Nöbetçi Eczaneler
(ANKARA) – Sabri Ülker Vakfı Başkanı Dr. Talat İçöz, 5. Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansında, “Gıdalara ve dengeli beslenmeye yönelik ilgi artarken, bilgi sahibi olmayan kişilerce yapılan açıklamalar, kamuoyunda kafa karışıklığına neden olabiliyor, bu durum da dezenformasyonu beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa Gıda Bilgi Konseyi ile yaptığımız bir araştırmada bu konuyu araştırdık ve gördük ki Türkiye’deki beslenme, sağlık ve gıda okuryazarlığı düzeyi, diğer ülkelerin bir hayli gerisinde” dedi.
5. Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı, Sabri Ülker Vakfı’nın ev sahipliğinde “Beslenme, Sağlık ve Eğitimde Kavram Yanılgıları” temasıyla Ankara’da düzenlendi. Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Kültür Merkezi’ndeki konferansta, “Gıda ve beslenmeyle ilgili doğru bilinen yanlışlar”, “İnsan yanlış bilgiye neden inanır?”, “Sağlık iletişimi ve yanlış beslenme bilgileri” başlıkları, yerli ve yabancı uzman isimlerin katılımıyla ele alındı.
“Tüm faaliyetlerimizle yaklaşık 12,5 milyon kişiye, diğer bir deyişle Türkiye’deki 7 kişiden 1’ine ulaştık”
Sabri Ülker Vakfı Başkanı Dr. Talat İçöz, açılış konuşmasında, şunları kaydetti:
“Türk gıda sektörünün duayeni Sabri Ülker adıyla 2009’da kurulan ve misyonunu Sabri Ülker’in hayat felsefesiyle oluşturan Vakfımıza duyulan güven, faaliyetlerimizden önce ismimizden geliyor. Biz de milletimize karşı sorumluluğumuzu, toplumun dengeli beslenme ve gıda hakkında doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmasını sağlayarak yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu başlıktaki sorunlara bilimsel doğruluk ve etik ilkelerle yanıt ararken, ‘alanında referans kurum olma’ hedefimizle her geçen yıl daha fazla kişiye ulaşıyoruz. Vakfımıza ilişkin veriler, 15 yıldır uluslararası konferanslardan Sabri Ülker Bilim Ödülü’ne, çocuklara yönelik projelerden yayıncılığa kadar tüm faaliyetlerimizle yaklaşık 12,5 milyon kişiye, diğer bir deyişle Türkiye’deki 7 kişiden 1’ine ulaştığımızı ortaya koyuyor.
Gıdalara ve dengeli beslenmeye yönelik ilgi artarken, bilgi sahibi olmayan kişilerce yapılan açıklamalar, kamuoyunda kafa karışıklığına neden olabiliyor, bu durum da dezenformasyonu beraberinde getiriyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa Gıda Bilgi Konseyi ile yaptığımız bir araştırmada bu konuyu araştırdık ve gördük ki Türkiye’deki beslenme, sağlık ve gıda okuryazarlığı düzeyi, diğer ülkelerin bir hayli gerisinde. Bu noktadan hareketle 15’inci yılımızda V. Uluslararası Beslenme, Sağlık Okuryazarlığı ve Eğitim Konferansı’nı bilgi kirliliğiyle mücadele ve beslenme bilincini artırmaya dönük en önemli etkinliğimiz olarak konumlandırdık. Vakfımızın çekirdeğini oluşturan Bilim Kurulu üyelerimizin birikim ve tecrübesiyle zenginleşen konferansın, gıda okuryazarlığı seviyesinin yükseltilmesine, bilgi kirliliğinin azaltılmasına katkı sunmasını, gıda ve beslenmede bilinçli tercihlere kapı aralamasını diliyorum. Verimli bir toplantı süreci temennisiyle hepinize teşekkür ediyorum.”
Prof.Dr. Korkmaz: “Bilim, eğitim, sağlık alanında çalışmak santranç oyunu gibidir; yanlış adımda mat, doğru adımda şahsınız”
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Hünkar Korkmaz, ağızdan çıkan her sözün sorumluluğunun taşınması gerektiğini belirterek, “Bilim, eğitim, sağlık, beslenme alanında çalışmak bir santranç oyunu gibidir. Yanlış bir adımda mat, doğru bir adımda şahsınız. O yüzden konuşurken sadece o bildiklerinizle ilgili sorumluluğu taşımak kişisel bir mesele değil, toplumsal sorumlulukla ilgili çok önemli bir meseledir” dedi.
Eğitimcilere büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Prof.Dr. Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Beslenme ve diyetetik halk sağlığı uzmanları bire bir herkese ulaşamazlar. Ama siz her gün o sınıflarda bu ülkenin tüm çocuklarına ve geleceğine ulaşacaksınız. Bugün o yetiştirdiğiniz çocuklar geleceğin iş gücü, insan gücü olacaklar. Onların sağlıklı, mutlu, mürehfeh bir hayat sürmesi ve dolayısıyla topluma katkı sağlamasının hem bireysel hem toplumsal anlamda en büyük sorumluluğu size yöneliktir. Bugün buraya özellikle sizleri davet etme nedenim hem gelecekteki sınıflarınızda aktaracağınız bu temel konuyla ilgili bilgi sahibi olmanız ama tüm bu konuşmacıların konuşmalarını dinlerken bilimsel metodolojiyi de takip etmeniz.”
“Eğitim programları devlet politikalarının sansürlenmiş metinleridir”
Prof. Dr. Korkmaz, ders kitapları seçiminin önemine değinerek, “Eğitim programları devlet politikalarının sansürlenmiş metinleridir. Lütfen o metinleri okurken dikkatli olun ve o metinlerde verilen mesajları öğrencilerinize iletirken Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir.’ İşte bu tür konferanslara katılmanız, bilimsel gelişmeleri takip etmeniz geleceğimiz açısından da son derece önemli” ifadelerini kullandı.