Haber: Ogün Akkaya
(TBMM) – Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı her yıl bütçe gerekçelerinde, teknoloji odaklı sanayi hamlesini Türkiye’nin üretim bağımsızlığını güçlendirecek stratejik bir adım olarak tanımlamaktadır. Ancak sahadaki göstergeler, bu hamlenin hala kağıt üzerinde kaldığını ve üretim altyapısının dönüşümünü sağlayacak ölçüde bir etki yaratamadığını açıkça göstermektedir” dedi. MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise “Ülkemizin en temel sorunlarından biri bölgeler arası ve döngü içi gelişmişlik faktörüdür. Şehre göçü durduracak, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacak kapsamlı politikalar uygulanmalıdır” diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabının görüşülüyor.
Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, Türkiye’nin küresel teknolojik ve ekonomik dönüşümde hak ettiği yeri bulabilmesinin yalnızca Ar-Ge yatırımlarıyla değil, kaynakların ülke içinde adil dağıtılmasıyla mümkün olacağını söyledi. Doğan, kalkınmanın sadece birkaç merkezde değil, Türkiye’nin tüm bölgelerinde yaygın ve sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti.
“Bölgesel eşitsizlik; terörden iş göçüne, eğitimde fırsat adaletsizliğinden işsizlik oranlarına, konut fiyatlarındaki dengesizlikten trafik yoğunluğuna kadar birçok sorunun görünmeyen arka planını oluşturmaktadır” diyen Doğan, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin kalkınma politikaları yalnızca büyüme rakamlarıyla değil, mekânsal adalet ilkesine dayanmalıdır. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 31’i Marmara Bölgesi’nde, yüzde 18’i ise yalnızca İstanbul’da yaşamaktadır. Bu yoğunluk, ekonomik faaliyetlerin ve kamu yatırımlarının da belirli bölgelerde yığılmasına neden olmaktadır. 2023 yılında 10 ilin nüfusu azalırken, 2024 yılında bu sayı 40’a yükselmiştir. Bugün Türkiye nüfusunun yüzde 70’i kentlerde, yalnızca yüzde 30’u kırsalda yaşamaktadır. Kırsal nüfusun her yıl azalması; tarımsal üretimden istihdama, sosyal güvenlikten kültürel sürdürülebilirliğe kadar geniş bir alanda kırılganlık yaratmaktadır. Bu tablo, İstanbul merkezli ekonomik yoğunlaşmanın sürdürülemez bir salgın girdabına dönüştüğünü göstermektedir. Üstelik yaklaşmakta olan büyük İstanbul depremi riski, bu dengesizliğin yalnızca ekonomik değil, ulusal güvenlik ve beka sorunu boyutuna ulaştığını göstermektedir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı her yıl bütçe gerekçelerinde, teknoloji odaklı sanayi hamlesini Türkiye’nin üretim bağımsızlığını güçlendirecek stratejik bir adım olarak tanımlamaktadır. Ancak sahadaki göstergeler, bu hamlenin hala kağıt üzerinde kaldığını ve üretim altyapısının dönüşümünü sağlayacak ölçüde bir etki yaratamadığını açıkça göstermektedir. İstanbul Sanayi Odası verilerine göre satın alma yöneticileri endeksi, Eylül 2025 itibarıyla yüzde 46,7 seviyesindedir. Bu oran, imalat sektörünün 18 aydır daralma içinde olduğunu göstermektedir.”
“Göçü tersine çevirmek için ilçe bazlı teşvik sisteminin geliştirilmesi gerekiyor”
MHP grubu adına konuşan MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise organize sanayi bölgelerinin (OSB) Türk sanayisinin gelişimi ve ihracat hedeflerine ulaşmadaki rolüne dikkat çekti. Kalaycı, “OSB’ler sanayicinin üretim maliyetlerini düşürüp rekabet gücünü artırıyor. Yerel kalkınmayı sağlamak ve göçü tersine çevirmek için ilçe bazlı teşvik sisteminin geliştirilmesi gerekiyor” dedi.
Kalaycı, “Dünyaya örnek gösterilen OSB’lerimizin kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi Türk sanayisinin geleceği açısından çok önemlidir. Hem OSB’lerin kapasitesini artıracak hem de sanayicinin rekabet gücünü yükseltecek çalışmalar sürdürülmelidir” ifadelerini kullandı.
Eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Kalaycı, “OSB’lerde kurulan meslek liseleri ve yüksekokullara eğitim desteği verilmesine devam edilmelidir” dedi. Bölgeler arası gelişmişlik farklarına dikkat çeken Kalaycı, “Ülkemizin en temel sorunlarından biri bölgeler arası ve döngü içi gelişmişlik faktörüdür. Şehre göçü durduracak, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltacak kapsamlı politikalar uygulanmalıdır” diye konuştu.
“Az gelişmiş yörelerde yaşayan insanımızın refah düzeyini yükselterek bölgeler arası kalkınma farklarını gidermek önceliğimizdir”
Bölgesel kalkınmanın Milliyetçi Hareket Partisi’nin temel politikalarından biri olduğunu belirten Kalaycı, şunları kaydetti:
“Çağdaş dünya nimetlerinden bütün vatandaşlarımızın hakça yararlandığı, kamu hizmetlerinin herkes için geliştirilebilir olduğu bir kalkınma modeli hedefliyoruz. Az gelişmiş yörelerde yaşayan insanımızın refah düzeyini yükselterek bölgeler arası kalkınma farklarını gidermek önceliğimizdir”
Marmara Havzası’nda sanayi yoğunluğunun sürdürülemez hale geldiğini belirterek, yatırımların Anadolu’ya kaydırılması gerektiğini söyleyen Kalaycı, “Marmara ağır sanayi yatırımlarıyla sıkışmıştır. Sürdürülebilir kalkınma için sanayinin Anadolu’daki yeni merkezlerine doğru kaydırılması gerekmektedir. 1. bölgeden 4., 5. ve 6. bölgeye taşınan yatırımlar için istihdam teşviki kapsamı genişletilmelidir” diye konuştu.
“Sanayi sadece fabrikaların duvarları arasında değil; bir milletin emeğinde, azminde ve hayal gücünde filizlenir”
Bütçe görüşmeleri sırasında söz alan AK Parti Sakarya Milletvekili Ertuğrul Kocacık, sanayi ve teknoloji çalışmalarının yalnızca üretim veya yatırım rakamlarıyla sınırlı olmadığını belirtti. Kocacık, “Bu çalışmalar Türkiye’nin kalkınma anlayışına yön veren, milletimizin geleceğini şekillendiren büyük bir vizyonun parçasıdır” dedi. Konuşmasında teknoloji ve sanayinin önemine vurgu yapan Kocacık, “Teknoloji yalnızca makinelerden ya da verilerden ibaret değildir, sanayi sadece fabrikaların duvarları arasında değil; bir milletin emeğinde, azminde ve hayal gücünde filizlenir” ifadelerini kullandı.
AK Partili Kocacık, Türkiye’nin üretme kültürü ve medeniyet birikiminin bugünkü yansımasını sanayi ve teknoloji alanında görüldüğünü belirterek, “Her yeni fabrika, her yeni buluş, her yeni girişim milletimizin potansiyeline ve üretim gücüne duyduğumuz inancın bir göstergesidir. Biz yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, çocuklarımız ve gençlerimiz için daha güçlü bir Türkiye inşa ediyoruz” dedi.
Kocacık, yerli ve millî sanayiyi büyüten bir ekosistemin kararlılıkla inşa edildiğini vurgulayarak, “Kurduğumuz organize sanayi bölgeleriyle üretimin kalbini güçlendiriyor, teknoparklarımızla bilimin ve inovasyonun yolunu açıyoruz. Girişimcilerimize, araştırmacılarımıza, mühendislerimize destek veriyor, Türkiye’nin her köşesinde nitelikli üretim kültürünü yaygınlaştırıyoruz” ifadelerini kullandı.

