(ANKARA) – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Şırnak’ta Mesud Barzani’nin katıldığı sempozyumda korumalarının verdiği görüntüyü eleştirerek, “Sempozyumun önüne çıkartılan ve adeta şova dönüştürülen mesnetsiz övgü yağmurları ve abartılı iltifatlar, bunun yanında vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin vakarına, saygınlığına, tarihi itibarına ve egemen vasfına taammüden saldırıdır” dedi. Bese Hozat’ın, “PKK üyeleri af istemiyor, biz suç işlemedik ki af isteyelim” sözlerine de “Af vaadeden zaten yok” yanıtını veren Bahçeli, “Terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili, “Ok yaydan çıkmıştır. Gemiler yakılmıştır” diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün Gazetesi’ne verdiği röportaj ile gündeme dair açıklamalarda bulundu.
“Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin konuşan Bahçeli, Türkiye’nin, bugüne kadar hiç olmadığı kadar dirençli, güvenli ve umutlu seviyede bulunduğunu, bu yüksek seviyeyi heba ve heder etmeye kimsenin hakkının olmadığını söyledi.
Bahçeli, “Aksi istikametteki tavır ve tutumları, millete ve devlete yönelik karşı çıkış, karşı duruş, karşı direniş olarak yorumlamak kaçınılmazdır. Tarihi bir fırsat eşiği önümüzdedir. Bölücü terör kaynaklı makus talih günbegün değişmektedir. Bunun yüreklere su serpen sonuçlarına inşallah yakın vadede şahit olunacaktır. Kapımızı çalan fırsat kaçırılmayacak kadar değerlidir. Hem milletimizin hem de bölge halklarının en temel insan hakkı huzur değil midir? İstikrarlı, itibarlı, güvenceli bir hayata ulaşmaları haklı bir beklenti sayılmayacak mıdır? Yeni Yüzyıl, diriliş ve yükseliş yüzyılıdır” dedi.
Terörsüz Türkiye hedefinin, Cumhuriyet tarihinin en müessir adım ve atılımı olduğunu ifade eden Bahçeli, “Terörsüz Türkiye milli ve tarihi bir hedeftir. Hedefle ilgili taviz, tehir veya en küçük tereddüt asla söz konusu değildir. Ok yaydan çıkmıştır. Gemiler yakılmıştır. Kararlığımız aşınmaz ve tartışılmaz düzeydedir” ifadelerini kullandı.
“Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin”
MHP Lideri Devlet Bahçeli, KCK yöneticisi Bese Hozat’ın, “PKK kadroları af istemiyor. Biz suç işlemedik; soykırım altındaki bir halkın varlık ve özgürlük mücadelesini verdik. Bu insanlar onurlu insanlardır; gözleri basitçe ailelerine dönmekte değildir” ve “Türkiye üzerinde çok ciddi bir tehlike var. Eğer Türk devleti adım atmaz, Kürt sorununu demokratik temelde çözmez, Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa Türkiye’nin geleceği çok karanlıktır” sözlerinin sorulması üzerine şöyle yanıt verdi:
“Bahsettiğiniz terör örgütü mensubu, 11 Temmuz 2025 tarihinde Irak’ın Süleymaniye kırsalında silahlarını kazana atmak suretiyle yakan 30 kişilik PKK’lı grubun en önündeydi. 24 Kasım 2025 tarihinde üç kişiden müteşekkil milletvekili heyetinin İmralı’ya gidişinin üzerinden çok geçmeden bu teröristin açıklaması kamuoyuna yansıdı. Bu kapsamda telaffuz edilen iddialar ve ifadeler olgunluktan ve yapıcılıktan son derece uzaktır. Üstelik 27 Şubat 2025 İmralı çağrısıyla taban tabana zıttır. İmralı’ya sadakatleri esas olmalıdır. Tersini düşünmek mümkün değildir. Bölücü terör örgütünün tüm bileşenlerini bağlayan müspet açıklamanın hilafına KCK Eşbaşkanı unvanı kullanılmaktadır. Yanlıştır, art niyetliliktir, ülkemizde ve bölgemizde karanlık emelleri bulunan Siyonist-Emperyalist yapıya alenen hizmetkârlıktır. Hatta bunun bir başka adı, ‘Terörsüz Türkiye’ atılımlarının önünü kesmek için plan ve kurgu içinde olan odaklara maşalık yapmaktır. Şu bayağı sözlere bakar mısınız, hiç kimse suç işlememiş! Bu nedenle de af maf da istemiyorlarmış. Kaldı ki af vaadeden zaten yok, suça gelince, tarih ve maşeri vicdan önünde hangi suçların işlendiği açıktır, nettir, belgelidir. Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin. Tehdit tonu ziyadesiyle fazla marazi mesajlarla, maksatlı ve mahsurlu görüşlerle bir yere varılamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tip ucuz ve ucube yaklaşımlara aldırış etmez. Doğru bir istikamette tekeri dönen kervanımızı taşa tutanların provokasyonları boşunadır. Hevesleri kursaklarında kalacaktır. Bir yanda münfesih terör örgütünün bir kısım azılı elemanının çarpıtmaları, diğer yanda sözde milliyetçi, özde ne idüğü belirsiz, neye ve nerelere hizmet ettikleri meçhul çevrelerin ezberleri aynı potada, aynı paydada birleşmiştir. Ne kadar tuhaf, en az bu kadar da kuşkulu ve düşündürücü.”
“Sempozyumun önüne çıkartılan ve adeta şova dönüştürülen mesnetsiz övgü yağmurları…”
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesud Barzani’nin, Şırnak’ta katıldığı bir sempozyumun şova dönüştürüldüğünü söyledi. 17.yüzyılda yaşamış mutasavvıf, şair ve alim Melaye Ciziri için düzenlenen Sempozyuma Barzani’nin misafir olarak katılımına diyeceğinin bulunmadığını ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
“Ağırlanması milletimizin alicenaplığının ve misafirperverliğinin alametidir. ‘Terörsüz Türkiye’ karşılıklı saygı ve sevginin, birlik ve dayanışmanın coğrafyamızı yoğuran vuslat hamurudur. Fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku maalesef çiğnenmiştir. Adına ister protokol kuralları deyin, ister teamül deyin, ne var ne yok ihlal edilmiştir. Barzani’nin an itibarıyla herhangi bir devlet görevi yoktur. Sadece misafir olarak ülkemize giriş yapmıştır. Buna rağmen Sempozyumun önüne çıkartılan ve adeta şova dönüştürülen mesnetsiz övgü yağmurları ve abartılı iltifatlar, bunun yanında vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin vakarına, saygınlığına, tarihi itibarına ve egemen vasfına taammüden saldırıdır. Devletimiz, ülkemize gelen her misafiri koruyacak güç, kabiliyet ve yeterliliktedir. Ayrıca ülkemize gelen yabancı korumaların taşıyacakları veya kullanacakları silahların marka, miktar ve çaplarının daha önceden Türkiye’ye bildirilmesi esastır. Fakat ülkemize yabancı asker ya da korumaların üniformalı vaziyetleriyle uzun namlulu silah getirmeleri diye bir şey yoktur.
Şunun bilinmesinde özellikle yarar olacaktır; Türk milletinin helali hakkı olan ve şehit kanlarıyla sınırları çizilen aziz vatanımızın hiçbir şekilde tartışmaya açılmasına, üzerinde hesap yapılmasına, sis ve şaibeye havale edilmesine tahammül edemeyiz. Asla hoş göremeyiz. Misafir başımızın üstündedir, ama adı üstünde sadece misafire kapımız açıktır. Bunun haricinde topraklarımız üzerinde kuşku uyandıracak her muamele ve potansiyel müdahaleye prim veya geçit vermeyiz, vermeyeceğiz.”
“Demokrasi sevdalısı Milliyetçi-Ülkücü Hareket’ten nasıl darbeci çıkacak”
İmralı’da bulunan terörist başı Abdullah Öcalan ile milletvekilllerinin göşmesi sonrasında, “Terörsüz Türkiye başarılı olmazsa darbe mekaniği devreye girer” iddialarına da tepki gösteren Bahçeli, şu cümleleri kurdu:
“Bu sözlerde nasıl bir darbe mekaniğinin devreye gireceği biraz kapalı, tam anlaşılır değil. Ne var ki, Türkiye’de darbeler döneminin kapısı açılmamak üzere kilitlenmiştir. Silahların gölgesi altında icra ve ifa edilen siyaset devri kapanmıştır. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi geriye sararsa, patinaja başlayıp gittikçe gömülür ve gündemden kalkarsa, sonuçlar her anlamda ve herkes için ağır olabilecektir. Kim ki Terörsüz Türkiye’yi yaralar ve yıkarsa bunun vebalini üstlenmekten, tarih ve millet önünde hesap vermekten kurtulamaz. Biz her türlü ihtimalin üzerinde titizlikle duruyor, sürecin her aşamasını dikkatle analiz ediyoruz. Samimiyiz, iyi niyetliyiz, kardeşliğin ve milli birliğin kazanmasını istiyoruz.
Türkiye’nin kazanmasına, Türk milletinin derin bir nefes almasına yürekten ve tüm imkanlarımızla gayret ediyoruz. Yılgınlık semtimize uğrayamaz. Karamsarlık yanımızda yöremizde konuşlanamaz. İftira ve isnatlar bizi yolumuzdan döndüremez. Birlikte olursak çok daha güçlü oluruz. Türk ile Kürt’ün ortak geleceği, ortak geçmişinin anılarıyla, ahlaki ve manevi rabıtasıyla oluşacaktır. Şahsımla da ilgili olarak da, Terörsüz Türkiye başarılı olmazsa, MHP içinden darbe yapılacakmış. Demokrasi sevdalısı Milliyetçi-Ülkücü Hareket’ten nasıl darbeci çıkacak, işin doğrusu gülümseyerek düşündüm. Hasılı kelam bunların hepsi fasa fiso, fuzuli ve bayatlamış söz oyunları. Geçelim bir kalemde, önümüze bakalım.”

