(TBMM) – CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Dün, Sayın Leyla Şahin Usta’nın eleştirilerimize cevap veremediği bir anda kaçak hafriyat yapıldığını ve 110 milyar liralık kamu zararı oluştuğunu söylemiş. İddia şu: ‘560 milyar lira büyük soygun var’ dediler. Oysa İBB’nin 5 yıllık bütçesi 560 milyar lira etmiyor” dedi. 2021 tarihli belgede “Burada bir elektrik trafosu var. Bu elektrik trafosu yıkılabilir. Acilen buranın can sağlığı için, acilen ve İstanbul’un karanlığa bürünmemesi için mutlaka harfiyat yapılması, oraya döküm yapılması gerekiyor” denildiğini belirten Emir, “Bu belgeler bizde var, Sayın Bakan sizde de vardır. Sessiz kalmamalısınız” diyerek konuyla ilgili açıklama yapılmasını talep etti.
Kaya: “12 bin 500 doktorun iyi hal belgesi almasını küçümsememelisiniz”
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun “Hekimlerimizin iyi hâl belgesi alıyor olmaları, yurt dışına gittikleri anlamına gelmez. Resmi kayıtlara göre; toplam 234 bin hekimimizden, 2025 yılında yurt dışına gidenlerin sayısı sadece 412 oldu” sözlerine tepki gösterdi.
Kaya, Memişoğlu’nun 12 bin 500 hekimin iyi hal belgesi aldığına ilişkin sözlerini anımsatarak, “Herhalde siz de şunu kabul edersiniz ki bu bir memnuniyetsizlik ve aynı zamanda gitmeye dair bir niyet beyanıdır. 12 bin 500 doktorun bu belgeyi almış olmasını küçümsememenizi ve buna dair tedbir almanızı millet adına talep ediyoruz” dedi.
Kavuncu: “Bulunan doğalgaz sadece adeta bir seçim propagandası, kampanya propagandasından ibaret”
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, bugün sunum yapan her iki bakanlığında çok stratejik bakanlıklar olduğunu belirterek “Zira birisi geleceğimizi, sağlığımızı ilgilendiren adımlar, stratejiler kurmak zorunda. Hele de yapay zekanın bu kadar gündeme geldiği bir dünyada enerjisiz de bu alanda herhangi bir adım atamayacağımızı bilerek bunu söylüyorum” dedi.
Enerji arz güvenliğinin ülkenin can damarı olduğunu söyleyen Kavuncu, şöyle konuştu:
“Tabii bunun farkında mıyız? Bunun ne kadar farkındayız? Ne kadar ciddi anlıyor bu konular? Bunu anlamak için sadece seçim dönemine bir bakmak lazım. Hani bir gaz bulundu ve bu gaz bulundu sonra da bir ay süreyle yanılmıyorsam bir doğal gaz ücreti alınmadı. Ondan sonra da bir yıl süreyle 25 metreküp zengin fakiri hiç ayırt etmeden bütün vatandaşların faturalarından bir ücretsiz 25 metreküplük bir destek sağlandı. Şimdi ben Sayın Bakan konuşurken hem Şubat 2024 rakamlarına baktım. Gazın 0.54’ten birim fiyat 1.01’e gelmiş. Şubat 2024 ve Aralık 2025. Yüzde 40’lık bir artış var. Temmuz ayında bir zam yapılmış. Temmuz ayında yapılan zamla beraber yıl başında doğalgaza ödediğimiz parayla bugün ödediğimiz para arasında bir yüzde 40’lık fark oluşmuş. Bu bulunan doğal gaz sadece adeta bir seçim propagandası, kampanya propagandasından ibaret.”
Temelli: Kanser vakasının Türkiye’de yükselmesinin en önemli nedenlerinden biri kirli havadır
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, sağlık hizmetlerinde yaşanan adaletsizliğin temel nedeninin sağlık alanının giderek ticarileştirilmesi olduğunu beliterek, sağlık hizmetlerinin piyasaya teslim edildiğini ifade etti.
Sağlık yatırımları ve projeler yapılsa dahi piyasa odaklı bir yaklaşımın olduğu sürece ilaç sektörü, müteahhitler ve özel hastanelerin kazançlı çıktığını söyleyen Temelli, “Dolayısıyla oralarda sağlık hizmeti üretilmez. Sadece ve sadece sağlık ürünü üretilir. Hastalar da hasta değil müşteri olarak kabul edilir” ifadesini kullandı. Temelli, şu ifadeleri kullandı:
“Bütçe içinde sağlık harcamalarının artış seyri var. Orta Vadeli Program’a göre, önümüzdeki 4 yılda sağlık harcamaları iki katına çıkacak. 1.4 trilyondan 2.4 trilyonun üzerine çıkacak. Bu sağlık harcamalarının büyük bir kısmında ikinci sırada da kanser vakaları geliyor. Şimdi bunun en önemli müsebbibi kim? Yanınızda oturuyor, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. Çünkü bu denli doğayı kirleten bir toplumda kanser vakaları artar. Dolayısıyla kanser vakasının Türkiye’de yükselmesinin en önemli nedenlerinden biri kirli havadır, kirli sudur, kimyasal ürünlerdir. Halk sağlığı meselesi buralardan başlar. Önleyici tedbir, önleyici sağlık, klişe sağlık hizmetlerinin çok ötesinde artık dünyada. Dolayısıyla enerjiye ve yatırımlara bakarak yol alınabilir.”
Emir: “Sayın Bakan, devletin belgesini açıklayın ki bizim arkadaşlarımız yok yere tutuklu yargılanmasınlar”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, dünkü bütçe görüşmesinde yaşanan tartışmayı hatırlatarak “Tartışmanın bir yerinde Sayın Leyla Şahin Usta bizim Kartalkaya ile ilgili eleştirilerimize cevap veremediği ve sıkıştığı bir anda kaçak harfiyat yapıldığını ve 110 milyar liralık bir kamu zararı oluştuğunu söylemiş. Ben de kendisine ‘Yarın kaybolmayın, bizim bir hazırlığımız var’ demiştim. Şimdi onun sırası geldi. Sayın Şahin Usta burada olmadığına göre tutanaktan mutlaka okuyacaktır. Bu İBB dosyasından da okuyorum. ‘560 milyar lira büyük soygun var’ dediler. Oysa İBB’nin 5 yıllık bütçesi 560 milyar lira etmiyor. 110 milyarlıkta bunun içerisinde olmak üzere Cebeci Döküm Alanı’na kaçak harfiyat yapıldığına dönük bir iddia var. Bunu da burada kırık plak gibi defalarca gündeme getirdiler. Peki bu gerçekten izinsiz mi? Gerçekten kaçak mı? Gerçekten kamu zararı var mı? İşte Sayın Bakan burada. Ona soracağız. O da söyleyecek burada” ifadelerini kullandı.
Emir, 2021 tarihli bir belgeyi göstererek “Buradaki yetkili yani bu döküm alanı ile yetkili olan iki tane kurum var. Birisi Enerji Bakanlığı’nın MAPEG kurumu, diğeri de Valiliğin maden sahaları kurumu, bölümü. Bu ikisi tam yetkili ve bu ikisinin özellikle 2021’de şu notu var. Diyorlar ki: ‘Burada bir elektrik trafosu var. Bu elektrik trafosu yıkılabilir. Acilen buranın can sağlığı için, acilen ve İstanbul’un karanlığa bürünmemesi için mutlaka harfiyat yapılması, oraya döküm yapılması gerekiyor.’ Bunlar devletin belgesi Sayın Bakan, bunları açıklayın ki, bizim arkadaşlarımız yok yere tutuklu yargılanmasınlar, dört duvar arasında demir parmaklar parmaklıklar arkasında kalmasınlar” diye konuştu.
“2023’te ‘her şey olması gerektiği gibi’ diyen kişi, bilirkişi olarak 2025 yılında ‘burada kayıp kaçak var, kamu zararı var’ diyor”
2022 yılına ait bir belgeyi daha gösteren Emir, konuşmasında şunları kaydetti:
“Devletin kurumları bunlar. Hani kaçak diyorsunuz ya, süre uzasın diyor ve sonrasında 2023 tarihli bir belge daha var elimde. Burada da koordinatları veriyor, ‘İyi yapıyorsunuz. Olması gerektiği gibi yürüyor’ diyor ve burada ayrıca koordinatları veriyor ve süre uzatımı yapıyor sizin bakanlığınız. Elimde bir protokol var. Bu protokolün tarafları MAPEG yani Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı bir müdürlük. Aynı zamanda İSTAH yani Valiliğin bir birimi ve ilgili şirket. Hatta ve hatta burada İstanbul Büyükşehir Belediye Belediyesi ve İSTAH yüzde 10 buradan gelir elde ediyorlar. Sizin ‘kaçak döküm yapılmış’ dediğiniz, ‘110 milyar lira zimmete para geçirilmiş dediğiniz ve oradan servetler elde edilmiş’ dediğiniz aslında bakın açıkça Valilik, İBB ve şirket arasında akdedilmiş ve yüzde 10 gelir payı ile yapılmış bir sözleşme üzerinde yürüyor. Böyle bir algı yanılması, böyle bir kirlilik üzerinden arkadaşlarımız peşinen hırsız konumuna düşürüldüler.
Yargısız infaza tabi tutuldular ve tutuklandılar. En büyük delillendirdiğiniz, en büyük dayandırdığınız iddiayı tek tek çürütüyoruz. Bir bilirkişi var. Bakın Prof. Dr. Atiye Tuğrul. Bu 2023’te yazmış demiş ki ‘Burada yapılan bütün işlemler olması gerektiği gibidir ve bütün kurallara uygundur. Bu bu onaylanır’ demiş. Bu belgeler bizde var ama Sayın Bakan sizde de vardır bunlar. Sessiz kalmamalısınız. Bunları söyleyin, açıklayın. Herkes duysun, sizin grubunuz duysun, Cumhurbaşkanı duysun, Akın Gürlek duysun. Duyurun bunları. Masum insanların cezaevinde kalmasına izin vermeyin. Bu Atiye Tuğrul denen bilirkişi İBB davasının da bilirkişisi biliyor musunuz? ‘Burada kamu zararı var’ diyen kişi. O kişi 2023’te ‘her şey olması gerektiği gibi’ diyen kişi 2025 yılında ‘burada kayıp kaçak var, kamu zararı var’ diyor. Savcı iddianame yazıyor. Hakimler de iki saatte kontrol edip arkadaşlarımızı cezaevine koyuyor. Siz de rahat rahat oturuyorsunuz. Vicdanlıysanız bu vicdansızlığa, bu hukuksuzluğa ses çıkarın. Vicdanlarınız ayağa kalksın. Şimdi burada Sayın Bakandan bu haksızlığa, hukuksuzluğa artık belgelerle cevap vermesini ve hiç olmazsa AKP grup başkanvekillerinin bundan sonra gelip özür dilemesini ve bundan sonra da böylesine boş ithamlarda bulunmamasını talep ediyoruz.”
Yenişehirlioğlu: Bu bütçe vatandaş için hizmetle dönüşüyor
AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, CHP Grup Başkanvekili Emir’in AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta’ya ilişkin sözlerine, “Eğer konu düne geldiyse ve çok değerli Grup Başkanvekilimiz Leyla Şahin Usta’dan söz açıldıysa o zaman Cumhuriyet Halk Parti grubundan kendisine yönelik o yakışıksız ifadelerden dolayı bir özür beklediğimizi ifade etmek istiyorum” yanıtını verdi.
Yenişehirlioğlu, söz konusu bütçelerle iki temel başlığın ele alındığını belirterek, “Bir yanda sanayimizin çarklarının durmaması, ülkemizin enerji arz güvenliğinin güçlenmesi, diğer yanda ise vatandaşlarımızın sağlığının korunması, hizmete erişimin adalet temelinde sürmesi ve Türkiye’nin sağlıklı üretim gücünün tahkim edilmesi” dedi. Yenişehirlioğlu, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı vizyonu ile bu iki alanda da hedefimiz krizlere karşı dayanıklılık, dışa bağımlılığı azaltan, insanı merkeze alan ve geleceği bugünden planlayan güçlü bir devlet kapasitesidir. Cumhuriyet Halk Partisi grubundan bir milletvekili arkadaşımız sağlık harcamalarının arttığını eleştirirken bir başka konuşmada aynı bütçenin yetersiz olduğunu iddia etti. Bu tablo o eleştirilerin kendi içinde de bir tutarlılık sorunu olduğunu gösteriyor.
Bizim için ölçü nettir. Bu bütçe vatandaş için hizmetle dönüşüyor. Bugün Türkiye’de sağlık hizmetleri 1. basamaktan ileri düzey cerrahiye kadar erişilebilir, kapsayıcı ve sosyal devlet anlayışı ile sunulmaktadır. Aileyi sağladığı merkezlerinde Şehir Hastaneleri’nden Acil Sağlık Sistemi’ne kadar kurulan yapı, sadece binayı yapımıyla değil, hayat kurtaran bir organizasyondur.”

