Haber: Beril KALELİ/Kamera: Belçim KILIÇKIRAN
(İSTANBUL) Geçen hafta akaryakıt zamlarını protesto eylemi gerçekleştiren CHP Beşiktaş İlçe Başkanlığı bu hafta emeklilerin sıkıntılarını dile getirdi. Eyleme katılan emeklilerden bazıları ANKA’ya yaptıkları değerlendirmede “Emekliler aç, geçinemiyor, sıkıntı içinde. Resmen bizi ölüme mahkum ediyorlar ama bizler direneceğiz.” dedi. Çorlu’dan geldiğini, geçerken tesadüfen eylemi görünce katıldığını belirten bir başka emekli de “Bulgaristan göçmeniyim; komünizmde bile böyle devir görmedim. Sağlık iyi değil, eğitim iyi değil… Böyle rezalet görmedim…” diye konuştu.
CHP Beşiktaş İlçe Başkanlığı geçtiğimiz hafta başlattığı Cumartesi eylemlerinde bu hafta emeklileri gündemine aldı. Eyleme ellerinde dövizlerle katılan emekliler, “Emekliyiz, haklıyız, kazanacağız” sloganı attı.
“Ömürleri uzadığı için emeklilerimize zam yapmaktan imtina ediyorlar”
“Somut gerçekleri örnek vererek, ne kadar asgari düzeyde beklenildiğinibve yaşanıldığını görstermek” amacıyla gerçekleştirildiği belirtilen eylemde CHP Beşiktaş İlçe Başkanı Mehmet Arslan basın açıklamasında bulundu. “17 milyona yakın emeklimiz var Türkiye’de. Emeklilerimizin en düşük aldığı maaş 16 bin 200 lira zamlarla birlikte. Hükümetimizin projesi şu; emeklilerimizin ömürleri son yıllarda uzadığı için emeklilerimize zam yapmaktan imtina ediyorlar” şeklinde konuşan Arslan, emekli maaşının alım gücünü, tek maaşla geçinen 2 kişilik bir emekli ailesinin 10 günlük market alışverişi üzerinden yaptığı sunumla değerlendirdi.
Emeklinin alışveriş sepetine dikkat çekildi
“2 kişilik bir aileyi baz alarak, 10 günlük market alışverişi yaptık. Asgari beslenme ihtiyacı olan ürünler bunlar sadece” diyen Arslan alınan ürünleri tek tek göstererek sepete doldurdu. Bulgur, un, zeytin, sıvı yağ, süt, salça, makarna, pirinç, çay, şeker, kuru fasulye, kırmızı mercimek, peynir, yumurta, salatalık, soğan, patates ve domatesten oluşan sepetin 3 bin 200 lira tuttuğunu aktaran Arslan, bu 10 günlük alışverin 1 ayda 3 kere tekrarlanması durumunda 2 kişinin aylık asgari beslenme ürünleri için 9 bin 600 lira ayırması gerektiğini belirtti.
Arslan: Türkiye’deki emeklinin sepetinde meyve, kırmızı et, balık, tavuk yok; Almanya’da emekli Hans’ın arabasında tamamı var
Sepette meyve, kırmızı et, balık ve tavuğun bulunmadığına da dikkat çeken Arslan, “Bu ailenin 16 bin 200 TL emekli maaşı var. Kira, elektrik faturası, su faturası, doğalgaz faturası, bunlar bu harcamanın içinde değil. Ailenin elinde kalan para 6 bin liraya yakın para zaten” şeklinde konuştu. Daha sonra diğer yanında bulunan alışveriş arabasına işaret eden Arslan, “Bu da Almanya’da emekli olan Hans’ın arabası. Hans, bu arabayı komple doldurabiliyor emekli maaşıyla. Onun arabasının içinde proteini var, eti ver, sütü var, meyvesi var, tamamı var” dedi.
ANKA eyleme katılan emeklilere de mikrofon uzattı. Emeklilerin ifadeleri şöyle:
“Yüzde 10 çok iyi yaşıyor, 20-30 da kendini idare ediyor ama geriye kalan gerçekten yoksul bir halk var; bu sadece emeklilerle ilgili de değil”
Zeki Altınbıçak: Ne diyeyim? Yıllardır sokaklarda bir şeyler söylemeye çalışıyoruz, hep aynı şeyleri söylüyoruz. 3 tane kredi kartım var, ondan ona, ondan ona, her ay 3-4 bin lira açık veriyorum. Sonunda iflas… Mutlaka bir erken seçim olsun, en azından bir umut doğar. Artık son haddimizdeyiz. Emekliler gerçekten perişan. İstiyorum ki o yukarıda oturanlar, bir aşağı insinler, insanlarla bir diyalog kursunlar; inan bana ne dertler var. Ben bir varoş mahallede yaşıyorum. O mahallede insanları, emeklileri görüyorum. Bir çay parası veremeyecek insanlar var. Yani her yer güllük gülistanlık değil. Yüzde 10 bir zümre çok iyi yaşıyor, hadi 20-30 da kendini idare ediyor ama geriye kalan gerçekten yoksul bir halk var; bu sadece emeklilerle ilgili de değil.
“Çevremde aç yaşayan, yarım simitle günü çıkaran çok insan var”
Necla Özkancı: Ben idare edebiliyorum ama çevremde geçinemeyen, aç yaşayan, yarım simitle günü çıkaran çok insan var. Hangi birine el uzatalım. Bu devletin bu işe el atması lazım. Yeter yani, yeter.İnsanların burasına geldi. Her tarafımız çürümüş vaziyette.
İdris Saygıner: Halimiz belli. Sürünen bir emekli ne söyleyebilir? Böyle bir dönem görmedik. İlk defa böyle bir dönem yaşıyoruz; durum iyi değil, facia.
“Bulgaristan göçmeniyim; komünizmde bile böyle devir görmedim”
Latif Öztürk: Ben böyle bir devir görmedim. Bulgaristan göçmeniyim; komünizmde bile böyle devir görmedim. Sağlık iyi değil, eğitim iyi değil… Böyle rezalet görmedim…
“Kendilerinin mutfağında eti var, proteini var ama emekliler aç”
DİSK Emekli-Sen Beşiktaş Şube Başkanı Hasan Karakazan: Emeklinin mutfağına hiç iniyorlar mı acaba. Kendilerinin mutfağında eti var, proteini var. Ama emekliler aç, geçinemiyor, sıkıntı içinde. Resmen bizi ölüme mahkum ediyorlar ama bizler direneceğiz.

