Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bingöl’de bazalt ocağı girişimine köylülerden tepki: “Devlet sözde tarıma, çiftçiye, hayvancılığa önem veriyor, öyleyse bu karar nereden çıktı?”

Bingöl’de 2018 ÇED Olumsuz raporu alan şirket bazalt ocağı tesisi kurmak için yedi yıl aradan sonra yeni girişimde bulundu. Duruma tepki gösteren avukat Furkan Kürşat Alban, “İnsanlar orada hayatlarını tarım ve hayvancılıkla sürdürüyor. Burada bazalt taşı kırma-eleme tesisi kurulmak isteniyor. Kırma-eleme işlemleri sırasında ortaya çıkacak partiküller, rüzgarla birlikte doğrudan köyün içine; insanların evlerine ve tarlalarına taşınacak. Uzun vadede bu tozlar silikozis ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastalıklarına yol açacak” dedi.

Bingöl'de 2018 ÇED Olumsuz raporu alan şirket bazalt ocağı tesisi

Haber: Zeynep AKAT

(BİNGÖL) –
Bingöl’de 2018 ÇED Olumsuz raporu alan şirket bazalt ocağı tesisi kurmak için yedi yıl aradan sonra yeni girişimde bulundu. Duruma tepki gösteren avukat Furkan Kürşat Alban, “İnsanlar orada hayatlarını tarım ve hayvancılıkla sürdürüyor. Burada bazalt taşı kırma-eleme tesisi kurulmak isteniyor. Kırma-eleme işlemleri sırasında ortaya çıkacak partiküller, rüzgarla birlikte doğrudan köyün içine; insanların evlerine ve tarlalarına taşınacak. Uzun vadede bu tozlar silikozis ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastalıklarına yol açacak” dedi.

Bingöl merkeze bağlı Düzyayla Köyü’ne ikinci kez bazalt ocağı ve kırma-eleme tesisi yapılması planlanıyor. Özateş Petrol ve İnşaat Şirketi, Köye bazalt ocağı kurmak için 2018 yılında girişimde bulunmuştu. Bingöl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından “Çevresel Etki Değerlerlendirme (ÇED) gereklidir” karar verilmişti. Şirket kararı Erzurum 2. Bölge İdare Mahkemesi’ne taşımış ancak oradan “ret” kararı almıştı. Karara rağmen aradan geçen yedi yılın ardından şirket aynı bölgeye bazalt ocağı kurmak için yeni bir girişimde bulundu. Bazalt ocağı tesisi için başlatılan girişimi çağrıldıkları ÇED bilgilendirme toplantısıyla öğrenen köylüler duruma tepki gösterdi.

“İnsanların hayatı, sağlıkları, tarım ve hayvancılık faaliyetleri çok ciddi zarar görecek”

Konuya ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuşan avukat Furkan Kürşat Alban, “Bu proje bizim için yeni değil. Kanunen, alan biraz küçültülerek ya da hafif değiştirilerek tekrar başvuru yapılabiliyor” dedi. Alban, şunları kaydetti:

“Bingöl’ün Düzyayla Köyü, Tüz mevkisi olarak adlandırılan alanda, yoğun nüfus yaşıyor. İnsanlar orada hayatlarını tarım ve hayvancılıkla sürdürüyor. Dolayısıyla bu proje sadece ‘biraz toz olur, su azalır’ meselesi değil; insanların geçim kaynaklarını, yaşamlarını kökten etkileyecek bir proje. Burada bazalt taşı kırma-eleme tesisi kurulmak isteniyor. Bazalt, yüksek oranda silika içerebilen bir volkanik kayaçtır. Kırma-eleme işlemleri sırasında ortaya çıkacak PM10 ve PM2.5 gibi ince partiküller, rüzgarla birlikte doğrudan köyün içine; insanların evlerine ve tarlalarına taşınacak. Uzun vadede bu tozlar silikozis ve KOAH gibi ölümcül akciğer hastalıklarına yol açacak. Evet, belki devlet bazında vergi gelirine, istihdama katkısı olacak deniyor ama burada yaşayan insanların hayatı, sağlıkları, tarım ve hayvancılık faaliyetleri çok ciddi şekilde zarar görecek.”

“Kimseye sorulmadan, habersiz gidilip rapor tutulmuş”

Alban, projenin yapılmak istendiği bölgedeki mülk sahiplerinin rızasının alınmadığını anlatarak, “Son dönemde Bingöl İl Sağlık Müdürlüğü bir inceleme yapmış ve ‘uygundur’ raporu vermiş. Biz bu rapora itiraz ettik. Çünkü inceleme yapılırken ne muhtara ne ihtiyar heyetine ne de köyde yaşayan halka haber verilmiş. Kimseye sorulmadan, habersiz gidilip rapor tutulmuş. Biz bu raporun gerçekliğini kabul etmiyoruz. Hem Sağlık Bakanlığı’na hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne resmi itiraz dilekçelerimizi ve tutanaklarımızı sunduk” dedi.

Köylülerin karara karşı imza kampanyası başlattıklarını söyleyen aktaran Alban açıklamasını şu cümlelerle tamamladı:

“Herkes ‘Bu projeyi istemiyoruz, yaşam alanlarımız zarar görecek’ diyerek imza attı. Yamaç bölgesi dediğimiz alanda 29 köy var. Patlatmaların yaratacağı gürültü, titreşim ve toz bütün bu köyleri etkileyecek. ‘Birkaç kişi çalışır, para kazanır’ deniliyor ama ben köydeki insanlarla birebir konuştum, kimse para için bu riski göze almak istemiyor. Herkes anayasal hakkı olan sağlıklı yaşam hakkını, mülkiyet hakkının korunmasını istiyor. Bu karar sadece bugünü değil, torunlarımızın geleceğini de etkileyecek. Bu yüzden bu projeyi kesinlikle istemiyoruz.”

“Yerleşim yerine 200 metre mesafeye böyle bir şey yapılmaz”

Düzyayla Köyü Muhtarı Mahmut Alas ise 70 hanelik köylerinde ağırlıkla olarak tarım ve hayvancılık yapıldığını, tesis yapılırsa köydeki herkesin geçim kaynağını kaybedeceğini belirterek, “Tesisin yapılacağı bölge bir köye 400 metre, diğer köye 200 metre uzaklıkta. Yapılırsa ne çevre kalır, ne doğa kalır. O bölgede hayat kalmaz. Neredeyse 8 yıl olmuş, o kadar zamandan sonra böyle bir karar beklemiyorduk. Devlet sözde tarıma, çiftçiye, hayvancılığa önem veriyor, öyleyse bu karar nereden çıktı? Biz kesinlikle bu tesisi istemiyoruz. Yetkililer gelsinler, gidelim beraber bakalım. Bir yerleşim yerine 200 metre mesafeye böyle bir şey yapılmaz” dedi.