Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çeşme Kadın Liderler Zirvesi’nde eşitlik, dayanışma ve görünürlük vurgusu

Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi, kadınların sanat, siyaset, teknoloji ve ekonomideki rollerini güçlendirmeyi hedefleyen panellerle devam ediyor. Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Diğer kadınlara ilham verebilecek hikâyeleri bir araya getiriyoruz ve bunu geleneksel bir unsur hâline getirmek istiyoruz.” dedi.

Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası

(İZMİR) – Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi, kadınların sanat, siyaset, teknoloji ve ekonomideki rollerini güçlendirmeyi hedefleyen panellerle devam ediyor. Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Diğer kadınlara ilham verebilecek hikâyeleri bir araya getiriyoruz ve bunu geleneksel bir unsur hâline getirmek istiyoruz.” dedi.

24–25 Ekim 2025 tarihlerinde Çeşme Belediyesi ve Kamu Teknoloji Platformu iş birliğiyle düzenlenen Uluslararası Kadın Liderler Zirvesi, kadınların toplumun her alanındaki görünürlüğünü artırmak, eşitliği güçlendirmek ve dayanışmayı desteklemek amacıyla başladı. Zirvede yerel yönetim temsilcileri, akademisyenler, sanatçılar, sivil toplum temsilcileri ve iş dünyasından kadın liderler bir araya geldi. Zirve boyunca gerçekleştirilen panellerde kadınların ekonomik, siyasal ve sosyal alanlardaki görünürlüğünün artırılması için ortak politikalar, dayanışma ağları ve yerel yönetimlerin sorumlulukları tartışıldı. Katılımcılar, kadınların her alanda söz sahibi olduğu daha eşit bir dünya hedefinde iş birliği mesajı verdi.

Uluslararası kadın Liderler Zirvesi’nin ilk günü ANKA Haber Ajansı’na değerlendiren Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Diğer kadınlara ilham verebilecek hikâyeleri bir araya getiriyoruz ve bunu geleneksel bir unsur hâline getirmek istiyoruz. Bu nedenle zaten uluslararası bir zirve düzenliyoruz. Yurt dışından da misafirlerimiz var. Biliyorsunuz, dünyanın daha doğrusu Afrika’nın en önemli kadın aktivist ve diplomatlarından biri olan Sayın Aya Chebbi de bugün açılış konuşmaları yapanlar arasındaydı. Gerçekten çok ilham verici bir hayat hikâyesi var. Dolayısıyla, dünyanın dört bir yanından kadınların bir araya gelip deneyimlerini paylaştıkları bir buluşma oldu. Yarın da aynı heyecanla devam etmeyi bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Entelektüel Dünyada Kadınlar: Düşünsel Sınırları Aşma” panelinde konuşan yazar ve anlatıcı Yasemin Şefik, meslek hayatında karşılaştığı cinsiyet temelli önyargılardan bahsederek, “Yaptığım en ufak şakayı bir erkek yaptığında alkış alırken, ben yaptığımda eleştirilere maruz kalıyorum. Bunun nedeni sadece kadın olmamdır,” dedi.

“Herkese ilham kaynağı olduğumuzu düşünüyorum”

“Erkek Egemen Sporda MVP Kadınlar” panelinin moderatörlüğünü üstlenen milli sörfçü Çağla Kubat, kadın sporcuların başarı hikâyelerini paylaştı. Kubat, “Kendi spor dallarımızda en iyi başarıyı göstermiş kadınlar olarak buradayız. Erkek egemen olarak adlandırılan sporlarda büyük başarılar elde ettik. Herkese de ilham kaynağı olduğumuzu düşünüyorum. Her zaman planlıyımdır, büyük bir stres içerisinde çalışıyoruz. Bu stresi yönetmeyi yaptığımız sporlarla öğreniyoruz. Kadın kategorisindeki ödülden vazgeçmek adına girdiğim yarışta kadın kategorisinden vazgeçildi. O andan itibaren antrenmanlarımı azalttım. Ama iyi ki vazgeçmemişim işimden, çocuk ve gençlerin yüzündeki umudu gördükçe yaptığımız işin kıymetini daha iyi anlıyorum” ifadelerini kullandı.

“Özel olan politiktir”

“Kadın Hareketinin Küresel Etkileri” panelinde söz alan siyaset bilimci Şule Kut, kadınların demokratikleşme ve siyasal katılım süreçlerindeki önemine değinerek, “Demokratikleşmeyle ilgili olarak, bu süreç asla bitmeyecek bir yolculuktur. Bu toplantının da, ortamına uygun bir şekilde ve değerli başkanımızla birlikte, siyasal katılım konusunu konuşmak önemlidir. Siyasal katılım yalnızca oy vermek ve seçilmek değildir; kadınların oy hakkı ve seçme-seçilme hakkı bunun temel unsurlarındandır. Ancak siyasal katılım, siyasi olan her şeyde kendi sesini duyurabilmeyi de kapsar. Ben bunu şöyle özetleyerek kapatmak istiyorum: “Özel olan politiktir.” Bu gerçekten devrim niteliğinde bir cümleydi. Ben bunu ilk duyduğumda, üniversiteye yeni başlamıştım ve o zamanın aklıyla bile bunun ne kadar önemli olduğunu anlamıştım. Özel olanı korumamız gerekiyor. Bunun korunması için devlete ihtiyacımız yok; ancak bu alandaki ihlalleri önlemesi ve cezalandırması için devlete ihtiyaç duyuyoruz.” dedi.

“10 trilyon dolar değer üretiyor kadınlar”

Aynı panelde konuşan KEDV Kurucusu Şengül Akçar, kadın emeğinin ekonomik görünürlüğüne dikkat çekerek, “Kadınların ekonomide görünürlüğü hala çok zayıf. Yarattıkları onca ekonomik değere rağmen… Kadınların görünmeyen emekleri, ev içi emekleri. Yani yılda 10 trilyon değerli 10 trilyon dolar değer üretiyor kadınlar. Yani “o evde oturuyor, hiçbir iş yapmıyor” dediğimiz kadınlar, görünmeyen emekleriyle… Esasında baktığımızda bütün dünyanın ekonomisi, bütün bu zenginliğin arkasında kadınların bu emeği var. Bir yandan da başka bir konu vardı. Pekin’den itibaren gelişme kaydedilmeyen alanlardan bir tanesi, karar verme mekanizmaları. Özellikle yerel düzeyde ya bu belediye yaptığı için toplantıya özellikle belediyelerin katılımını duymasını çok istiyorum. Ulusal düzeyde biraz daha iyi galiba temsiliyet açısından, ama yerel düzeyde iyice zayıf. Onun için bu yerel belediyelerin, böyle toplantılar yapmak dışında, toplumu demokratikleştirecek, kadınların sürece katılmasını kolaylaştıracak mekanizmaları sadece gerçek mekanizmaları, büyük bir ciddiyetle uygulamak üzere bunlara kafa yormamız gerekiyor diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Müslüman feminist kavramı çok tartışıldı

Panelist Havle Kadın Derneği Kurucusu Rümeysa Çamdereli, “Bahsedilen birçok kurumdan çok daha genç ve henüz kendi yolunu bulmaya çalışan bir kurum, Türkiye’nin ilk Müslüman feminist derneği aslında: Havle Kadın Derneği. Havle, peygamber zamanında yaşamış çok güçlü bir kadın; hatta onun sözleri üzerine ayetler indiğine dair rivayetler vardır. Dernek, işte böyle bir kadının ismiyle yola çıktı. Bu kadınlar, başka alanlarda aktivizm yapmaya çalışan, özellikle feminist örgütlenmenin bir parçası olmaya çalışan kadınlardı. Kendi gündemlerini, özellikle dini ve inançlarına dair gündemlerini yeterince tartışan, kendi hikâyelerine sahip çıkan kadınlardı aslında. Bu anlamda derneğin kuruluşu da, bütün bu zamanlar içerisinde birlikte keşfettiğimiz ve birlikte örgütlenerek neye ihtiyaç duyduğumuzu anlamaya çalıştığımız bir süreçti. Bir yandan da “biz ne yapıyoruz, gerçekten neye ihtiyaç var?” sorusunu soruyorduk. Malum, kavramlar çok tepkiyle karşılandı. Özellikle “Müslüman feminist” kavramı, hem feminist camia tarafından hem de Müslüman camia tarafından yoğun eleştiriler aldı. Ancak biz, bu tepkilere cevap vermek üzerine çalışmadık” dedi.

Ekonomide Kadının Gücü adlı panelde ise Air France-KLM Türkiye Ticari Müdürü Nilüfer Aktan, “2002 yılında Türk Hava Yolları’na girdim. Türk Hava Yolları’nda bir iki sene kadar farklı departmanlarda çalıştıktan sonra havacılığın çeşitli alanlarında görev aldım. Aslında yirmi üç senenin sonunda geldiğim noktada, bagaj işçiliği hariç havacılıkla ilgili aklınıza gelebilecek hemen her işi yaptım. Tabii ki benim kariyerimde de beni bugüne getiren bazı dönüm noktaları oldu. 11 sene Orta Doğu coğrafyasında, Suudi Arabistan Havayolları’nda çalıştım. İstanbul ofisindeydim. Tabii ki coğrafyanın normları gereği, çok erkek egemen bir havayolunda çalıştım. Şirket olarak onları ayrı bir yere koymuyorum ama coğrafyanın getirdiği Ortadoğu’nun çeşitli dinamiklerini ben de yaşadım. Ama çok enteresan bir şekilde, bu kadar erkek egemen bir şirketin içerisinde MT (Management Trainee) programına seçilen iki kadından biri oldum. Ayrıca ilk Türk kadındım. Daha sonra, hâlâ seçilen başka bir Türk meslektaşım olmadı. Bu “management” programı bana bir yaşam yolculuğu kazandırdı. Kadın ya da erkek fark etmeksizin, mesleki anlamda cinsiyetsizliğe inanıyorum. Çünkü bir işi “kadın işi” veya “erkek işi” olarak ayırmaya çok karşıyım. Eğer bir işi erkek yapabiliyorsa, kadın da yapabilir; kadın yapabiliyorsa, erkek de yapabilir. Ama benim bu başarı yolculuğunda farkımı yaratan şey, yaptığım işi çok sahiplenmem ve tutkuyla yapmam oldu.” ifadelerini kullandı.