(TBMM) – Yeni Yol grubu adına konuşan Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, TBMM’de stajyer öğrencilerin cinsel istismara uğramasına yönelik olaya ilişkin, “Burada gençlikten bahsederken ne yazık ki ülkenin en güvenli kurumu olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 16 yaşındaki kız çocuklarını koruyamayan bir yönetimin olduğu bir yerde gençlikten asla söz edemeyiz. Bunda buradaki bütün sorumluların, yöneticilerin vebali var. Ülkenin en güvenilir alanında bile bir kız çocuğunu koruyamamışsak acaba kenar mahallelerde, taşradaki hâl nicedir? Burada yöneticiler milletvekillerinin ses dozunu ayarlamaya gelince ayar vermesini biliyorlar ama iş sorumluluğa gelince ne yazık ki yoklar” diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurul’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.
Aydın: Gençler iktidarınızı korumak adına sizin çarpıttığınız, örselediğiniz, tükettiğiniz değerlerle arasına mesafe koyuyor
“2000’li yıllarda doğan gençlerle bir mahcubiyet duygusu içerisinde konuşmamız gerektiğini düşünüyorum” diyerek sözlerine başlayan Yeni Yol grubu adına Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın, şöyle konuştu:
“Burada bulunan ve 80’li 90’lı yılların gençleri olan bizler bu hususta bugünkü gençlere bir özür ve bir mahcubiyet duygusu içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum çünkü gençlerimiz bugün iş bulamıyor. Torpil ayarlayamıyor. Mülakatta hakkının yenildiğini düşünüyor. İş bulsa evlenmekte zorlanıyor. Zar zor evlense çoluğunu çocuğunu kreşe göndermekte zorlanıyor. Kızlarımızı kasiyer, erkeklerimizi kurye yapan çarpık bir sistemin, anlayışın içerisindeyiz. Sadece maddi konularda değil, manevi olarak da mahcubiyet içerisinde olmamız gerekiyor. Bir genç olarak bizim de iddialarımız, hayallerimiz, beklentilerimiz vardı. Aramızdan bazı arkadaşlarımız iftar geldiler ve iktidarda yaşlandılar. Ne oldu bu iddialarımıza, ne oldu değerlerimize? Gerçekten merak ediyorum. Sayın Erdoğan, 2002 Kasım’ından sonra dünyaya gelmiş olsaydı ve bugün herhangi bir siyasi partide Gençlik Kolları Başkanı olsaydı bugünkü tablo karşısında itirazını, isyanını hangi şiirle dile getirirdi? 23 yaşında bir genç 23 yıllık iktidara nasıl itiraz ederdi ve bu itirazını sosyal medyada, Twitter’da nasıl paylaşırdı ve başına nelerin geleceğini nasıl hesap edebilirdi?
Değerli milletvekilleri, işte kitap, işte tablet ve işte torna. Ya 23 yılda bu üçü arasında denge kuramamak bu kadar zor muydu ya? Kitap, tablet, tornavida. 23 yılda bu dengeyi neden kuramadınız? Bu dengeyi kuramamış olmanın kabahati, vebali neden gençlerimizin üzerine yüklenir? Yanlış eğitim, yanlış kültür politikaları, yanlış ekonomi politikaları bu dengeyi kurmamak için yeterli zemini oluşturmuştu ve faturayı gençlere çıkarmak gerekiyor. Ben iktidar partisindeki arkadaşlara dönerek söylüyorum. Hiç kusura bakmayın. Gençler, sizin bugün ortaya koyduğunuz ve uyguladığınız din telakkisinden de uzaklaşıyor. Dinden değil ha, sizin din telakkinizden uzaklaşıyor. Onlar iktidarınızı korumak adına sizin çarpıttığınız, örselediğiniz, tükettiğiniz değerlerle arasına mesafe koyuyor. Gençlerin tepkisi plastik cümlelere, elastik tavırlardır.”
Kılıç: Bu ülkede genç işsizliği yıllardır çift haneli; mezun işsizliği yapışkan bir tablo hâline geldi
Yeni Yol grubu adına Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç, 2026 yılı bütçesinde ruhun, iddianın ve gençliğin olmadığını söyleyerek “Görmüş olduğunuz şu tablo da gençliğin çöküş tablosudur. OECD-EUROSTAT karşılaştırmasıyla ev genci oranları var, suça sürüklenen ve mağdur olan çocuklarımızın oranları var. Her 4 gençten 1’i ne istihdamda ne de eğitimde var. Yani ev genci milyonlarca genç kumar ve uyuşturucu bataklığına teslim olmuş, yüz binlercesi henüz çocukken suça sürüklenmiş vaziyettedir” dedi.
Bir devletin önce gençliğini dirilteceğini sonra kendisi dirilteceği belirten Kılıç, şöyle konuştu:
“Bir millet önce gençliğini ayağa kaldırır, sonra tarih sahnesine döner ama bugünkü yönetim, gençliği bir stratejik değerden ziyade bir yan faaliyet gibi görmektedir. Bakanlık bütçesinin yüzde 93’ü gençliğe değil, başka alanlara akıyor. Gençlerin gönül dünyasını, zihinsel gelişimini, mesleki yönetimini, sosyal katılımını ayakta tutan programlar ihmal edilmiş durumda. Bugün Türkiye’de gençler üniversiteye gidiyor; dört yıl, altı yıl emek veriyor; aileler dişinden tırnağından artırıp, okutup mezun ediyor. Peki, sonuç? Mezun işsizler ordusu. Bu ülkede genç işsizliği yıllardır çift haneli; mezun işsizliği yapışkan bir tablo hâline geldi. Gençler ‘Okursam kurtulurum’ hayalinden ‘Ne okursam okuyayım iş bulamıyorum’ sonucuyla yaşar hâle geldi. Her gün yüzlerce pırıl pırıl evladımız yurt dışına gitmenin yollarını arıyor. Bu, sadece beyin göçü değildir; bu, aynı zamanda bir umut göçüdür. Bugün gençlerimizin iş bulamamasının nedeni tembellik değildir; neden, liyakatin yok edilmesidir; neden, üretim yerine betona yatırım yapılmasıdır; neden, bilim ve teknolojiye değil, gösterişe para harcanmasıdır ve en önemlisi, emeğin değil, torpilin geçerli olduğu bir düzen kurulmasıdır.”
Çalışkan: TBMM’de 16 yaşındaki kız çocuklarını koruyamayan bir yönetimin olduğu bir yerde gençlikten asla söz edemeyiz
Yeni Yol grubu adına Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, AK Parti iktidarının gençlik ve spor, kültür ve turizm alanında en büyük iki tahribatı yaptığını ileri sürerek “Öncelikle şunu belirteyim ki biz muhaliflere yazılı metinler bakanlıklardan gelmediği için irticalen konuşmada ses tonumuzu ayarlayamayabiliriz, bunu şimdiden mazur görün. Burada gençlikten bahsederken ne yazık ki ülkenin en güvenli kurumu olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 16 yaşındaki kız çocuklarını koruyamayan bir yönetimin olduğu bir yerde gençlikten asla söz edemeyiz. Bunda buradaki bütün sorumluların, yöneticilerin vebali var. Ülkenin en güvenilir alanında bile bir kız çocuğunu koruyamamışsak acaba kenar mahallelerde, taşradaki hâl nicedir? Burada yöneticiler milletvekillerinin ses dozunu ayarlamaya gelince ayar vermesini biliyorlar ama iş sorumluluğa gelince ne yazık ki yoklar” diye tepki gösterdi.
Ülke olarak genç nüfustan övünürken bugün gençlerin yüzüne bakamaz hâle geldiklerini belirten Çalışkan, “Bu iktidar döneminde literatüre yeni bir kelime girdi ‘ev genci’ diye. İşsiz, hayatla bağını koparmış gencin adı ev genci oldu. Üniversiteler eğitim yeri değil, işsizliği beş yıl daha ötelemenin, gençlere umut tacirliği yapmanın ara formülü oldu. Bunun için de gençlerimiz ülkede gelecek görmediği için ilk fırsatta başka yerlere gitme peşinde” dedi.
Çalışkan, KYK’lere haciz göndermenin bir devlet için ayıptan öte başka bir şey olmadığın değinerek “Bugün, gençlerimiz ekran başından kumar masasına mahkûm hâle getirilmiştir. Ne yazık ki spordan bahsederken spor sadece futboldan ibaret hâlde çünkü orada şike var, orada bahis oynanıyor, kumar oynanıyor. Bu arkadaşların da öyle kumardan, bahisten anladıkları tek şey vergisini alıp almamak, yasa dışısı da yasa içerisi de kumarın her türlüsü de felakettir, rezalettir, bu milleti buna mahkûm edemezsiniz” ifadelerini kullandı.

