(ANKARA) – Alevi İnanç Önderleri ve Cemevi Başkanları İstişare Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Toplumun kanaat önderleri, barış ve kardeşlik mesajlarını daha yüksek sesle dile getirmelidir. Alevi toplumunun bu sürece çok büyük katkılar sunacağına yürekten inanıyorum” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı öncülüğünde, “Alevi İnanç Önderleri ve Cemevi Başkanları İstişare Toplantısı” düzenlendi. Toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin ile bazı Alevi inanç önderi katıldı.
Cevdet Yılmaz, toplantıda yaptığı konuşmada, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kuruluş sürecine değindi. Başkanlığın kurulmasına Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olduğu dönemde katkı sunduğunu belirten Yılmaz, “Şimdi o kanun çalışmalarından sonra ilk kez bu binayı görme fırsatım oldu. Başkanlığın somut ve güçlü bir kurum haline gelmesinden büyük mutluluk duyuyorum” dedi. Yılmaz, sürece emeği geçen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve ekibine teşekkür etti.
“22 yıldır iktidarda kalabildiysek bunda istişare kültürünün büyük payı var”
İstişarenin hem medeniyetin hem de siyaset anlayışlarının temelinde yer aldığını vurgulayan Yılmaz, “İstişare, bugünkü tabirle ortak akıl ve katılımcılıktır. Ne kadar istişare olursa hatalar o kadar az olur, işler o kadar bereketli olur. 22 yıldır iktidarda kalabildiysek bunda istişare kültürünün büyük payı var” diye konuştu.
Yılmaz, hükümetin her alanda ilgili taraflarla istişare ederek yol yürüdüğünü belirtti. Siyaset anlayışlarının merkezinde milletin talepleri ve değerlerinin yer aldığını ifade eden Yılmaz, bu anlayışla çalışmalarına devam ettiklerini söyledi.
Cevdet Yılmaz, toplantıda dile getirilecek görüş ve önerilerin önemine dikkati çekerek, “Sizlerin bugün ifade edeceği görüşler, öneriler bu anlamda çok kıymetli. İnşallah başkanlığımız bunları toparlayıp raporlaştıracak ve ilgili kurumlarımıza iletecek. Bu açıdan toplantıyı çok değerli buluyorum. 23 yıldır kararlarını toplumun her kesiminden gelen seslere kulak vererek şekillendiriyoruz. Doğu-Batı, etnik köken ya da inanç ayrımı yapmadan, şanlı bayrağımızın dalgalandığı her yerde 86 milyon vatandaşımız için çalışıyoruz” dedi.
Farklılıkları zenginlik olarak gördüklerini vurgulayan Yılmaz, “Allah’ımız bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir, Ehl-i Beyt sevgimiz bir, vatanımız, bayrağımız ve devletimiz bir. Varsın bazı konularda farklı olsun. Bu ortak değerlerimize hep birlikte sahip çıkacağız. Farklılıklara saygı göstereceğiz. Kimse bir diğerini ötekileştirmeyecek. Birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmeli, sevmeli ve saymalıyız. Yapmamız gereken budur” şeklinde konuştu.
“Uluslararası hukukun ayaklar altına alındığı, kuralların ve kurumların içinin boşaltıldığı bir dönemden geçiyoruz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasında Gazze’de yaşanan insanlık dramına da işaret ederek, “Kerbela’da ne yaşandıysa, bugün Gazze’de de benzer bir zulüm yaşanıyor. Masum insanlar açlığa, susuzluğa mahkûm edilerek katledildi” dedi. Tarihi ve insani sorumluluğa vurgu yapan Yılmaz, “Geçmişte Kerbela’da kimden yanaysak, bugün de aynı tarafta olmak zorundayız. Mazlumun yanında, zalimin karşısında olmak zorundayız ve bunu hep birlikte yapacağız” ifadelerini kullandı.
Muharrem Ayı vesilesiyle Kerbela’nın günümüz için taşıdığı anlamı vurgulayan Cevdet Yılmaz, şunları kaydetti:
“Kerbela hadisesi, her çağda adaletin, vicdanın ve kardeşliğin ne kadar kıymetli olduğunu bize hatırlatmaktadır. Özellikle bölgemizde, dünyada bunu çok daha net bir şekilde görüyoruz. Maalesef uluslararası hukukun ayaklar altına alındığı, kuralların ve kurumların içinin boşaltıldığı bir dönemden geçiyoruz. Gücü, gücü yetene tabiri caizse. ‘Ben güçlüysem, haklıyım’ diyen bir zihniyet görüyoruz. Bu tehlikeli bir zihniyet. Halbuki haklının güçlü olması lazım. İşte biz Türkiye Cumhuriyeti olarak böyle bir duruş sergiliyoruz. Hem haklı olacağız, hem de güçlü olacağız diyoruz.
Ekonomimizle, teknolojimizle, savunma sanayimizle, bütün gücümüzle caydırıcı bir güç olacağız. Bir taraftan da barışı, diplomasiyi, kardeşliği ön plana çıkaracağız. İkisini bir arada yapmak durumundayız. Hem caydırıcı bir güç olacağız, hem de barışı, hakkı, masumların hukukunu savunacağız. Ben inanıyorum ki bu mücadeleden her zaman olduğu gibi haklılar galip çıkacak. Er veya geç haklılar galip çıkacak. Biz de tarihin doğru tarafında konumlanarak zalimden değil, haklından yana olarak yolumuza devam edeceğiz.”
“Siyasi polemiklere, kısa dönemli siyasi kazanımlara heba etmememiz lazım”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, terörsüz Türkiye ve TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu sürecine dair şöyle konuştu:
“Toplumun kanaat önderleri, barış ve kardeşlik mesajlarını daha yüksek sesle dile getirmelidir. Bugün ‘terörsüz Türkiye’ diye bir sürecin içindeyiz. Ne diyoruz? Cumhurbaşkanımız her ortamda söylüyor: ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım.’ Hacı Bektaş’tan ilhamla ‘Hep birlikte Türkiye olalım’ diyor. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle bu ülkede kim yaşıyorsa kardeşlik olsun, huzur olsun, birlik olsun diyoruz.
Yıllar yılı ülkemiz terörden çok çekti. En büyük kayıp elbette şehitlerimiz. Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Onlar sayesinde bu huzur ortamı içindeyiz. Ancak 40 yılı aşkın bu terör belası bize çok şey kaybettirdi. İnsan kaybı zaten hesaba gelmez ama onun ötesinde ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine, demokrasimize zararlar verdi. Ben her zaman şunu ifade ettim: Terör, demokrasinin ve kalkınmanın düşmanıdır. Terörün olduğu yerde bir ülke gelişemez, kalkınamaz. Terörün olduğu yerde temel hak ve özgürlüklerinizi kâmil bir şekilde yaşayamazsınız, böyle bir ortam oluşmaz. Dolayısıyla terörün kalıcı olarak ortadan kalktığı bir ortam; hem kalkınmamıza, ülkemizin gelişmesine, refahına hem de demokrasimize, hak ve özgürlüklerimize büyük katkılar sağlayacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Türkiye’nin ayağına yıllar yılı pranga olmuş bir sorundan bahsediyoruz.
Bunun ortadan kalkmasıyla bugüne kadar olduğundan çok daha hızlı bir şekilde inşallah kalkınmamızı, gelişmemizi sürdüreceğiz. Meclisimizde bir komisyon kuruldu, biliyorsunuz. Bu konularla ilgili bütün partiler var. Sadece grubu olan bir parti katılmadı. Bugüne kadar da gayet olgun bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor komisyon. Ben katkıda bulunan bütün partilere, bütün siyasi görüşlere bu ülkenin bir vatandaşı olarak şükranlarımı sunuyorum.
İnşallah bugüne kadar geldiği gibi bundan sonra da aynı olgunlukla devam eder. Bazı konular vardır ki bunları siyasetin üstünde görmemiz lazım. Siyasi polemiklere, kısa dönemli siyasi kazanımlara heba etmememiz lazım. İnşallah bütün partiler bu olgunluk içinde Meclisimizdeki bu çalışmayı tamamlarlar. Bu komisyonumuzun hedefi, terör örgütü kendisini feshetme kararı aldı biliyorsunuz, bununla ilgili değerlendirmeler yapmak. Ve milletimizin temsilcisi olarak, milli iradenin tecelligahı olan Meclisimiz bu değerlendirmeleri yapıyor.
Bütün kesimleri dinliyor. Terör örgütünün tasfiyesiyle ilişkili bir düzenleme ihtiyacı varsa, bu konularda fikirlerini komisyon ortaya koymuş olacak. Verimli bir şekilde çalışmalarını tamamlayarak, ülkemizin uzun yıllardır çektiği sıkıntıların ortadan kaldırılmasına vesile olmasını umuyoruz.”
“Zalim kim olursa olsun mahkûm olur; mazlum ise insanlığın vicdanında yer bulur”
Yılmaz, “Alevi toplumunun bu sürece çok büyük katkılar sunacağına yürekten inanıyorum” dedi. Yılmaz, toplumsal birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekerek, “Kavga ile toplumun kazanacağı bir şey yok. Enerjimizi içeride tüketmek yerine, gençlerimizin ve çocuklarımızın geleceği için kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.
Bölgesel istikrarın da güçlü bir iç birliktelikten geçtiğini vurgulayan Yılmaz, “Terörsüz Türkiye sadece bizim için değil, tüm bölge için daha istikrarlı ve müreffeh bir gelecek anlamına geliyor” dedi. Konuşmasında Kerbela olayına da atıfta bulunan Yılmaz, “Kerbela’dan bugüne değişmeyen hakikat şudur: Zalim kim olursa olsun mahkûm olur; mazlum ise insanlığın vicdanında yer bulur. Bugün burada ortak değerler etrafında kenetlenmemiz bunun ne kadar kıymetli olduğunu gösteriyor” diye konuştu.