Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Altan Öymen için CHP Genel Merkezi’nde cenaze töreni düzenlendi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarihinin önemli isimlerinden biri olan eski genel başkan Altan Öymen, 93 yaşında hayatını kaybetti. Ölümünün ardından CHP Genel Merkezi’nde düzenlenen cenaze töreni, partinin üst düzey yöneticileri, eski genel başkanlar ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşti. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarihinin önemli isimlerinden biri olan eski

ANKARA  – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarihinin önemli isimlerinden biri olan eski genel başkan Altan Öymen, 93 yaşında hayatını kaybetti. Ölümünün ardından CHP Genel Merkezi’nde düzenlenen cenaze töreni, partinin üst düzey yöneticileri, eski genel başkanlar ve çok sayıda vatandaşın katılımıyla gerçekleşti.

Törene katılanlar arasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önceki genel başkanlar Kemal Kılıçdaroğlu, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın gibi isimler yer aldı. Tüm katılımcılar, Altan Öymen’in hayatı boyunca verdiği mücadeleleri ve Türkiye’deki demokrasiye olan katkılarını vurguladı. Törende, katılımcılar Öymen’in yalnızca bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir gazeteci ve yazar olarak da önemli bir figür olduğunu belirtti.

Tören öncesinde, CHP Genel Merkezi’nin 600 kişilik salonu, Altan Öymen’in anısına uygun bir şekilde hazırlandı. Törende, Öymen’e olan saygılarını iletmek amacıyla birçok çelenk gönderildi. Bu çelenkler arasında, CHP’nin Silivri’de tutuklu bulunan cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun çelengi dikkat çekti. Törenin başlamasıyla birlikte, salona tüm genel başkanlar birlikte girdi.

Altan Öymen’in Hayatı ve Siyasi Kariyeri

Altan Öymen, 20 Haziran 1932 tarihinde Trabzon’da doğdu. Çocukluk ve gençlik yıllarını Ankara’da geçiren Öymen, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra gazetecilik kariyerine adım attı. Türkiye’nin önde gelen gazetelerinde muhabirlikten başyazarlığa kadar birçok görevde bulundu. Özellikle 1972 yılında kurduğu ANKA Haber Ajansı ile Türkiye basınında önemli bir yer edindi.

Öymen, 1950 yılında CHP’ye üye olarak siyasi yaşamına başladı. 1961’de Kurucu Meclis Üyesi olarak görev alarak, Atatürk ilkelerine olan bağlılığını her zaman dile getirdi. 1977 ve 1995 yıllarında İstanbul Milletvekili olarak TBMM’de görev aldı ve Turizm ve Tanıtma Bakanlığı görevini üstlendi. 1999 yılında CHP Genel Başkanlığı’na seçilen Öymen, bu görevi büyük bir sorumlulukla yürüttü ve partinin demokratik değerlerini savunarak önemli bir liderlik sergiledi.

Cenaze Töreninin Detayları

Cenaze töreni, CHP Genel Merkezi’nin 600 kişilik salonunda gerçekleştirildi. Törende katılımcılar, Altan Öymen’in yaşamını ve mücadelelerini anarak, onun siyasi mirasını yaşatmak için söz aldılar.

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, “Altan Öymen vicdanı, bilgeliği ve duruşuyla yalnızca bir siyasetçi değil, Türkiye’nin aydınlık yarınlarına inanan ve cumhuriyetin temel değerlerine adanmış bir cumhuriyet neferidir. 93 yıllık ömrü boyunca kalemiyle, mücadelesiyle hep ileriye bakan; aklın, bilimin ve hukukun yolundan ayrılmayan Sayın Altan Öymen’i minnet, saygı ve rahmetle anıyoruz” dedi.

Sayek Böke, Altan Öymen’in sadece cumhuriyetin bir bölümüne tanıklık etmediğini, aynı zamanda tarihsel akışta ülke için mücadele eden biri olduğunu söyledi. Altan Öymen’in hayatını anlatırken cumhuriyetin, CHP’nin ve gazeteciliğin de tarihini anlattıklarını aktaran Böke, Öymen’i en iyi anlatan kavramların tevazu, asalet, dinleme, yol gösterme olduğunu ifade etti.

Öymen’in hayatının birkaç dakikaya sığdırılamayacağını belirten Böke, şöyle devam etti:

“Bizlere bıraktığı tertemiz mirası ve unutulmaz hatıratı bir kez daha anmak için yaşamını bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyorum. 20 Haziran 1932’de dünyaya gelen, kökleriyle Trabzon’a uzanan Altan Öymen, çocukluk ve gençlik yıllarını Ankara’da geçirmiştir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden 1955 yılında mezun olarak hem düşünsel ve mesleki yaşamına sağlam bir adım atmıştır. Daha gençlik yıllarında gazeteciliğe adım atan Öymen, ülkemizin köklü gazetelerinde muhabirlikten başyazarlığa uzanan bir hayatı sürmüş, halkın doğru haber alma hakkını daima öncelik edinmiş, basın özgürlüğünün yılmaz savunucusu olmuştur.

1972 yılında kurduğu ANKA Haber Ajansı ile Türkiye basınına yeni bir soluk, ses kazandırmıştır. Altan Öymen sadece kaleminin gücüyle değil, demokrasiye olan inancı ve cumhuriyet değerlerine bağlılığıyla milletimize hizmet etmiştir.

1950’de CHP’ye üye olarak siyasal mücadeleye katılmış, 1961’de Kurucu Meclis Üyesi olarak adım attığı siyasi hayatında Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinmiş; çağdaş, demokratik ve laik Türkiye idealine olan bağlılığını her platformda kararlılıkla savunmuştur. 1977 ve 1995 yılında İstanbul Milletvekili olarak TBMM’de görev almış, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı görevini üstlenmiştir.

1999’da CHP Genel Başkanlığı’na seçilen Öymen, bu onurlu görevi büyük bir sorumluluk bilinciyle yürütmüş, ilkeli duruşu ve uzlaşmacı kimliğiyle örnek bir liderlik sergilemişir. Altan Öymen her dönemde adaletin ve insan haklarının savunucusu olmuş, 1972’de idam cezasına çarptırılan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın hayatlarını kurtarmak için başlatılan imza kampanyasında etkin rol oynamış, idamların durdurulması için kamuoyu oluşturma çabasının öncülerinden biri olmuştur.

Altan Öymen, vicdanı, bilgeliği ve duruşuyla yalnızca bir siyasetçi değil, Türkiye’nin aydınlık yarınlarına inanan ve cumhuriyetin temel değerlerine adanmış bir cumhuriyet neferidir. 93 yıllık ömrü boyunca kalemiyle, mücadelesiyle hep ileriye bakan; aklın, bilimin ve hukukun yolundan ayrılmayan Sayın Altan Öymen’i minnet, saygı ve rahmetle anıyoruz. Onun anısı cumhuriyetimizi yücelten her bireyin yüreğinde yaşamaya devam edecektir. Mücadelesi, mücadelemizdir. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.”

Altan Öymen’in kızı Aslı Öymen, “Türkiye ve basın dünyası, Altan ağabeyini kaybetti ve tabi Cumhuriyet Halk Partisi de öyle. Babamın sevildiğini biliyordum ama inanın bu kadar sevildiğini bilmiyordum. Nereye baksam, çıkan yazılar, partide gösterilen teveccüh…” dedi. Aslı Öymen, “Bu, hayatımın en zor konuşması olacak. En zor günlerimin içindeyim, ailecek öyleyiz. Babamı kaybettik” dedi.

Bir konuşma hazırlayamadığını ve hazırlıksız olduğunu belirten Aslı Öymen, şunları söyledi:

“Babam, gazeteci olması sebebiyle ve çok çalışkan biri olması sebebiyle bütün toplantılara her konuşma yapacağı zaman mutlaka hazırlık yapardı, araştırma yapardı, yazardı, çizerdi. Bana da mutlaka bunu yapmamı söylerdi. Ben de gayret mutlaka yapardım tabii. Öğüdü, yerine getirmeye çalışırdım fakat bugün öyle olamadı maalesef. Onun için tam olarak ben teşekkür etmek istiyorum bu büyük aileye her şeyden önce.

Bir ailenin mensubuyuz var olduğumuzdan beri Öymen ailesi olarak. Bu, büyük aile, Cumhuriyet Halk Partisi ailesinin bir mensubu olmaktan dolayı büyük gurur duyuyorum. Türkiye ve basın dünyası, Altan ağabeyini kaybetti ve tabi Cumhuriyet Halk Partisi de öyle. Biz de babacağımızı kaybettik, kardeşimle, torunlarıyla.

Türkiye’de ne kadar öncü konuşan adamların hepsi çok çok kıymetli onun üstüne ben bir şey ekleyemem. Ama bizim evde de babam aynı şekilde. Bize hep öncülük etti, hep yol gösterdi. Hepimize öğüt verdi. Çocuklarını, torunlarını çok sevdi. Annem çok sevdi. Sevgi dolu bir insandı. Bu demokrasiye bağlılığı sadece dışarıda yapılması gereken ya da dışarıda gerçekleşmesi gereken bir şey değildi; evde de öyleydi. Çok demokratik bir ortamda büyüdük. Çok şükür. Çok içselleştirmişti. İşte öyle büyüdüm.

Babamın sevildiğini biliyordum ama inanın bu kadar sevildiğini bilmiyordum. Nereye baksam, çıkan yazılar, partide gösterilen teveccüh… Gerçekten bu ailenin bir parçası olmaktan dolayı gurur ve şeref duyuyorum. Çok teşekkür ediyorum ailem adına.”

Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işık Kansu, şunları söyledi:

“Altan ağabey ile ilk tanışmam, gazeteciliğe başladığım 1970’li yılların ikinci yarısında oldu. Altan ağabey, benim araştırmacı gazetecilik simgemdi. Çünkü Altan ağabey, Uğur Mumcu ile birlikte, o dönem iktidarı da sarsıyordu bir gazeteci olarak. Dönemin Başbakanı’nın yeğeninin ‘hayali ihracat dosyası’nı ortaya koymuştu.

“Meslektaşlarımın, gazetecilerin, CHP’nin, yurttaşların, ailesinin başı sağ olsun”

Cumhuriyet’in bir geleneği vardır, kucaklayıcı bir niteliği vardır. Altan ağabeyimiz 12 Eylül cuntasının en şiddetli dönemlerinde bizimle birlikte cesaretli bir gazetecilik yaptı. Altan ağabeyi nasıl tanımlarım? Çelebi ve sakin bir kişilik, gazetecilikte gerçekten nesnel ancak ilkeli ve gerçekçi. Bize, gazetecilere, meslektaşlarımıza gerçekten bu anlamda yol gösterdi, örnek oldu. Onu siyasette hepimiz yakından izledik. Bütünleştiriciydi, tutarlı bir görev insanı olarak öne çıktı. Yaşamı boyunca izlediği yol, yazıları, kitapları, anıları ve en önemlisi iyi insanlığı ile halkın unutulmazları arasında yer aldı. Meslektaşlarımın, gazetecilerin, CHP’nin, yurttaşların, ailesinin başı sağ olsun. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Saygılar…”

 

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni  Özay Şendir: “Bir tiyatro eseri vardır ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ diye. Altan ağabey 1932 doğumlu. Bu cumhuriyetin ilk kuşakları, hep bu ülkeye borçlu ölmekten korktular. ‘Aman bu cumhuriyet bize çok şey verdi, biz devlete borcumuzu ödeyelim’ dediler. Altan ağabey alacaklıydı. ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ bir tiyatro eserinin adı ama ‘Cumhuriyetin Çınarları’ aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler” dedi.

Şendir, “Bugün huzurlarınızda sadece hüzün değil, Altan ağabey ile beraber çalışabilmenin onurunu yaşamış ve bundan feyz almış birisi olarak geldim. Birkaç Altan Öymen portresinden bahsetmek isterim; önce 366 gün öncesine gidelim. Kıbrıs, hava 39 derece, Altan ağabey 92 yaşında. Kaldığımız otelde onurlarına bir öğle yemeği verilecek. Otelin asansörleri çalışmıyor. ‘Özay, merdivenden inelim, ben geç kalmayayım ayıp olur’ dedi. Altan ağabeyi anlatan özelliklerden bir tanesi bu. Ama 18 yaşında, babası iki dönem Trabzon milletvekilliği yapmış bir CHP’li, CHP’nin yayın organı olarak bilinen bir gazeteye girmek için defalarca o kapıyı aşındırdı. ‘Ben gazeteci olmak istiyorum’ dedi. Ne bir telefon, ne bir torpil, ne başka bir şey…

“Altan ağabey, Türkiye’de askeri darbeleri gülünç duruma düşürmüş adamdır”

Altan Öymen portresine devam edelim. ANKA Ajansı’nı kurdu. Medya yöneticiliği yarı güç vehmeder, odalar çok önemlidir. Altan ağabeyin odası yoktu. Özel görüşmelerini mutfakta yapardı. Altan ağabey, Türkiye’de askeri darbeleri gülünç duruma düşürmüş adamdır. 12 Mart cuntası, Altan ağabeyi, Sofya uçağını kaçırmakla suçladı ve yargıladı. Mamak Cezaevi’nde Uğur Mumcu kağıttan uçak yapıp, üzerine ‘Sofya uçağı’ yazıp onu atıyordu. Ve cümle şuydu; ‘Altan uçak kaçırırsa, sadece geç kaldığı için kaçırır.

“Altan ağabeyseniz, siz yazarsınız, herkes sizi konuşur”

12 Eylül, Altan ağabeyin mesleğini elinden aldı. Eski siyasetçi, konuşması yasak. Köşe yazması da yasak. Altan ağabey döndü, Türkiye’nin şehirlerini dolaşmaya başladı. Adana’ya gitti. Adana kebabında soğan olur mu, olmaz mı tartışmasını ‘Adana Kebap Doktrini’ diye yazdı, Türkiye’de yer yerinden oynadı. Kalemin gücü tam da budur işte. İlla siyaset yazmak gerekmez. Altan ağabeyseniz, siz yazarsınız, herkes sizi konuşur.

“Türkiye’de medya kuşağındaki her önemli isimde Altan ağabeyin payı vardır”

Altan Öymen portrelerine daha devam edebiliriz ama şunu söylemekten onur duyarım; söz verdiği zaman hep yaptı. Bir kere bile geç kalmadı. Hep dinledi. Yol göstericiliği gözüne sokmadan, seni değerli olduğuna inandırarak yaptı. Türkiye’de medya kuşağındaki her önemli isimde Altan ağabeyin payı vardır. Altan ağabey gibi dostunun olmasını herkes ister ama asıl önemli olan nedir biliyor musunuz? Altan ağabey ile karşı karşıya olsanız bile, Altan ağabey kimseye pusu kurmazdı. Altan ağabeyin karşıtlığı da mertçeydi. Bu çok özlediğimiz, çok aradığımız bir özellik.

Bir tiyatro eseri vardır ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ diye. Altan ağabey 1932 doğumlu. Bu cumhuriyetin ilk kuşakları, hep bu ülkeye borçlu ölmekten korktular. ‘Aman bu cumhuriyet bize çok şey verdi, biz devlete borcumuzu ödeyelim’ dediler. Altan ağabey alacaklıydı. ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ bir tiyatro eserinin adı ama ‘Cumhuriyetin Çınarları’ aramızdan ayrılsalar da hiç ölmezler.”

CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Altan Bey’i sorarsanız, feleğin çemberinden geçmiş bir yiğit olarak tanımlayabiliriz. Bir gazeteci, bir tarihçi, bir baba, bir partili, saygılı bir kişiydi. O bir yiğitti” dedi.

Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet gazetesi okumaya başlamasıyla Altan Öymen’le tanıştığını kaydederek, şunları söyledi:

“Sayın Genel Başkanlar, sevgili dostlarım, Altan Öymen’le ne zaman tanıştım? Cumhuriyet gazetesi okumamla Altan Öymen’i tanımaya başladım. Lise yıllarından itibaren üniversite yıllarında onun gazeteciliğini, kalemini her zaman biliyordum ve güçlüydü. Cumhuriyet’in birinci sayısında rahmetli Uğur Mumcu ile birlikte günleri paylaşarak yazılar yazarlardı. Kısa, öz ve vurucu yazılardı. Dolayısıyla benim Altan Bey’le ilk tanışmam Cumhuriyet’le oldu. Daha sonraki yıllarda bürokrasiden emekli oldum; Altan Bey, Genel Başkan’dı. Bir konu dolayısıyla, sosyal politikalar dolayısıyla beni Genel Merkez’e davet etti. Genel Merkez’e gittim, sosyal politikalar konusundaki düşüncelerimi öğrenmek istediler. MYK’da düşüncelerimi aktardım ve ayrıldım.

İlk yüz yüze gelişimiz MYK toplantısında oldu. Daha sonraki yıllarda pek çok toplantıda birlikte olduk. En son 93’üncü yaş günü dolayısıyla İstanbul’da evindeydim. Tesadüf oldu, büyük bir tesadüf… Pastalarımızı hazırladık, mumlarımızı hazırladık, 9 mum koyduk yanlış hatırlamıyorsam. Sonra Altan Bey’e üflemesini istedik. Biraz hazırlık da oldu, şapkasını çıkardı, derin bir nefes aldı ve bir seferde bütün mumları söndürdü. Hep birlikte alkışladık.

Altan Bey’i sorarsanız, feleğin çemberinden geçmiş bir yiğit olarak tanımlayabiliriz. Gerçekten de az önce anlattılar değerli konuşmacılar. Hayatın, aşağı yukarı politik açıdan söyleyeyim, bütün meşakkatlerini çekmiş bir liderimizdi. Önemli bir kişiydi. Onu, tarihçi olarak da yorumlayabiliriz. Tarihçiydi aynı zamanda. Partimizin tarihini en iyi bilenlerden birisiydi.

Bir sohbetimizi, ‘Efendim bunları keşke yazabilseniz yazsanız da gelecek kuşaklara bunları aktarabilsek’ diye konuştuk ve kendisi yazdı. Gerçekten son derece güçlü kalemiyle onu bir, aynı zamanda tarihçi olarak da tanımlarız. Bir gazeteci, bir tarihçi, bir baba, bir partili, saygılı bir kişiydi. O bir yiğitti. Hepinizin huzurunda, ailesine baş sağlığı, dileklerimi iletiyorum. Partimizin bütün bireylerine baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Onu rahmetle ve minnetle anlıyoruz. Hepinize tekrar yürekten teşekkür ederim.”


Konuşmasını yaptıktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu, Altan Öymen’in tabutunun başına karanfil bıraktı.

Ekrem İmamoğlu: Altan Öymen ömrü boyunca demokrasinin ve cumhuriyet değerlerinin savunucusu oldu. Hayatının son günlerine kadar adalet ve özgürlük için mücadele etti. CHP Genel Başkanlığı görevini partimizin çok zorlu süreçlerden geçtiği bir dönemde devraldı, bu süreçte partimizi ayakta tuttu. Saygıyla anılacak bir isim bıraktı. Allah herkese böyle şerefli, ilkeli bir hayat sürdürebilmeyi nasip etsin” sözlerinin yer aldığı mesajı okundu.

Ekrem İmamoğlu’nun mesajı şöyle:

“Değerli katılımcılar, sizlere Silivri’den en sıcak selamlarımı gönderiyorum. Cumhuriyet Halk Parti’mizin eski genel başkanı Altan Öymen’i kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Altan Öymen ömrü boyunca demokrasinin ve cumhuriyet değerlerinin savunucusu oldu. Hayatının son günlerine kadar adalet ve özgürlük için mücadele etti. Onurlu duruşuyla tüm Türkiye’ye örnek oldu. Altan Öymen hem saygın bir basın mensubu hem de siyasetçi olarak çok büyük mücadeleler verdi. Basının susturulmaya çalışılmasına, sansüre, baskıya karşı direndi. Halkın haber alma özgürlüğü için mücadele etti. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı görevini partimizin çok zorlu süreçlerden geçtiği bir dönemde devraldı. Bu süreçte partimizi ayakta tuttu.

“Hep saygıyla anılacak bir isim bıraktı”

Milletvekilliği ve bakanlık görevlerinde ülkemize çok kıymetli hizmetlerde bulundu. Aramızdan ayrılırken arkasında çok değerli bir miras, hep saygıyla anılacak bir isim bıraktı. Allah herkese böyle şerefli, ilkeli bir hayat sürdürebilmeyi nasip etsin. Altan Öymen’in mücadeleci ruhu, nezaketi ve savunduğu değerler bizlere rehber olmaya devam edecektir. Altan Öymen Genel Başkanımıza Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve partimize başsağlığı diliyorum.”

CHP’nin önceki dönem genel başkanlarından Hikmet Çetin, şunları kaydetti:

“Altan Ağabey benim için ağabey olarak kaldı. Mülkiye’den dolayı ağabeyimdi, sonra partiden de ağabeyim oldu. Çok önemli kitaplar yazdı. Cumhuriyet Halk Partisi tarihini bilen; 40’lı yılların, 60’lı yılların özelliklerini anlatan kitaplar oldu. Ben bir anımı anlatacağım: Ben o zaman Gençlik Kolları Genel Sekreteriyim. Partide kalmak zorunda kaldım. Örsan Öymen ile haberleştik ve sonunda ben partide kalmak durumunda kaldım. Doğan Avcıoğlu ile Celal Dora’nın yatakları vardı. ‘Bana sen nerede yatacaksın?’ diye sordular. ‘Ben İsmet Paşa’nın odasında koltukları bir araya getirip yatarım’ dedim. Gece uyuyamadım. Çünkü pencereden bakınca askeri kamyonlar geçiyor. Askerler iniyor ama devam edip gidiyorlar. Herhalde sıkı yönetim çok ciddi önlemler alacak diye… Doğan Avcıoğlu ile konuştum dedi ki, ‘İstanbul Radyosunu açalım’ dedi. İstanbul Radyosunu açtık. Bir zırıltı geliyor. Fakat ilginç bir şey sabahleyin kapı çalındı. Bir baktım, yedek subay elbisesiyle Altan Öymen ve yanında Cumhuriyet’ten yazı yazan Said Bey diye bir arkadaşımız. ‘Herhalde bizi almaya geldiler’ dedim. Altan ağabey sen ne arıyorsun?’ dedim. ‘Ben yedek subayım. Yedek Subaylığımı yapıyorum’ dedi. İlk defa o gün elbise giymişti herhalde. ‘Bizi almaya mı geldiniz?’ dedim. ‘Yok, haber vermeye geldik’ dedi.

Çok önemli bir yazardı, çok araştırmacıydı ve uzlaşmacı bir özelliği vardı Altan ağabeyin. Yani her şekilde uzlaşmacı bir özelliğe sahipti. Uzlaşmayı da sonuna kadar sürdürdü. Hatırlarsanız, kaçırılan bir uçakta da vardı Altan Ağabey. İstanbul’dan kalkıp Bulgaristan’a giden uçakta.
Altan Ağabey o uçakta vardı, cezaevi gördü, sıkıntı çekti fakat hiçbir zaman ilkelerinden vazgeçmedi. Benim için hep ağabey olarak kaldı. Hep ağabey olarak bildim. Ben kendisini sevgiyle rahmetle anıyorum. Kendimi zor tutuyorum gözyaşı dökmemek için.

“Hiç unutturmayacağız Altan Ağabey’i”

Aslı’ya telefon ettim. Bana zatürre oldu deyince, ‘eyvah’ dedim kendi kendime. O yaşlarda zatürre olmak çok büyük tehlike olduğunu biliyordum. Ben ailesine başsağlığı diliyorum. Sevenlerine başsağlığı diliyorum. Cumhuriyet Halk Partililere başsağlığı diliyorum. Ben kendimi gözyaşı dökmemek için zor tutuyorum. Altan Ağabeyin öyle bir özelliği vardır. Birçok gazetede çalıştı. Her gittiği gazetede de insan yetiştirdi. Ben Hasan Cemal ile konuştum. O da dedi ki ‘Ben her şeyi Altan Ağabey’den öğrendim’ dedi. ‘Gazeteciliği de ondan öğrendim. Her şeyi ondan öğrendim’ dedi. Bütün CHP’lilerin başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin. Hiç unutmayacağız Altan Ağabeyi. Hiç unutturmayacağız Altan Ağabey’i.”

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Altan Öymen’in, görev yaptığı her alanda çok başarılı olduğunu söyledi. Öymen ile kısa süren genel başkanlığı döneminde birlikte çalışma olanağı bulduğunu ifade eden Karayalçın, şöyle konuştu:

“Altan Bey, 99 kurultayında, aralarından benim de bulunduğum genel başkanlık yarışlarına katılan arkadaşların hemen hepsinin parti meclisinde yer almasını istemişti, ben de parti meclisinde çok büyük bir zevkle görev yaptım. Öymen’e genel başkanlığı sırasından katkıda bulunmaya çalıştım. Biraz önce sayın Genel Başkanımız’ın odasından Muharrem İnce arkadaşım ile Altan Bey’in genel başkanlığı döneminde ele alınan projelere ilişkin sohbette bulunmuştuk. Altan Öymen, genel başkanlığı döneminde gerçekten partimizin örgütsel altyapısıyla ilgili çok önemli projeler hazırladı ancak maalesef onları tam anlamıyla uygulama fırsatı bulamadı. Örgütsel birikimi genel merkeze taşımayı amaçlayan projesi de en az iyi bilinen örgüt üyeliği ve örgütsel yenilenmeyle ilgili projesi kadar önem taşıyordu. Eğer uygulanabilseydi partimiz bugünkü konumuna çok daha erken bir tarihte gelme fırsatını bulabilirdi ama olmadı, olamadı. Ama ben buna tanıklık etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Son 20 yıl Altan Öymen’le bireysel bir dostluğum oldu. Şimdi son kez birlikteyim. Huzurunuzda Altan Öymen’e ‘elveda’ diyorum… Elveda sevgili ağabeyim, yüce Allah’ın rahmeti üzerinde olsun.”

Öymen’in Anısına Son Görev

Törenin sonunda, CHP Lideri Özgür Özel, Altan Öymen’in tabutunu omuzlarında taşıyarak cenaze aracına kadar götürdü. Tören boyunca duygusal anların yaşandığı bu süreç, CHP camiasının birlik ve dayanışma içinde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Özel ve beraberindekiler, Öymen’i genel merkezin bahçesinden el sallayarak uğurladı.

Altan Öymen’in cenaze namazı, yarın ikindi vakti Teşvikiye Camii’nde kılınacak ve sonrasında Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. Öymen, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir gazeteci ve yazar olarak da Türk basın tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Onun mirası, gelecek nesillere ilham kaynağı olmayı sürdürecektir.