Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi… Divan Başkanlığı’na seçilen Ensar Aytekin: Buradayız, dimdik ayaktayız, iktidara yürümüyoruz, koşuyoruz; el ele, kol kola olacağız

CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi’nde divan başkanlığına seçilen CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin, “Bu milletin, bize, CHP’ye, hepimize ihtiyacı var. Biz bu ihtiyacı gören, bu ihtiyacı giderecek olan kadrolarız. Elbette kongrelerde yarışacağız, elbette zaman zaman iç eleştiriler de yapacağız; ama günün sonunda el ele, kol kola, omuz omuza olacağız. Diyeceğiz ki bu milletin CHP’den başka hiç kimsesi kalmamıştır. Buradayız, dimdik ayaktayız, iktidara yürümüyoruz, koşuyoruz; el ele, kol kola olacağız. Kimseyi, bir tek üyemizi, bir tek seçmenimizi dahi kırmayacağız” dedi.

CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi'nde divan başkanlığına seçilen CHP

(ANKARA) – CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi’nde divan başkanlığına seçilen CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin, “Bu milletin, bize, CHP’ye, hepimize ihtiyacı var. Biz bu ihtiyacı gören, bu ihtiyacı giderecek olan kadrolarız. Elbette kongrelerde yarışacağız, elbette zaman zaman iç eleştiriler de yapacağız; ama günün sonunda el ele, kol kola, omuz omuza olacağız. Diyeceğiz ki bu milletin CHP’den başka hiç kimsesi kalmamıştır. Buradayız, dimdik ayaktayız, iktidara yürümüyoruz, koşuyoruz; el ele, kol kola olacağız. Kimseyi, bir tek üyemizi, bir tek seçmenimizi dahi kırmayacağız” dedi.

CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde başladı. Kongrede, delegelerin oylarıyla divan başkanlığına CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin seçildi.

Kongreye katılanlara teşekkür ederek sözlerine başlayan Aytekin, kürüsüden yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“4 Eylül 1919’da Sivas’ta bir kongre ile kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nde kongre demek sadece başkanların, yöneticilerin, delegelerin ya da üst kurul delegelerinin seçildiği alanlar değildir. CHP’de kongre demek, ülke meselelerinin, milletin sorunlarının konuşulduğu, geçmiş dönem muhasebesinin yapıldığı ve geleceğe dair yol haritalarının çıktığı, çıkarıldığı, tartışıldığı, uzlaşıldığı alanlardır.

“Türkiye’nin birinci partisi olduk”

39. Olağan Kurultayımıza gidiyoruz. Adı olağan kurultay ama içinde yaşadığımız koşullar ve bize dayatılan koşullar olağanüstü koşullardır. Bakın, 2 yıl önce 4-5 Kasım’da bir kurultay yaptık. Hem partimizde hem Türkiye siyasi hayatında bir ilke imza attık. Kurultay ile genel başkan ve yönetim değiştirmiş, bunu becerebilmiş, bu demokrasi örneğini Türkiye’nin önüne koymuş bir siyasi partiyiz. Devamında bir yerel seçim yaşadık. Sayın Genel Başkanımız o gün kurultayda hem kurultay delegelerine, hem örgütümüze, hem Türkiye’ye bir mesaj, bir söz vermişti ki demişti ki: ‘Genel başkan seçilirsem, gireceğimiz ilk seçimde Atatürk’ün partisini birinci parti yapacağım’ demişti. Tam da öyle oldu. Kurultaydan sonra, 5 ay sonra yapılan bir yerel seçimde Cumhuriyet Halk Partisi 47 yıl sonra birinci parti oldu. Biraz önce videoda izlediğiniz Mansur Yavaş’ı duygulandıran Ankara’da da, Ankara’nın Büyükşehir Belediyesi’ni rekor bir oyla kazandık. İlçe belediyelerin üçte ikisini, 16’sını kazanarak; Ege Bölgesi’nin tamamını neredeyse kazanarak; Doğu’da, Güneydoğu’da, Karadeniz’de, bugüne kadar uzun zamandır alamadığımız, kendimizi ifade edemediğimiz illerde belediye kazanarak Türkiye’nin birinci partisi olduk.

“Belki de 50 yılda yaşanmayan şeylerin toplamını CHP bir ayda, belki bir haftada yaşıyor”

İşte değerli dostlar, ondan sonra oldu ne olduysa. Zor günler yaşıyoruz, olağanüstü günler yaşıyoruz. Belki de 50 yılda yaşanmayan şeylerin toplamını Cumhuriyet Halk Partisi bir ayda, belki bir haftada yaşıyor, yaşatılıyor, yaşamak zorunda kalıyor. Birinci parti olduk ya, elbette bunun bir bedeli olmalı. Bu ceberut düzen, bu otoriter rejim; ‘Sen misin beni geçen, sen misin milletin gönlünde benden fazla yer tutan, sen misin Türkiye’yi kazanan, Türkiye’yi kırmızıya boyayan?…’ O halde, devletin elindeki bütün güçleri, askerini, polisini, hâkimini, savcısını ve ailesini, kaymakamını… Çünkü değerli dostlar elde başka bir şey kalmadı. Arkalarındaki millet artık yer değiştirdi. Halkın partisinin, CHP’nin saflarına geçti. O hâlde, darbelerle, yargı darbeleriyle, kumpaslarla, iftiralarla, yalanlarla CHP’nin ve partiyi yönetenlerin üstüne gidilmeliydi. İlk iş, yenilgiyi yaşadıkları yerel yönetimlerden başladılar.

“Cumhurbaşkanı adayımız, Erdoğan’ı sandıktan, milletin oylarıyla yenecek kişi”

Bakın, ilklerin partisiyiz ya, bir ilki daha yaptık değerli dostlar. Cumhurbaşkanı adayını bundan 2 yıl, 3 yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanı seçiminde adayımıza öyle kapalı kapılar ardında, üç beş kişiyle değil; sokakta, milletle, sadece üyelerimizle de değil, milletin katılımıyla, tercihiyle, sokağa sandığı koyarak, 15,5 milyon vatandaşımızın tercihiyle kararlaştırdık. Peki, adayımız nerede? Silivri zindanında. Neden? Çünkü yapılacak ilk seçimde Recep Tayyip Erdoğan’ı sandıktan, milletin oylarıyla yenecek kişi. Bunu dost düşman herkes biliyor. Sadece Ekrem Başkan’la sınırlı kalmadı. İstanbul başta olmak üzere birçok ilde ve ilçede belediye başkanlarımıza, belediye meclis üyelerimize, bürokratlarımıza dönük yargı operasyonları, yargı darbeleri hız kesmeden devam etti. Bugün 17 belediye başkanımız Silivri zindanlarında, cezaevlerindedir. Bununla sınırlı kalınmadı. Partiyi bir yapan Sayın Özgür Özel hakkında her hafta soruşturmalar açıldı, fezlekeler düzenlendi. Siyasi yasaklardan bahsedildi. Milletvekillerimize, partimizin 2 yıl önce yapılan kurultayına dönük yalanlarla, kumpaslarla, iftiralarla, iftiracılarla; partinin kurumsal kimliğine, partiyi bir yapan Genel Başkanına, milletvekillerine, belediye başkanlarına ve son olarak da Ankara’da o günkü bize gururu yaşatan Mansur Yavaş’a sudan bahanelerle soruşturmalar açıp, akıllarınca onu da lekelemeye çalışacaklar.

“Türkiye’de herkes biliyor ki, herkes inanıyor ki Mansur Başkan temizdir, yüreklidir”

Arkadaşlar, sadece Ankaralılar değil, Türkiye’de herkes biliyor ki, herkes inanıyor ki Mansur Başkan temizdir, yüreklidir, bu milletin evladıdır ve böyle yoluna devam edecektir. Bir gerçeği daha Ankara İl Kongremizde not edelim: Koşullar ne olursa olsun, bize ödetilmeye çalışılan bedel ne olursa olsun, o bedeli bir fazlasıyla ödeyeceğiz. İlk genel seçimde Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini iktidar yaparak, bir üyemizi Cumhurbaşkanı yaparak bir tarih daha yazacağız.

“CHP, kolay diz çökecek bir parti değil”

Sadece kurultay mı? Onları birkaç defa yenilgiye uğratan, Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul belediye başkanlarına operasyon yapılır da, partiyi yöneticilerine, il başkanına, il kongresine operasyon yapılmaz mı? Onu da yaşadık, değerli dostlar. Tarihimizde ilktir. Aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra, bir asliye hukuk mahkemesi alanı dışında, bir mahkeme, yetkisiz bir mahkeme kongremizi iptal etti; partimize, İstanbul İl Başkanlığı’na bir kayyum atadı. Kayyum tartışmaları, butlan tartışmaları ışığında, sözüm ona CHP tartışılacak, örgüt parçalanacak, üyeler ayrıştırılacak, başka bir dünya yaratılacak ve CHP böylelikle diz çöktürülecek. Ama bu parti öyle kolay diz çökecek, yargı darbeleriyle, oyunlarla, iftiralarla, bölünmelerle ortadan kalkacak bir parti değil. Bilmedikleri bu: Cumhuriyet Halk Partisi öyle dilekçeler kurulmuş bir parti değil. CHP’yi kuran kadrolar, bu toprakları düşman işgalinden kurtaran o kutsal insanların kurduğu partidir. Bu milletin, bize, CHP’ye, hepimize ihtiyacı var. Biz bu ihtiyacı gören, bu ihtiyacı giderecek olan kadrolarız. Elbette kongrelerde yarışacağız, elbette zaman zaman iç eleştiriler de yapacağız; ama günün sonunda el ele, kol kola, omuz omuza olacağız. Diyeceğiz ki bu milletin CHP’den başka hiç kimsesi kalmamıştır. Buradayız, dimdik ayaktayız, iktidara yürümüyoruz, koşuyoruz; el ele, kol kola olacağız. Kimseyi, bir tek üyemizi, bir tek seçmenimizi dahi kırmayacağız.”