Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Büro Emekçileri Sendikası üyeleri, TBMM önünde 2026 yılı bütçesine tepki gösterdi: Sefalete teslim olmayacağız

Büro Emekçileri Sendikası (BES), TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün görüşmelerine başlanacak 2026 yılı bütçesiyle ilgili TBMM Dikmen Kapısı önünde açıklama yaptı.”Sefalete teslim olmayacağız, grevli, toplu sözleşmeli sendika yasası istiyoruz” diyerek hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren BES, bütçe süreci boyunca yoksulluk politikalarına karşı mücadele takvimi başlatacaklarını duyurdu.

Büro Emekçileri Sendikası (BES), TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün

(ANKARA) – Büro Emekçileri Sendikası (BES), TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün görüşmelerine başlanacak 2026 yılı bütçesiyle ilgili TBMM Dikmen Kapısı önünde açıklama yaptı.”Sefalete teslim olmayacağız, grevli, toplu sözleşmeli sendika yasası istiyoruz” diyerek hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren BES; bütçe süreci boyunca yoksulluk politikalarına karşı mücadele takvimi başlatacaklarını duyurdu.

BES üyeleri ve yöneticilerinin TBMM Dikmen Kapısı önünde yaptığı açıklamada, 2026 yılı bütçesiyle birlikte açıklanan 2027 ve 2028 tahmini bütçelerin emekçilere herhangi bir iyileştirme getirmediği belirtildi. Açıklamada, 8 Eylül’de açıklanan Orta Vadeli Program’da düşük ücret politikasının sürdürüleceğinin açıkça ilan edildiğini, kamu kaynaklarının “ranta ve faize aktarılacağını” ifade edildi.

Açıklamada, “Emekçiler ve yoksullar 2026 yılı ve sonraki yıllarda da yoksulluğa sürüklenecek. TÜİK ve yandaş sendikalar eliyle yoksulluğa mahkum edilmemizin yanı sıra, yüksek enflasyonun da sorumlusu ilan ediliyoruz” denildi.

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın “Enflasyonun sebebi hane halkının yastık altı birikimleridir” ifadelerine tepki gösterilen açıklamada, bu sözlerin “yüksek vergiler ve kamusal hizmetlerin ortadan kaldırılması” yönünde atılacak adımların habercisi olduğu kaydedildi.

Açıklamada, sendikanın araştırma birimi BES-AR’ın verilerine göre, Ekim 2025 itibarıyla dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenme için yapması gereken aylık harcama tutarı 37 bin 287 lira, bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti 60 bin 990 lira, yoksulluk sınırı ise 90 bin 378 lira olarak hesaplandığı hatırlatıldı.

“Yoksulluğun sorumlusu biz değiliz”

Toplu sözleşme sürecini “orta oyunu” olarak nitelendirilen açıklamada, “İktidarın saray arka kapılarında ikna ettiği yandaş sendikalar ve hakem heyeti eliyle dayatılan enflasyon hedeflerine göre belirlenen zam oranlarını kabul etmiyoruz” denildi. Açıklamada, “Yoksulluğun başat sebebi gelir adaletsizliği, yargı adaletsizliği ve hukuksuzlukların inatla sürdürülmesidir. İktidar, hayali ekonomik programlardan önce hukukun üstünlüğünü ve demokratik değerleri güvence altına almalıdır” ifadelerine yer verildi.

“Grev hakkı içeren sendika yasası istiyoruz”

Açıklamada, bütçeden emekçilere daha fazla kaynak ayrılması, grev hakkı içeren sendika yasası çıkarılması, tarafların eşit temsil edildiği yeni bir toplu sözleşme masası kurulması, mülakat uygulamasının kaldırılması, 3600 ek gösterge düzenlemesinin tamamlanması, kreşlerin açılması ve 5510 sayılı Kanun’un yarattığı mağduriyetlerin giderilmesi talepleri sıralandı.

Basın açıklamasında konuşan BES Genel Başkanı Özer Avanaş ise ” Ne yazık ki, Orta Vadeli Program’da açıklanan enflasyon tahminleri oranında zamma ikna edilen yandaş sendikalar bu hafta içerisinde buraya gelip basın açıklaması yapıyorlar. Bizler kendilerine söyledik: Hakem heyetinin olduğu masanın kurulduğu bir yerde, kamu çalışanlarının ve kamu emeklilerinin gerçekten kazanıma dönüşecek bir sonuç elde etmeleri mümkün değildir. Arkadaşlara, ‘Hakem heyetine gitmeyin, hakem heyetine temsilci göndermeyin’ dedik. ‘Bu dönem toplu iş sözleşmesi Meclis’e kalsın, Meclis’teki genel hükümlere göre haklarımızı orada talep edelim’ dedik. Ama maalesef yandaş sendikalar şerh koyarmış gibi yaptılar ve koşa koşa gittiler; hakem heyetinde bu garabetin ortaya çıkmasına sebep oldular” ifadelerini kullandı.

“Toplu sözleşme masası emekçilerin mücadele alanıdır”

Büro Emekçileri Sendikası’nın açıklamasına CHP ile DEM Parti milletvekilleri ve KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz de destek verdi. Karagöz, şunları söyledi:

“Bugün bu ülkede emekçiler geçinemezken, emekliler adeta ölüme, açlığa teslim edilirken ve 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde, hükümet güdümlü ve siyasal iktidar üzerinde etkisi olmayan ama siyasal iktidarın denetiminde büyüyen konfederasyonlar, şimdiden kamu emekçilerini açlığa, yoksulluğa, sefalete teslim ettiklerini aslında temmuz ve ağustos ayları içerisinde 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine dair hem örgütlü bulunduğumuz işyerlerinde hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kurduğumuz alternatif TİS masasında bütün kamuoyu ile paylaşmıştık. Toplu sözleşmenin imzalanmasının üzerinden üç ay geçmeden, 2026-2027 yıllarını kapsayan bize verilen zam oranları şimdiden tamamen erimiş. Eğer enflasyon farkı zam oranı olarak kamuoyuna pompalanıyorsa, bunun da farkında olduğumuzun öncelikle bilinmesini isteriz. Toplu sözleşme masası emekçilerin mücadele alanıdır; emekçilerin alın terinin siyasal iktidara, patronlara, cemaate, tarikatlara, saraya pazarlandığı alan değildir” diye konuştu.