Haber: Semanur COŞKUN – Kamera: Cemal Berk AYTEKİN
(ANKARA) – Mühendis Tek-Sen Kurucu Genel Başkanı Başak Komar, “Biz lütuf değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Biz göz ardı edilmek değil, değer görmek istiyoruz. Henüz geç değil, Meclis’e çağrımız nettir: Teklif, Genel Kurul’a geldiğinde Mimar, Mühendis, Şehir Plancıları ve Teknik Hizmetler Sınıfı personeli de zam kapsamına alınsın. Mühendisi yok sayan bir kamu politikası, ülkenin geleceğini görmezden geliyor demektir” dedi.
Mühendis Tek-Sen Konfederasyonu üyeleri, 5 Aralık Dünya Mühendisler Günü dolayısıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı. Konfederasyon üyeleri, “Herkese zam mühendise gam”, “Son 20 yılda maaşları iyileştirilmeyen tek meslek grubu mühendis/ mimar şehir plancıları”, “Mühendislik ne zaman meslek olmaktan çıkarıldı”, Teknik hizmetler mühendislik mimarlık meslek kanunu istiyor”, “Bu mühendis maaşları bu gerili kaldıramaz”, Bu sefer kendimiz için soruyoruz! Sesimi duyan var mı”, “Mimarlar market sepetini dolduramıyor” yazılı dövizleri taşıdı. Mühendis Tek-Sen Kurucu Genel Başkanı Komar, şunları kaydetti:
“Bugün, bilimin, tekniğin, aklın ve emeğin günü. Bugün, bilişimden sanayiye, tarımdan ormana, ulaşımdan sağlığa, enerjiden madenciliğe, kültürden turizme, hava yollarından karayollarına, teknolojiden şehirleşmeye kadar hayatın her alanında imzası olan mühendislerin günü. Dünyanın her yerinde bugün, mühendislerin insanlık için ürettiği değer, alın teri ve sorumluluk hatırlanıyor. Biz de bugün, bu ülkenin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları olarak, yalnızca bir gün kutlamaya değil, mesleğimizin itibarını, emeğimizin hakkını ve ülkemizin geleceğini savunmaya geldik.
Çünkü biliyoruz ve görüyoruz. Deprem olduğunda güvenli bina sorulduğunda akla mühendis geliyor, e-devlet hizmetlerinde bir kesinti yaşandığında akla mühendis geliyor, enerji kesildiğinde çözüm istendiğinde akla mühendis geliyor, trafik kilitlendiğinde, şehir plansız büyüdüğünde akla mühendis geliyor, ‘Yerli ve milli üretim’ denildiğinde yine akla biz geliyoruz. Yolun olduğu yerde mühendis vardır. Barajın olduğu yerde mühendis vardır. Dijital dünyanın kodlarında mühendis vardır. Hayatın aktığı her yerde biz varız.”
“İyileştirmeler mühendis, mimar ve şehir plancılarına da yapılmalı”
“Bizler, bu ülkenin kalkınmasını omuzlayan mühendisler olarak, Dünya Mühendisler Günü’nü yalnızca hatırlanarak değil, hakkımızı alarak kutlamak istiyoruz” diyen Komar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen seyyanen zam düzenlemesinin, yalnızca belirli unvanları kapsayan bir “iyileştirme” ile kamu çalışanları arasında ciddi bir adaletsizlik yarattığını vurguladı. Komar, şöyle devam etti:
“Müfettişlere var, denetçilere var, uzmanlara var… Peki Türkiye’nin kalkınmasını sağlayan ve tüm hizmetleri her zaman sonuna kadar sırtlayan mühendise yok mu? Şehirleri planlayan mühendis ve mimara yok mu? Tekniği ve bilimi sahaya taşıyan THS (Teknik Hizmetler Sınıfı) personeline yok mu? Buradan açıkça söylüyoruz. Eğer adaleti savunuyorsak, bu iyileştirmeler ülkenin temel direği olan ve devletin tüm hizmetlerini kesintisiz ve güvenli olarak sağlayan mühendis, mimar ve şehir plancılarına da yapılmalı.
“Göz ardı edilmek değil, değer görmek istiyoruz”
Biz lütuf değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz. Göz ardı edilmek değil, değer görmek istiyoruz. Henüz geç değil. Meclis’e çağrımız açıktır: Teklif Genel Kurul’a geldiğinde; mimarlar, mühendisler, şehir plancıları ve teknik hizmetler sınıfı personeli de zam kapsamına dahil edilmelidir. Mühendisi yok sayan bir kamu politikası, aslında ülkenin geleceğini görmezden gelmek demektir.”
“Kendi mühendisinin değeri yabancıdan düşük olamaz”
Ülkede yabancı mühendis ve mimarlara ödenen ücretlerin Türk mühendis ve mimarlardan daha yüksek olmasını “acı bir gerçek” olduğunu ifade eden Komar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz diyoruz ki, kendi ülkesinde kendi mühendisinin değeri yabancıdan düşük olamaz. Bu ülkenin barajını yapan mühendis, köprüsünü tasarlayan mühendis, yazılımını geliştiren mühendis, şehrini planlayan mühendis, mimar, şehir plancısı… Bu ülkenin mühendisleri kendi toprağında ikinci sınıf mühendis olamaz.
Bu nedenle talebimiz kesindir, bu sorunların kökten çözümü, Mühendislik ve Mimarlık Meslek Kanunu’nun çıkarılmasından geçiyor. Bu kanun, mesleğin itibarını koruyacak, yetki ve sorumlulukları netleştirecek, ücret güvencesini sağlayacak, genç mühendislerin geleceğe güvenle bakmasını sağlayacaktır.
Biz bu ülkenin geleceğini inşa ediyoruz ve bugün burada yalnız değiliz; hakikatin, bilimin ve emeğin yanındayız. Türkiye’nin mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları olarak bugün burada bir aradayız, güçlüyüz ve kararlıyız.”

