Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakan Fidan: Aktivistler için İsrail makamlarıyla, Milli İstihbarat Teşkilatımız üzerinden temasa geçtik

Dişişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail tarafından alıkonulan aktivistlerin Türkiye’ye getirilmesi sürecine ilişkin, “Aktivistler gözaltına alındıktan sonra bir an önce onların esaretine son verecek bir operasyonel hamleye girmemiz gerekiyordu. Yani Cumhurbaşkanımızın da bu konuda kesin talimatı oldu. İsrail makamlarıyla, güvenlik makamlarıyla Milli İstihbarat Teşkilatımız üzerinden temasa geçtik. Yereldeki büyükelçiliğimizdeki maslahatgüzarlığımız da ilgili makamlarla temasa geçti ve geri planda gerçekten çok fazla insanın emeğinin olduğu bir operasyonla da bugün kardeşlerimizi ülkemize getirdik” dedi.

Dişişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail tarafından alıkonulan aktivistlerin Türkiye’ye getirilmesi

(ANKARA)- Dişişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail tarafından alıkonulan aktivistlerin Türkiye’ye getirilmesi sürecine ilişkin, “Aktivistler gözaltına alındıktan sonra bir an önce onların esaretine son verecek bir operasyonel hamleye girmemiz gerekiyordu. Yani Cumhurbaşkanımızın da bu konuda kesin talimatı oldu. İsrail makamlarıyla, güvenlik makamlarıyla Milli İstihbarat Teşkilatımız üzerinden temasa geçtik. Yereldeki büyükelçiliğimizdeki maslahatgüzarlığımız da ilgili makamlarla temasa geçti ve geri planda gerçekten çok fazla insanın emeğinin olduğu bir operasyonla da bugün kardeşlerimizi ülkemize getirdik” dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT Haber’de İsrail’in alıkoyduğu Sumud Filosu aktivistlerinin kurtarılma süreci, Suriye’deki son gelişmeler ve Rusya Ukrayna savaşı başta olmak üzere gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Fidan, İsrail’in gözaltına aldığı aktivistlerin Türkiye’ye getirilmesi sürecinde neler yaşandığı sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bir defa İsrail’e düzgün mesaj gitmesi için uluslararası baskının oluşturulması gerekiyordu. İlk etapta filo limanlardan ayrılır ayrılmaz biz belli ülkelerle bir koordinasyon mekanizması kurduk. Bunu çok fazla kamuoyuna yansıtmadık. En son belki 16 Eylül’de bir ortak, 17 ülkenin beyanıyla ortak bir bildiri yayınladık ama onun gerisinde İspanya, Latin Amerika, Asya Pasifik ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyle yakın bir siyasi koordinasyon kurduk. Ortak mesaj verdik ve buradan bir baskı ürettik, uluslararası baskı.

“İspanya bu konuda gerçekten çok ciddi bir rol oynadı”

Yani, bu insanlar sahipsiz değiller. Fakat diğer taraftan da bir sivil eylem ama biz devletler olarak uluslararası hukukun, uluslararası insancıl hukukun bize alan açtığı ölçüde biz buna sahip çıkıyoruz mesajını vermek önemliydi. Daha da önemlisi, ilk kez bu devletleri bir araya getirmek önemliydi. Yani bunların vatandaşları bir araya gelmiş, hareket ediyor ama devletlerinin geride bir diplomatik birliktelik içerisinde olması gerekiyordu. Türkiye olarak biz ona öncülük ettik. Sağ olsun İspanya bu konuda gerçekten çok ciddi bir rol oynadı. İspanya Dışişleri Bakanı’na da burada huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum hassasiyetinden dolayı. Daha sonra gemiler yola çıktıktan sonra tabii seyir sefer güvenliği önemli. Çok fazla sayıda tekne var; küçük, orta ölçekli. Bunların yolda kalanı var, daha farklı güvenlik sorunları olabilirdi. Tabii bölgede bulunan Deniz Kuvvetlerimiz, özellikle havadan izleme unsurlarımız, İspanya, İtalya başta olmak üzere bölgedeki diğer deniz kuvvetleriyle de bir koordinasyon içerisinde oldular.

“İsrail makamlarıyla Milli İstihbarat Teşkilatımız üzerinden temasa geçtik”

En sonunda bu asil aktivistler gözaltına alındıktan sonra da biz bir an önce onların esaretine son verecek bir operasyonel hamleye girmemiz gerekiyordu. Yani Cumhurbaşkanımızın da bu konuda kesin talimatı oldu. İsrail makamlarıyla, güvenlik makamlarıyla Milli İstihbarat Teşkilatımız üzerinden temasa geçtik. Yereldeki büyükelçiliğimizdeki maslahatgüzarlığımız da ilgili makamlarla temasa geçti ve geri planda gerçekten çok fazla insanın emeğinin olduğu bir operasyonla da bugün kardeşlerimizi ülkemize getirdik.

“Geride bir miktar kardeşimiz daha kaldı. Onların prosedürel bir mahkemesi olacak”

Tabii başka ülkelerin de bu konuda bizlerden talepleri oldu açıkçası. Bu taleplere de yanıt verebildiğimiz için açıkçası memnunuz. Çünkü başlangıçta da ifade ettim, bu gerçekten eşine ender rastlanan asil bir eylem. Yani bu eyleme devletler mümkün olduğu her ölçüde sahip çıkmak durumundalar. Geride bir miktar kardeşimiz daha kaldı. Onların prosedürel bir mahkemesi olacak. Belki birkaç gün içerisinde de en geç onları ve diğer kardeşlerimizi tahliye ettirmiş olacağız inşallah.”

ABD’nin Gazze için sunduğu ateşkes planı ve Hamas’ın olumlu tavrına ilişkin soru üzerine Fidan, Netenyahu’nun bu süreci sabote edebileceğini belirterek şunları kaydetti:

“Amerika’nın ciddiyetine ve kararlılığına açıkçası ihtiyacımız var”

“Yani sabote etme ihtimali her zaman için var. Bu niyetin de ben orada olduğunu düşünüyorum. Bunun için Amerika’nın ciddiyetine ve kararlılığına açıkçası ihtiyacımız var. Yani aslında diplomatik ağırlık noktası bizim için Amerika’nın bu hatta tutulması. Onun için belli liderlerin, Cumhurbaşkanımızla beraber Trump’a bu noktada telkinde bulunmaları, onu bir hatta tutmaları gerçekten önemli. Dünya barışı için, bölge barışı için. Burada Hamas’ın buna bakışı, iyi olanları ‘iyi’ diye kabul edip takdir edip, kabul edilemez olanların neden kabul edilemeyeceğini izah etmesi açısından önemliydi. Bence buradaki ortaya konan müzakere tekniği, cevap kağıdındaki cevap şekli gerçekten yani takdire şayan bir husus. Önemli bir konu. Gerçekten hani taktik sorunlarla, cari sorunlarla uğraşırken, yani mecburuz bunlarla uğraşmaya ama bölgenin sorumlu ve kadim bir devleti olarak kalıcı bir çözüm getirmeyle de ilgili yoğunlaşmalarımız olmalı. Bunun neticesinde tekliflerimiz olmalı. Bir taraftan da buna uğraşıyoruz. Aslında bizim taktik meşguliyetlerimiz, stratejik vizyon geliştirmekten bizi alıkoymuyor. Tam tersine, bütün bu taktik uğraşılarımız, bizim yapacağımız stratejik önermelerin olgusal zeminini hazırlıyor. Yani bir teorik zemini inşa edebilmeniz için çok fazla dünya verisine ihtiyacınız var.

“Bölgesel bir istikrar paktına, platformuna, anlaşmasına, konvansiyonuna ihtiyacımız var”

Bölgesel bir istikrar paktına, platformuna, anlaşmasına, konvansiyonuna ihtiyacımız var. Bunun birinci amacı caydırıcılık değil. İkinci amacı caydırıcılık. Birinci amacı bunun, bölge ülkelerinin birbirine karşı olan güvenini mutlak hale getirmek, bu anlaşmaya taraf olan ülkeleri mutlak hale getirmek ki kimse daha sonra bu güvensizlik ortamında dışarıdan müdahalelere zemin hazırlanmasın veya terör örgütleri bundan istifade etmesin veya başka türlü istikrarsızlık oluşturucu hususlar bölgemizde istikrarsızlık oluşturmasın. Bu platforma, bu anlayışa bizim ihtiyacımız var bölgede ve bunu öncülüğünü Cumhurbaşkanımız yapıyor.”

Cumhurbaşkani Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye yaptığı ziyaretini değerlendiren Fidan, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye-Amerikan ilişkilerinde, özellikle liderler diplomasisi açısından tarihi bir ziyaret olarak nitelendirilebilecek bir ziyaret. Çünkü aslında geri planda birtakım olumsuz çevresel şartların olduğu bir dünyada, iki liderin kendi liderlik özelliğini kullanarak bütün bu sorunların çok üstüne çıkıp, çok daha büyük bir stratejik perspektifle bu alana bakmaları yukarıdan ve buna göre bir ilişki sadece kendileri arasında değil, ülkeler arasında dizayn etmeye çalışmaları, yani bu ender rastlanan bir durum.

“Ortaya konulmuş çok büyük bir irade var liderler arasında”

Ortaya konulmuş çok büyük bir irade var liderler arasında. İki ülke arasındaki sorunlu alanları kaldıralım, ilerletelim ve varsa da başka çıkan alanlar ona bakalım. Yani biz kabinede de bu konuyu görüştük. Orada da ifade edildi. Bundan sonrası artık ilgili bakanlara, kurumlara düşüyor. Çünkü liderler arasında oluşmuş ciddi bir irade var. İki ülke arasındaki ticareti, enerji başta olmak üzere, savunma sanayi alanı başta olmak üzere iş birliği alanlarını ilerletecek, başka sorunlu alanlar varsa onları ileri taşıyacak ne varsa yapmak gerekiyor.”

Washinton’da milli uçak “KAAN” hakkındaki konuşmasına ilişkin soruya Bakan Fidan, şu yanıtı verdi:

“Türkiye’ye yapılan açık ve örtülü kısıtlamalar ve yaptırımlar var”

“Aslında dezenformasyon, manipülasyon, kara propaganda ve özellikle Türkiye’deki siyasi mücadelenin bir ayağı olarak fitne çıkarma konuları hep var olan bir konu. Türkiye’ye yapılan açık ve örtülü kısıtlamalar ve yaptırımlar var, diplomatik olarak giderilmesi gereken. Şimdi arkadaşlara dedim ki ben: ‘Türkiye’ye yönelik açık ve kapalı savunma alanında ne yaptırımlarımız var? Savunma Sanayii Başkanlığımızın bize verdiği ne listeler ve hangi ülkeler var? Kilit firmalarımızın ürettiği kilit ürünlerin kısıtlamada olduğu nereler var? Hava Kuvvetlerimizin kullandığı hangi mühimmatlarda sıkıntılar var? Deniz Kuvvetlerimizin kullandığı hangisinde var?’ gibi birçok şey var yani, böyle. Bunlarda şöyle bir husus var: Bir, yerlileştirme devam ederken, cari olarak kullanılması gerekenleri de ve Silahlı Kuvvetlerin, Savunma Sanayii’nin bizden talep ettiği hususların da kaldırılması gerekiyor. 2 yıldır çalışıyoruz. Yani Kanada’dan kaldırdıklarımız var, Hollanda’yı kaldırdık, Norveç’i kaldırdık, Belçika’yı kaldırdık, Almanya’daki konular büyük ölçüde kalktı. Amerika’dakilerin bir kısmı kalktı, bir kısmı duruyor.”

Suriye’deki son durumu değerlendiren Bakan Fidan, çarşamba günü Suriye Dışişleri BakanıEsad Hasan Eş Şeybani’nin Türkiye’ye geleceğini belirterek şunları kaydetti:

“Suriye’de son durum, şu anda biliyorsunuz yarın bir aslında seçim olacak. Delegeler üzerinden Parlamento Halk Meclisi seçimi olacak. Bu önemli bir adım. Yani Suriye’de yeni bir hayatın, yeni bir sistemin kurulduğuna ilişkin hükümetin ilanından sonraki ikinci önemli adım diyebiliriz esas itibarıyla kurumsallaşma olarak. Arada yapılan çok fazla işler var. Ekonomiyle ilişkin, enerjiyle ilişkin, belli kurumların altyapısının geliştirilmesine ilişkin. Bunlar daha detay konular ama stratejik düzeyde hükümetin ilanı ve şu anda seçimlerin olacak olması ve bu seçimlerin dört yıl süreyle görev yapacak olan Halk Meclisi’ni belirlemesi, bu önemli bir şey.

“YPG’nin artık niyetini ortaya koyup Şam’la anlaşması gerekiyor”

Şimdi diğer taraftan Suriye’nin, şu anda özellikle fiziksel bütünlüğüne yönelik tehdidi oluşturan, bölünme tehdidini oluşturan unsurların ortadan kalkması gerekiyor. Burada YPG’nin belli bir, açıktan artık niyetini ortaya koyup Şam’la anlaşması gerekiyor. Diğer taraftan güneydeki Dürzi meselesinin olumlu bir şekilde her iki tarafın da kabul edebileceği bir perspektifle ülkenin bütünlüğünü tehlikeye atılmadan çözülmesi gerekiyor.

“Oyun bozucu olan ve daha fazla bozma potansiyeli olan İsrail”

Burada tabii ki oyun bozucu olan ve daha fazla bozma potansiyeli olan İsrail. Buraya dolaylı ve direkt mesajlar da iletiliyor. Esas itibarıyla yani burada bir oldu bitti olması, ülkenin bölünmesine yol açacak birtakım başka girişimlerin olmasını Türkiye olarak bizim kabul etmemiz mümkün değil. Yani çünkü Suriye’deki bizim sınırımız ve sınırın öbür tarafında olan her şey bizim milli güvenliğimizle de doğrudan ilintili bir konu. Burada milli bütünlüğü sağlanmış, birliği, beraberliği devam eden bir Suriye’ye ihtiyacımız var.

Amerika’daki yaptırımların artık daha ileri düzeyde kaldırılması gerekiyor

Amerika’daki yaptırımların artık daha ileri düzeyde kaldırılması gerekiyor. Avrupa Birliği’nin biraz daha ileri adımlar atması gerekiyor ki finans konusunda, yatırım konusundaki engeller kalksın. Suriye’nin geleceğinin tehdit altında olduğu bir yerde ne yatırım ne siyasal istikrar ne mültecilerin geri dönüşümü mümkün olur. Bu bir oynak zemin üzerinde hareket etmeye benzer. Yani bu bu büyük bir risk. Yani bunun olmaması gerekiyor. Şu an itibarıyla liderlik güçlü ve kararlı ve büyük bir uluslararası meşruiyet görmüş durumda.

“Çarşamba günü Suriye Dışişleri Bakanı Türkiye’ye gelecek”

50 küsur yıldan sonra ilk defa bir Suriyeli lider Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan uluslararası topluma hitap etme imkanı buldu. Yani bu aslında uluslararası meşruiyetin en üst düzeyi. Yani bu fevkalade önemliydi. Orada çok önemli görüşmeler yaptı Sayın Şara. Cumhurbaşkanımızla da görüştü. Dışişleri Bakanı da ciddi görüşmeler yaptı. Sayın Şara gittikten sonra da kaldı, görüşmeler devam etti. Bizler de görüştük. İnşallah bu çarşamba günü de meslektaşımız Türkiye’ye gelecek, Suriye Dışişleri Bakanı.”

Rusya-Ukrayna savaşına da değinen Hakan Fidan, Gazze ateşkesi kadar Ukrayna’da da bir ateşkesin olması gerektiğini ifade ederek şu hususlara değindi:

“Gazze’deki ateşkesin sağlanması bir, Ukrayna’daki ateşkesin sağlanması iki”

“Gazze’deki ateşkesin sağlanması bir, Ukrayna’daki ateşkesin sağlanması iki. Yani uluslararası kamuoyu bu iki konuya kilitlenmiş durumda. Gerçi Gazze daha aciliyet gerektiriyor. Çünkü oradaki açıktan devam eden sistemli bir soykırım ve tehcir teşebbüsü. Şimdi Ukrayna’da gelinen en son noktada, biliyorsunuz Sayın Putin’le Sayın Trump arasında Alaska’da bir görüşme gerçekleştirildi. Bu görüşmede aslında fevkalade önemli konular da gündeme getirildi. Rusya tarafı ateşkes ilişkin şartlarını daha da netleştirilmiş, rafine edilmiş bir şekilde açıkça Sayın Trump’a söyledi. Sayın Trump bunu daha sonra Ukrayna lideri ve beraberindeki Avrupalı liderlerle yaptığı toplantıda onlarla görüştü. Hangi konu ne kadar ilerletilebilir, bu masaya yatırıldı.

Şimdi görünen o ki, yani burada Amerikalılarla da hani konuştuğumuz zaman ortaya çıkan, belli bir süre daha, birkaç ay daha bu konunun devamından sonra bir açılım sağlanabileceği şeyi var, hususu var. Çünkü sorunun ne olduğu, nerede olduğu artık belli. Donetsk’te Rusların geri alamadığı kısım, yüzde 25-30’luk bir kısım var. Burası ne olacak? Ruslar burayı almak istiyorlar. Ukraynalılar diyorlar: ‘Burası bizim toprak bütünlüğümüz açısından zaten çok önemli. Savaşmadan bir yer verme şansımız yok.’ Ruslar da diyorlar ki: ‘Biz savaşmaya devam ederiz, bedeli ne olursa olsun. Burayı aldıktan sonra diğer yerlere de gideriz. Onun için başka yerleri kaybetmemek için burayı verin.’ Onlar diyorlar: ‘Hayır, biz burayı verirsek zaten başka yerleri kaybetmenin yolları açılır askeri olarak’ gibi her iki tarafın da argümanları var. Bu argümanları tabii ortada buluşturmak gerekiyor.

“Avrupa ilk defa bu kadar ciddi bir tehditle karşı karşıya”

Şimdi Avrupa tabii ki ilk defa bu kadar yani ciddi bir şekilde bir konvansiyonel, yani ciddi bir tehditle karşı karşıya. Yani nükleer silahı da olan ama şu anda konvansiyonel tedbirlere başvuran bir tehditle karşı karşıya. Bunu yani ilk önce Ukrayna üzerinden bu savaşa müdahil oldu. Ama şimdi görüyoruz ki son birkaç ay, birkaç hava ihlali raporlarında, bu raporlar NATO tarafından da üretiliyor, aynı zamanda ilgili ülkelerin kendi sistemlerinde de konu oluyor. Ve Rusların buna tabii farklı cevapları var, kabul etmiyorlar. Ama burada kesin olan şu: Bir artık alarm düzeyine gelme var. Bir daha fazla kendi sistemlerinde, askeri kabiliyetlerinin artırılmasıyla ilgili bir farkındalık oluşturmaya başladığını görüyoruz. Dünya ticaretine, dünya enerji dengelerine maliyeti çok yüksek. Bu savaşın, Cumhurbaşkanımızın başından itibaren söylediği gibi, bir an önce durması gerekiyor, bu saçma savaşın. Kabul edilemeyecek maddeleri var iki taraflı olarak. Ama bir formülle bu işin bitmesi lazım. O formüle de zaten ortaya çıktı, çok yakınız ama inşallah biter.”