Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bodrum Uluslararası Film Festivali’nin 4. gününde ölüm, kimlik, dijitalleşme ve kültür temaları buluştu

Bodrum Uluslararası Film Festivali, dört gün boyunca ölümden kimlik arayışına, dijital dünyanın karanlık yüzünden kültürel aidiyetlere kadar geniş bir tematik yelpazede film gösterimleri ve söyleşilere ev sahipliği yaptı. Festivalin dördüncü günü, sinema sanatının farklı disiplinlerle kurduğu ilişkiye dikkat çeken yapımlarla sona erdi.

Bodrum Uluslararası Film Festivali, dört gün boyunca ölümden kimlik arayışına,

(MUĞLA) – Bodrum Uluslararası Film Festivali, dört gün boyunca ölümden kimlik arayışına, dijital dünyanın karanlık yüzünden kültürel aidiyetlere kadar geniş bir tematik yelpazede film gösterimleri ve söyleşilere ev sahipliği yaptı. Festivalin dördüncü günü, sinema sanatının farklı disiplinlerle kurduğu ilişkiye dikkat çeken yapımlarla sona erdi.

Festivalin dikkat çeken filmlerinden biri, Belaruslu yönetmenler Elsa Kremser ve Levin Peter’ın imzasını taşıyan “Beyaz Salyangoz (White Snail)” oldu. Gerçek hayatta morgda çalışan kişilerle çekilen film, ölüm, yalnızlık ve hayata tutunma temalarını işledi.

İlk gösterimi İsviçre’deki Locarno Film Festivali’nde yapılan ve burada En İyi Oyuncu Ödülü ve Jüri Özel Ödülü’nü kazanan yapımın Türkiye prömiyeri, Bodrum Uluslararası Film Festivali’nde yapıldı. Gösterimin ardından düzenlenen söyleşinin moderatörlüğünü festivalin sanat yönetmeni Alin Taşçıyan yaptı. Filmde, morgda çalışan bir adam ile yaşamla bağını koparmış bir kadının kesişen hikâyesi anlatılıyor. Yönetmenler, morgu ölümle yüzleşmenin ötesinde yeniden doğuşun sembolü olarak ele aldı. Filmdeki sembolik ögeler, özellikle dev Afrika salyangozları ve loş atmosfer, karakterlerin içsel yalnızlıklarını yansıtıyor.

“Yeşeren Yapraklar”: Bir çocuğun gözünden dünyaya bakış

Festivalin 4. gün programında ayrıca Japon asıllı Belçikalı yönetmen Miwako van Weyenberg’in ilk uzun metraj filmi “Yeşeren Yapraklar” gösterildi. Gösterim sonrası düzenlenen söyleşide, yönetmen Weyenberg, filmin merkezinde yer alan çocuk karakter Yuna aracılığıyla dünyayı bir çocuğun bakış açısından anlatmak istediğini söyledi. Weyenberg, “İki kültürlü insanlar bazen kendi üçüncü kültürlerini yaratır. Sanırım bu film de böyle bir alan açıyor” ifadeleriyle filmin kültürel arka planına dikkat çekti.

“Algoritma Biat”: Dijital dünyanın tehlikeleri perdeye taşındı

Yönetmenliğini Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun yaptığı “Algoritma Biat” filmi ise dijital dünyanın karanlık yüzünü konu aldı. Filmde başarısız bir içerik üreticisinin, kullanıcı kimliklerinin gizlendiği ve yapay zekâ destekli bir platformda yaşadığı tehlikeli süreç anlatılıyor.

Festival başvurularında strateji söyleşisi

Festivalin dördüncü gününde Fransız Kültür Ateşesi Florent Signifredi ve film ajansı temsilcisi Manon Arlot’un katılımıyla “Festival Başvurularında Strateji” başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Katılımcılar, film yapımcılarına uluslararası festivallere başvurularda dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Uzmanlar, başvuruların son dakikaya bırakılmaması ve altyazı ile teknik detayların eksiksiz tamamlanmasının önemini vurguladı.

Deniz üzerine kurulan perdeyle özel kapanış: “Gündüz Apollon Gece Athena”

Festivalin dördüncü günü, Emine Yıldırım’ın yönettiği “Gündüz Apollon Gece Athena” filminin deniz üzerine kurulan perdede gösterilmesiyle sona erdi. Gösterimin ardından yönetmen Emine Yıldırım ve başrol oyuncusu Ezgi Çelik, izleyicilerle bir söyleşi yaptı. Etkinlik, film severlere yapım sürecine dair detayları ilk ağızdan dinleme imkânı sundu.

Bodrum Uluslararası Film Festivali, bu yıl da uluslararası sinema dünyasının farklı bakış açılarını bir araya getirerek, sinemaseverlere dört gün boyunca zengin içerikli bir program sundu.