ diyorlar. Bu Esenler Belediyesi’ne tutanak altında söyledikleri.
Şaşırtıcı şeyler oluyor. Örneğin Çekmeköy Belediyesi’nin AK Parti’nin kendinde bildiği belediye seçimlerde yüzde 50 ile bize geçiyor. Biz de önceki dönemlere bakıyoruz ne olmuş ne bitmiş diye. Çekmeköy Belediyesi’nde bulduk sonra biri hariç iktidardaki bütün belediyelerde olduğunu öğrendik. Seçimden bir önceki ay 7 Şubat 2024’te “Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından Çekmeköy Belediye Başkanlığı’na yapılacak olan 45 milyon TL bağışın kabulü hususundaki teklif kabul edilmiştir.’
“CHP’lilerin vergileri ile toplanan parayı AK Parti’nin seçim kampanyasını yapan belediyeye bağış diye yolluyorsun”
İstanbul’un bütün iktidarda olan belediyelerine 45’er milyon TL Cumhurbaşkanlığından bağış yapmışlar. CHP’li belediyelere yok bir de Silivri’nin MHP’li belediyesi. O da gizliyordu MHP’li olduğunu. AK Parti’nin bütün belediyelerine seçim öncesi 45’er milyon TL seçim öncesi para. Şimdi bizim arkadaşlara seçim kampanyasında yardım alındı diye kelepçe vuruyorlar,ispatı yok. Kendileri devletten her belediyeye 45 milyon TL devletin kasasından yoluyor. CHP’lilerin vergileri ile toplanan parayı AK Parti’nin seçim kampanyasını yapan belediyeye bağış diye yolluyorsun.
Kağıthane Belediyesi ‘torba ihale’ icat etmiş. Duyduklarınıza inanamayacaksınız. 183 kalem mal ve hizmet tek torbada. Şart ‘kısmi teklif veremez. 183’ünü birden bir firma verecek. Aynı anda hem güreş müsabakası yapacağım, hem rehberlik hizmeti vereceğim hem araçları kiralayacağım, hem stratejik plan ve faaliyet raporu düzenleyeceğim hem almanak basacağım, hem sucuk festivali tertip edip sucuk vereceğim, hem de akademik eğitime eğitimci sağlayacağım gibi 183 kalemi tek bir şirket sağlayacak. Kim almış ihaleyi. AK Parti Milletvekili Mustafa Baş’ın damadı Fatih Bolca. Peki bir tek Kağıthane’den mi almış? Hayır. Zeytinburnu Belediyesi’nden 29 ihalede 100 milyon TL, Fatih Belediyesi’nden 20 ihalede 43 milyon TL, Kağıthane Belediyesi’nden 14 ihalede 61 milyon TL. Guinness rekorlar kitabına haber versen ‘süper damat’ diye kitaba geçer ama nereden bulacağız? Bulmak zor, Erdoğan’a sorsunlar, nikah şahidi beyefendinin. Dönmüşler CHP’ye bu adam senden ihale alıyorsa mutlaka sende birşey vardır? Kim dedi? Odun, gizli tanık. Kanıtı var mı yok? Ne var iftira var. Diğer taraftan Ankara Büyükşehir Belediyesi, en önemlisi Ankara Çayyolu’nda. Emsalleri çok düşükken uydurma bir gerekçeyle, dörder katlı 4 alanın ortasına bir cami bir okul karşılığında 85 daire çıkacak yere 350 daire, 150 daire çıkacak yere 740 daire. Okullar ve camilerde kayıp çoğunlukla ve 3-5 milyon gelir gelecek, okul bedavaya yapılacak hesabıyla fazladan 600 tane lüks daireler. Bunların hepsi çıkarıldı. Tam savcılığa giderken Süleyman Soylu koştu elimizden aldı O gün bugün sayfasını açan yok. Ankara’da 6 milyon nüfus var, 18 milyonluk imar düzenlemesi yaptılar orada. Daha sonra Bülent Arınç’ın ‘parsel parsel sattılar’ dediği, FETÖ’cü iftiracıların ‘bir arsa alıyorduk, Melih Gökçek’e söylüyorduk orayı artırıyordu, satıyorduk, arsanın borcunu ödüyorduk. Farkını Pensilvanya’ya gönderiyordu. Örgütün finansmanı. Tamamının içinde Melih Gökçek var. FETÖ gitti o kaldı bir oğluna spor kulübü bir oğluna TV kanalı halen daha oğlu ispatlandı 600 milyon liralık villa yaptırıyor. Ne inkar ediyor ne bir başka bir şey diyor ama bunların hepsi ortada dururken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece 3 tane gizli tanığın ifadesiyle milletin onuruna, şerefine, haysiyetine, ailesine saldırmaya devam ediyor. Kanıt çıkar yok, kanıt yok. Ekrem başkanla ilgili 210 gündür didik didik ediyorsun atandığın günden beri tek bir şey yok.”
(SÜRECEK)