Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2’nci Uluslararası Zeytin ve Sanat Festivali’nde belediye başkanlardan “Zeytin Yasası”na tepki

İzmir, Balıkesir, Urla ve Bozcaada Belediye Başkanları, Urla’daki Uluslararası Zeytin ve Sanat Festivali kapsamındaki panelde “Zeytin Yasası” değişikliğinin hem tarımı hem de bölgesel kalkınmayı tehdit ettiğini vurguladı.

İzmir, Balıkesir, Urla ve Bozcaada Belediye Başkanları, Urla’daki Uluslararası Zeytin

(İZMİR) – İzmir, Balıkesir, Urla ve Bozcaada Belediye Başkanları, Urla’daki Uluslararası Zeytin ve Sanat Festivali kapsamındaki panelde “Zeytin Yasası” değişikliğinin hem tarımı hem de bölgesel kalkınmayı tehdit ettiğini vurguladı.

Urla’da bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Zeytin ve Sanat Festivali kapsamında Eski Tamirhane Binası’nda “Tarım Ürünlerinin Bölge Kalkınmasındaki Yeri; Zeytin Yasası” başlıklı panel düzenlendi. Doç. Dr. Levent Köstem moderatörlüğünde gerçekleşen panele İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Bozcada Belediye Başkanı Yahya Göztepe panelist olarak katıldı.

Panelde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şunları söyledi:

“Kamuoyunda ‘zeytin yasası’ olarak bilinen düzenlemeyle ilgili olarak önce endişelerimi paylaşmak isterim. Bu teklif, zeytinliklerin madencilik ve enerji faaliyetlerine açılmasına imkân tanıyan hükümler içeriyor bildiğiniz gibi. Oysa Türkiye’de yürürlükte olan 3573 sayılı yasa, zeytinliklerin korunmasını açık bir şekilde güvence altına alıyor. 24 Temmuz 2025 tarihinde yürürlüğe giren 7504 sayılı Kanun ile 3213 sayılı Maden Kanunu’nun geçici 45. maddesinde yapılan değişiklik kapsamında zeytinlik alanlara ilişkin hükümler yeniden düzenlendi. Maden Kanunu’ndaki bu değişiklik, yıllardır zeytinleri koruyan 3573 sayılı Kanun ile çelişir duruma geldi. Bu değişiklik, uzun yıllar sonra ürün veren bir tarımsal yatırımın yok edilmesi, yerel geçimin ve kırsal ekonominin zedelenmesi, ekosistemin de geri dönüşsüz biçimde tahrip edilmesi anlamına geliyor. Gıda güvenliğinin, ihracat kapasitesinin ve ülke ekonomisinin de riske atılması yine anlamına geliyor. Daha da önemlisi, üreticinin geleceğe dair güvenini sarsıyor. Tarımda güven duygusu kaybolduğunda bölgesel kalkınma da zarar görüyor. Taşıma veya eşdeğer alan yaratma gibi öneriler teknik olarak da ekonomik olarak da gerçekçi değil. Zeytin ağacının verimi toprağın hafızası ile birlikte büyür. Başka yere taşınarak yeniden bu kurulamaz. Bu nedenle zeytinliklerin madenciliğe açılması yalnızca bir çevre meselesi değildir; aynı zamanda bir kalkınma, ekonomi ve gıda güvenliği meselesidir. Zeytinlikleri korumak bir kentin değil, tüm ülkenin geleceğini korumaktır aslında.”

Akın: Zeytin varlığımızı büyütmek için mücadele edeceğiz

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın ise şöyle konuştu:

“Üç dönem milletvekilliği yaptım. O süreçte altı yıla yakın Cumhuriyet Halk Partimizde genel başkan yardımcılığı yaptım. Defalarca bu zeytin yasası gelir gider, gelir gider. Ben vallahi zannediyorum, ya altı ya yedi; belki daha bile fazla kez geldi gitti. Bu son torba yasayla gelen düzenleme neticesinde kamu yararı gerekçesiyle, madencilik ve enerji yatırımlarına önünü açmak adına farklı düzenlemeleri barındıran bir yasa çıktı. Ama bir de bunun yanında zeytin kanunu hala var. O yasada da imar vesaire bunlarla ilgili onları engelleyen hükümler söz konusu. Ben yine de şunu düşünüyorum: Türkiye genelinde biz Balıkesir’de zeytinliklerimizin bir taraf edilmesine asla izin vermiyoruz. Ben bunu gittiğim her ilde de görüyorum. Özellikle zeytinciliğin yoğun olduğu bölgelerde; İzmir’de de aynı, diğer yerlerde de aynı. Bu konuyla ilgili biz elimizden gelen defansı uyguluyoruz. Zeytin hem kutsal bir meyve, hem bereketin sembolü, hem güzelliklerin sembolü hem de hakikaten bizlere yıllarca emanet edilmiş bir varlık; yani ölmez ağacın kendisi zeytin ağacı. Şimdi bunu taşımakla vesaire götürmekle inanın yeterli performansı alamıyoruz. Biz komisyonlarda da defalarca inceledik, ettik, baktık; taşıyarak yarısından çoğu kayba gidiyor. Onun için bu sorun değil, önemli olan çözüm şu: Zeytine göre hayatımızı yönlendirmek. Gerçekten madem kutsal ki kutsaldır Kur’an-ı Kerim’de de yeri var zeytinin; hayatımızda da çok önemli özelliklere sahip. Buna göre hareket etmek zorundayız. Bizler hem vatandaşımızın emrinde olan hem de doğaya rağmen iş yapmayı doğru bulmayan belediye başkanları olarak; zeytin ağacını gördüğümüz zaman bir duruyoruz. Hakikaten bu şekilde de hareket ediyoruz. Ben bu yasanın böyle olmasına rağmen bizim bölgelerimizde tehdit getirmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü bizler varız. Yıllarca mücadelesini verdiğimiz bir konunun önüne geçip de her şeyi bir kenara bırakacak halimiz yok. Tabi ülkenin gerçekliği olan madencilik, enerjidir bunları da bir kenara bırakacak halimiz yok. Aklın ve bilimin ışığında, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Efendisi’ dediği çiftçilerimizle kol kola vererek, onlarla birlikte biz zeytin varlığımızı daha da büyütmek için mücadele edeceğiz.”

Balkan: Urla’nın geleceğini koruyacak; bizim elimizdeki en büyük silah olacak

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan ise zeytincilik yasasının 10 kez değiştirilmek istendiğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

“Tam 10 kez değiştirilmek istendi ve en son kamu yararından bahisle enerji ve maden aramalarına açılmak üzere bir karar aldılar. Biz, Yağcılar köyünde yetişmiş, çiftçi bir ailenin evladıyız. Burada kadim tarım ürünü olan zeytin ve üzüm, bu topraklarda Ege’de, Balıkesir’den Muğla’ya kadar bize bırakılan en büyük miras. Bizler, daha önce yapılan maden sahalarına açılmak üzere Yağcılar Zeytineli civarlarında yapılan, üniversite sınırlarının hemen kenarında bulunan taş ocakları, kırma eleme tesisleriyle ilgili 2006 yılından beri bunun mücadelesini veriyoruz. Özellikle zeytincilik yasası bizim en büyük kalkanımızdı aslında.

Şimdi gelinen noktada bu yasayla ilgili kamu yararı kararı alınıp yasa delinerek maden araması için teker teker talepler geliyor. En büyük talep de rüzgâr gülleri için geliyor; RES kurulumu için geliyor. Bu tabii ki sadece zeytin ağaçlarını değil, oraya giden yol güzergâhında binlerce çam ağacının kesilmesine ve talan edilmesine neden oluyor. Bizler, sürdürülebilir kontrollü kullanım alanlarındaki esnekliği kullanarak yapılan bu taleplere mutlaka karşı çıkacağız.

Bu bölgedeki özellikle sosyokültürel anlamda kendini yetiştirmiş, buraya gelen nitelikli göçün insan kaynağı ile birlikte sizlerle beraber bunun karşısında duracak; buranın tarımını zeytinini, üzümünü, doğasını, ormanlarını korumak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Urla’mızın yüzde 68’i orman alanlarıyla çevrili ve tarım arazilerinin yüzde 55’i zeytinliklerden oluşmakta.

Bizler kendimizi zeytine göre şekillendirmeliyiz. Zeytin ağacını taşımak, onu köklerinden koparmak, başka bir yere dikmek; taşınan sayının yarısının kaybolmasına neden oluyor. Bunu bu şekilde yapmaktansa özellikle üst ölçekli planlarda 1/100.000 plan yetkisi tabii ki bakanlığımızın elinde ama 1/25.000 planda gerçekten bölge anlamında korunması gereken tarım arazilerimizi koruma altına almak için Büyükşehir Belediye Başkanlığımızla birlikte, Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Dairesi Başkanlığımızla birlikte Urla’mız için bir kırsal koruma planı yapıyoruz. Bu kırsal koruma planı, tarım alanlarında özellikle zeytincilik yasasını delerek ya da farklı yönetmeliklerle ‘kamu yararı’ kararı alarak bu yasalardaki boşluklarla yapılmak istenen bütün talana karşı, bizim de kendi gücümüzü ortaya koyarak tarımı korumak için hazırladığımız bir plan. Sanıyorum bir yıl içinde hayata geçecek 1/25.000 planla birlikte. Özellikle kırsal koruma planı, Urla’nın geleceğini koruyacak; bizim elimizdeki en büyük silah olacak.”

Göztepe: Zeytinciliğin idam fermanı

Bozcada Belediye Başkanı Yahya Göztepe de şunları kaydetti:

“Kuzey Ege; bizim Geyikli’den Ayvacık’a Urla’ya kadar esasında bir zeytin denizi… Biz tüm su kaynağımızı Kazdağları’ndan alıyoruz. Kazdağları’nın suyuyla bütün Çanakkale yöresi, Ayvacık’a kadar buralar o değerden yararlanıyor. Orada da birçok sorunla karşı karşıyayız. Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat talimatıyla 1939’da yürürlüğe giren Zeytin Yasası, 2003 yılından beri sürekli değiştirilmek isteniyor. En son 2025’te Ekim ayında maalesef madencilik ve enerjiyle alakalı, kamulaştırmada kolaylıkla ilgili bir yasa geldi. Bu büyük bir tehdittir. Bence zeytinciliğin idam fermanıdır. Burada hep beraber olmalıyız. Zaten şu an çok zor belediye başkanlıklıkları yapıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanlarımız bambaşka bir tehdit altında. Herkes yaptığını, edeceğini on defa düşünüyor; öyle yapmaya çalışıyor. Böyle zamanlarda tek yapabileceğimiz şey birlik olmak. Büyüğümüzle, küçüğümüzle hep beraber bir olmalıyız. Bu tehdide karşı hep beraber savaş açmalıyız.”