Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

3 Aralık Dünya Engelliler Günü… Görmeli engelli avukat İçli: Bütçede engellilere ayrılan pay yüzde 2’nin altında. Bu durum sosyal adalet ilkelerine ve insanlık vicdanına aykırıdır

Ankara Barosu’na kayıtlı görme engelli avukat Turhan İçli, 2026 yılı bütçesinden engellilere ayrılan payın yüzde 2’nin altında olmasına tepki göstererek, “Bu durum sosyal adalet ilkelerine, hukuka, anayasaya ve insanlık vicdanına aykırıdır. Biz engelliler olarak bütçeden hak ettiğimiz payı istiyoruz. Talebimiz, bütçeden engellilere daha büyük bir pay ayrılmasıdır” dedi. İçli, bağımsız bütçesi olan bir Engelliler Bakanlığı’nın kurulması gerektiğini de vurguladı.

Ankara Barosu'na kayıtlı görme engelli avukat Turhan İçli, 2026 yılı

(ANKARA) – Ankara Barosu’na kayıtlı görme engelli avukat Turhan İçli, 2026 yılı bütçesinden engellilere ayrılan payın yüzde 2’nin altında olmasına tepki göstererek, “Bu durum sosyal adalet ilkelerine, hukuka, anayasaya ve insanlık vicdanına aykırıdır. Biz engelliler olarak bütçeden hak ettiğimiz payı istiyoruz. Talebimiz, bütçeden engellilere daha büyük bir pay ayrılmasıdır” dedi. İçli, bağımsız bütçesi olan bir “Engelliler Bakanlığı”nın kurulması gerektiğini de vurguladı.

Engellilerin Haklarına Erişim Platformu Sözcüsü Turhan İçli, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. TBMM Genel Kurulu’nda 8 Aralık’ta başlayacak ve 14 gün sürecek 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nde engellilere ayrılan payın yüzde 2’nin altında olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Biliyorsunuz, bütçe hakkı 1215’te Magna Carta Libertatum’dan (Büyük Özgürlükler Sözleşmesi) bu yana insanlığın gündemine girmiş bulunuyor. Bütçeler, her devletin halkından, vatandaşlarından topladığı dolaylı-dolaysız vergilerden oluşuyor. Yani bütçeler aslında halkın malıdır ve zenginliğidir. Dolayısıyla devletlerin, iktidarların bu bütçeleri halk için harcaması gerekir. Fakat ne görüyoruz?

2026 bütçesi ve daha önceki bütçelerde de gördüğümüz gibi, maalesef kaynak halktan alınıyor. Halktan toplanan vergiler patronlara, şirketlere peşkeş çekiliyor. Ama bu arada engelliler, kadınlar, çocuklar, gençler bu bütçeden gerekli payı alamıyorlar. Engelliler açısından, Türkiye nüfusunun yüzde 12’si engelli. Yani Türkiye’de 10 milyon insan engelli olarak yaşıyor. Buna karşılık 2026 yılı bütçesinden engellilere düşen pay yüzde 2’nin altında.

Yüzde 12 olan bir nüfusun bütçeden yüzde 2’nin altında yararlanması; sosyal adalet ilkelerine, hukuka, Anayasa’ya ve insanlık vicdanına aykırıdır. Dolayısıyla biz engelliler olarak bütçeden hak ettiğimiz payı, yani nüfusumuza orantılı olarak ortaya çıkacak kaynakların engelliler için harcanmasını istiyoruz. Talebimiz, bütçeden engellilere daha büyük bir pay ayrılmasıdır. Bütçenin en az yüzde 10’unun, 12’sinin engellilerin çeşitli ihtiyaçları için kullanılmasıdır.”

“3 Aralık’a maalesef keyifli giremiyoruz”

Avukat İçli, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında engellilerin yaşadığı sorunlara ve hak kayıplarına ilişkin, “3 Aralık engellilerin sorunlarını kamuoyuyla paylaştıkları önemli bir gün. Ama bu 3 Aralık’a maalesef çok keyifli giremiyoruz. Çünkü son yıllarda engellilerin hakları birer birer ellerinden alınıyor” dedi.

“ÖTV’siz araç hakkı kısıtlandı, engellilerin ihtiyacına uygun araç yok”

Yıl başında yapılan düzenlemelerle engellilerin ÖTV’siz araç alma hakkına büyük sınırlamalar getirildiğini belirten İçli, daha önce engellilerin ÖTV’den muaf şekilde araç satın alabildiğini ve bu araçları beş yılda bir yenileyebildiğini hatırlattı. İçli, 7538 sayılı kanunla bu sürenin 10 yıla çıkarıldığını, ayrıca araçlarda yüzde 40 yerlilik şartı getirildiğini belirtti.

Türkiye’de yüzde 40 yerlilik şartını karşılayan araç sayısının son derece sınırlı olduğunu ve bu araçların engellilerin ihtiyaçlarına uygun olmadığını kaydeden İçli, engellilerin kullanmak zorunda olduğu yüksek tavanlı, lift sistemli araçların fiyatlarının mevcut limitlerin çok üzerinde kaldığını ifade etti. Engellilerin ÖTV muafiyeti kapsamında yalnızca yaklaşık 2 milyon 800 bin TL seviyesindeki araçları satın alabildiğini belirten İçli, bu sınırın kaldırılmasını ve 7538 sayılı kanunun iptal edilmesini talep ettiklerini söyledi.

“Engellilerin emeklilik hakkı fiilen sınırlandı”

İçli, aynı yasa kapsamında engellilerin emeklilik koşullarının da ağırlaştırıldığını belirterek, engelliler için erken emeklilikte esas alınan “engellilik oranının” kaldırıldığını ifade etti. Yeni düzenleme ile meslekte kazanma ve iş gücü kaybı oranının esas alındığını kaydeden İçli, “Bu değişiklik engellilerin erken emeklilik hakkını ortadan kaldırdı” dedi. İçli, söz konusu düzenlemelerin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını aktardı. İçli, Anayasa Mahkemesi’nden bir an önce bu yasaların iptalini, hükümetten de söz konusu düzenlemeleri geri çekmesini beklediklerini söyledi.

“Engelliler Bakanlığı kurulsun”

Mevcut yapı içinde engelli sorunlarının yalnızca Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile çözülemeyecek kadar büyük olduğunu söyleyen İçli, bağımsız bütçeye sahip bir “Engelliler Bakanlığı” urulması gerektiğini vurguladı.

Engellilerin fiziksel çevreye, bilgiye, haklara ve hizmetlere erişimde ciddi engellerle karşılaştığını belirten İçli, kapsamlı bir engelliler yasası çıkarılması gerektiğini söyledi. İçli, toplumda engellilere yönelik olumsuz değer yargılarının yüzyıllardır sürdüğünü, bunun da dışlanma ve görünmez kılınmaya yol açtığını dile getirerek Türkiye’de kapsamlı bir ayrımcılık yasasına ihtiyaç olduğunu ifade etti.

“Parlamenter sistem” talebi

İçli, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz, Türkiye’de bütün siyasi ve idari yetkiler Cumhurbaşkanı’nın elinde toplanmış bulunuyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bu, parlamentoyu devre dışı bırakmış durumda. Parlamento artık etkisiz bir unsur. Eskiden biz derdimizi çözmek için bir yasayı çıkarmak veya değiştirmek amacıyla parlamenterlere giderdik. Meclis’te grubu bulunan partilerle görüşürdük ve sonuç alırdık. Çeşitli etkinliklerimize ve eylemlerimize kulak verirlerdi, yine sonuç alırdık. Şimdi ise Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen yasalar olduğu gibi geçiyor ve onları etkileme şansımız kalmadı. Dolayısıyla artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yerine demokratik parlamenter rejim talebi, engellilerin de en esaslı ve temel talepleri arasında yer alıyor.”