Haber: İlhan Baba
(BERLİN)- Almanya Türk Toplumu, kuruluşunun 30. yılını Berlin’de düzenlenen törenle kutladı. Törende, göçmen toplulukların katılım mücadelesi, eşitlik talebi ve aşırı sağ tehdidine dikkat çekildi.
Almanya Türk Toplumu (Türkische Gemeinde in Deutschland – TGD), kuruluşunun 30. yılını Berlin’de Robert Bosch Vakfı’nın temsilciliğinde düzenlenen geniş katılımlı bir programla kutladı. Etkinliğe TGD’nin eyalet temsilcileri ile sivil toplum, akademi ve kültür dünyasından çok sayıda davetli katıldı.
Program, Alman sanatçı Petra Nachtmanova’nın saz dinletisiyle başladı. Gecenin sunuculuğunu Özge Uslu ve Doğuş Albayrak üstlendi. Açılış konuşmasını Robert Bosch Vakfı adına Dr. Gordian Haas yaptı. Ardından TGD Eş Başkanları Gökay Sofuoğlu ve Aslıhan Yeşilkaya-Yurtbay, Almanya’daki Türk toplumunun 30 yıllık örgütlü mücadelesine dikkat çekerek göç, katılım ve eşitlik alanındaki çalışmalarını sürdüreceklerini vurguladı.
Hamburg’da 1987’de öldürülen Ramazan Avcı’nın eşi Gülistan Avcı’nın gönderdiği video mesajının da gösterildiği kutlamada Federal Eğitim, Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanlığı’nı temsilen Devlet Sekreteri Ingo Behnel söz aldı. Behnel, Türk toplumunun Almanya’nın sosyal zenginliğine önemli katkı sunduğunu belirtti.
Gecenin ana konuşmasını Prof. Dr. Dr. Michel Friedman yaptı. “Demokratik birlikteliğin anahtarı olarak katılım” başlıklı konuşmasında Friedman, göçmen kökenli toplulukların karar alma süreçlerinde daha görünür olması gerektiğini söyledi. Demokrasi kültürünün saygı ve kendi kararını verebilme hakkı temelinde yükseldiğini belirten Friedman, göçmenlerden sürekli teşekkür beklenmesinin doğru olmadığını dile getirdi.
Friedman, Almanya’daki biz ve siz ayrımına da dikkat çekerek, üçüncü neslin göçmen kökenli olarak tanımlanmasının sorunlu olduğunu vurguladı. Kendisinin de Fransa’dan gelmiş bir sığınmacı çocuğu olduğunu hatırlatan Friedman, “Benim çocuklarım göçmen kökenli sayılmadı ama Türkiye’den veya Arap ülkelerinden gelen üçüncü nesil göçmen kökenli olarak tanımlanıyor. Özellikle Müslümanlar için bu durum daha belirgin” dedi.
Almanya’daki uyum tartışmalarına da değinen Friedman, uyumun ölçütünün Anayasa olduğunu belirterek “Kim nereden gelmiş olursa olsun, uyumun referansı Anayasa’dır” dedi.
Aşırı sağ terör ve ırkçılığın Almanya’da uzun süre görmezden gelindiğini söyleyen Friedman, aşırı sağcı bir saldırı sonucu öldürülen Hristiyan Demokrat Birliği’nden (CDU) Walter Lübcke’nin savaş sonrası dönemde aşırı sağ tarafından öldürülen ilk siyasetçi olduğunu hatırlattı. Bundan önce de birçok Türk kökenli insanın ırkçı saldırılarda yaşamını yitirdiğini belirten Friedman, bazı devlet yetkililerinin geçmişte bu saldırıları inkâr ettiğini söyledi.

