(ANKARA) – Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, “Yoksulluk nedeniyle geleceğimiz olan her 4 çocuktan 1 tanesinin okula aç gittiği, milyonlarca çocuğun çalışmak zorunda kaldığı, son 12 yılda 800’den fazla çocuğun çalışırken hayatını kaybettiği bir dönemde yoksullukla mücadele için bölüşüm eşitsizliğini ve adaletsizliğini ortadan kaldıracak planlı ve kamucu politika setine ihtiyacımız olduğu ortadadır. Yoksullukla mücadele için sosyal koruma programları oluşturulmalı ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesimler olan kadınlar ve çocuklar için kapsayıcı sosyal koruma politikaları hayata geçirilmelidir” açıklamasında bulundu.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, “Yoksulluk Halk Sağlığı Sorunudur” başlığıyla DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi’nin (EMAR) ve TÜİK verilerine göre “yoksulluğun artık halk sağlığı” sorunu olduğuna ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Türkiye’de uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle her geçen gün daha fazla hane derin yoksulluğa sürüklenirken, milyonlarca yurttaşımız en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumdadır. GSYH’dan emeğin payının azalmasıyla başlayan gelir ve servet adaletsizliği koşulları, nitelikli sağlık hizmetlerinden sağlıklı beslenmeye ve barınmaya dek birçok temel hakkı doğrudan etkilemektedir.
“Toplam yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanların oranı ise yüzde 29,3 seviyesindedir”
DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesi’nin (EMAR) hazırladığı ‘Türkiye’de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu’na göre ülkemizde yaşayan en az 17 milyon 821 yurttaş en temel ihtiyaçlarını karşılayacak herhangi bir gelire sahip değildir. TÜİK verilerine göre yapılan hesaplamaya göre yoksulluk oranı yüzde 21,2’ye yükselirken, her 10 yurttaştan 2’si yoksul hale gelmiştir. Asgari ücretin sendikaların her ay açıkladığı ortalama 27 bin TL seviyelerine ulaşan açlık sınırının altında düşmesiyle birlikte yoksul hanelerde yaşayan daha fazla kadın ve çocuk sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıyadır. 2024 yılında 18 yaşından küçük çocukların yüzde 38,9’u yoksul ya da sosyal dışlanma riski altında olup, TÜİK’in açıkladığı verilere göre bu oran; 18–64 yaş grubunda yüzde 26,3, 65 yaş üstünde ise yüzde 23,3’tür. Toplam yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olanların oranı ise yüzde 29,3 seviyesindedir.
“TÜİK verilerine göre her 7 kişiden 1’i düzenli sosyal yardıma muhtaç hale gelmiştir”
EMAR araştırmasına göre kadınların yoksulluk veya sosyal dışlanma riski erkeklere göre daha yüksektir. Kadınlarda bu oran yüzde 31,5 iken, erkeklerde yüzde 27,1’dir. Özellikle 18–64 yaş grubunda bu fark belirginleşmektedir. 18-64 yaş aralığındaki kadınların yüzde 29,5’i yoksulluk ve sosyal dışlanma riski taşırken, bu oran erkeklerde yüzde 23,1’dir. Yoksulluğun derinleşmesi sosyal yardımlara olan başvuruyu da artırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, 2022 yılında 4 milyon 498 bin 852 olan sosyal yardım alan hane sayısı, 2024 yılının sonunda 4 milyon 574 bin 684’e yükselmiştir. TÜİK verilerine göre her 7 kişiden 1’i düzenli sosyal yardıma muhtaç hale gelmiştir.
“Yoksulluk kader olamaz”
Ankara Tabip Odası olarak uzun zamandır yoksulluğun sağlık ve sosyal yaşam üzerindeki etkilerine dikkat çekmek amacıyla ‘yoksulluk halk sağlığı sorunudur’ diyoruz. Yoksulluk nedeniyle geleceğimiz olan her 4 çocuktan 1 tanesinin okula aç gittiği, milyonlarca çocuğun çalışmak zorunda kaldığı, son 12 yılda 800’den fazla çocuğun çalışırken hayatını kaybettiği bir dönemde yoksullukla mücadele için bölüşüm eşitsizliğini ve adaletsizliğini ortadan kaldıracak planlı ve kamucu politika setine ihtiyacımız olduğu ortadadır. Eğitim, sağlık, barınma gibi temel kamusal haklardan herkes eşit şekilde faydalanmalı, bu temel haklar nitelikli, erişilebilir ve parasız olmalıdır. Gelirde adalet ve vergide adalet sağlanmalıdır. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması uygulamasına gidilmeli, servet vergisi hayata geçirilmelidir.
“Kapsayıcı sosyal koruma politikaları hayata geçirilmelidir”
Ücretli çalışanlar, işsizler, dezavantajlı grupların sosyal refahı için temel gelir güvencesi ve gelir desteği sağlanmalıdır. Ücret politikalarında iyileştirme yapılmalıdır. Asgari ücret ve tüm ücret düzeyleri insan onuruna yaraşır düzeye çekilmelidir. Emekli maaşları yoksulluk sınırının üzerinde belirlenmelidir. Yoksullukla mücadele için sosyal koruma programları oluşturulmalı ve yoksulluktan en fazla etkilenen kesimler olan kadınlar ve çocuklar için kapsayıcı sosyal koruma politikaları hayata geçirilmelidir.”

