Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 bütçesi TBMM Genel Kurulu’nda… MHP’li Yılık: Sezaryen oranının ülkemizdeki yüksekliğiyle mücadeleyi önemsiyoruz

MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, “Sezaryen oranının ülkemizdeki yüksekliğiyle mücadeleyi önemsiyor, sağlıklı bebekler, anneler ve geleceğimiz için bu mücadeleyi destekliyoruz. Son rakamlar bu kapsamda olumlu gelişmelere atıf yapmakta olup gereksiz sezaryenle mücadeleyi kararlılıkla desteklediğimizin altını çiziyor, normal doğum eylem planını destekliyoruz” dedi.

MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık,  "Sezaryen oranının ülkemizdeki yüksekliğiyle

(TBMM) – MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, “Sezaryen oranının ülkemizdeki yüksekliğiyle mücadeleyi önemsiyor, sağlıklı bebekler, anneler ve geleceğimiz için bu mücadeleyi destekliyoruz. Son rakamlar bu kapsamda olumlu gelişmelere atıf yapmakta olup gereksiz sezaryenle mücadeleyi kararlılıkla desteklediğimizin altını çiziyor, normal doğum eylem planını destekliyoruz” dedi.

TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurulu’nda Sağlık Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.

Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan MHP Çankırı Milletvekili Pelin Yılık, birinci basamak sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çekerek, şöyle konuştu:

“Ülkemizde doğumda beklenen yaşam süresinin 77,3 yıl olduğu, özellikle yapılan sağlık harcamalarının yaşam süresine artı değer kattığı görülmektedir. Ülkemizin yaşlanan nüfusu göz önüne alındığında, yaşlılara yönelik koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini, yaşlı sağlığı, geriatri ve palyatif bakım hizmetleri sunan merkezlerinin sayısının artırılarak yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimlerinin kolaylaştırılmasını önemli bulmaktayız. Türkiye’deki sağlık hizmetlerine baktığımızda, erişilebilir olması ve sosyal devlet anlayışını alenen yansıtması çerçevesinde basamaklı sağlık sisteminin daha aktif bir şekilde uygulanması sağlık sektörünün yükünü hafifletecektir. Güçlenen aile hekimliği sistemiyle birlikte tam bir sevk sistemine geçilmesi, ikinci ve üçüncü basamak hastanelerde yığılmalara, acil ve öncelikli hastaların tedavi süreçlerinin aksamasına engel olacaktır. Sağlık hizmet sunumunda toplum sağlığının korunması, geliştirilmesi anlamında önemli bir yükü üstlenen halk sağlığı ve aile hekimliği hizmetlerinin etkin fonksiyonuyla vatandaşımızın sağlık ihtiyaçlarına eşit ve daha hızlı yanıt veren bir sistemle sağlık harcamalarının maliyetini düşürmek de mümkündür. Türkiye’de son dönemde, birinci basamak sağlık hizmetlerinin organizasyonunda Sağlık Bakanlığımız tarafından köklü değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Aile hekimliği sisteminde uygulanan proaktif hekim yaklaşımı da sağlıklı yaşamı teşvik etmektedir. Yine, aile diş hekimliği modelinin de geliştirilmesinin sağlık sistemine değer katacağını düşünmekle birlikte, aile hekimliği sistemi içinde kalite ve akreditasyon standartlarının oluşturulup bağımsız denetimlerin gerçekleştirilmesine önemli görmekteyiz.

Sezaryen oranının ülkemizdeki yüksekliğiyle mücadeleyi önemsiyor, sağlıklı bebekler, anneler ve geleceğimiz için bu mücadeleyi destekliyoruz. Son rakamlar bu kapsamda olumlu gelişmelere atıf yapmakta olup gereksiz sezaryenle mücadeleyi kararlılıkla desteklediğimizin altını çiziyor, normal doğum eylem planını destekliyoruz.”

“Nitelikli istihdamın artırılması stratejik bir zorunluluktur”

MHP Adana Milletvekili Ayşe Sibel Ersoy da aile hekimliğinin arayan, izleme çağıran, riskleri önceden tespit eden aktif bir yapıya dönüştüğünü belirterek, şunları söyledi:

“Kronik hastalıkların düzenli takibi, milyonlarca yurttaşın erken taramalarla desteklenmesi ve izlem kapasitesinin genişlemesi ülkemizin sağlık yükünü hafifleten en önemli kazanımdır diyebiliriz. Bu bağlamda, koruyucu hizmetlerin yaygınlaştırılması tüm sistemin yükünü akılcı biçimde dengeleyecektir. Bu sistemin merkezindeki en kıymetli unsur ise insandır. Bugün ülkemizde yaklaşık 1 milyon 470 bin sağlık çalışanı görev yapmaktadır, bunun yaklaşık 15 bini ise uzman hekimdir. Bu sayı önemli bir kapasiteyi ifade etse de hekim ve hemşire yoğunluğunun OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarının altında olduğu açıktır. Dolayısıyla insan gücünün güçlendirilmesi, bölgesel dengesizliklerin giderilmesi ve nitelikli istihdamın artırılması stratejik bir zorunluluktur. Nitelikli yatak oranının yüzde 83’ün üzerine çıkması önemli bir başarıdır ancak kapasitenin bölgesel dağılımında süregelen eşitsizlikler hâlâ önümüzde duran yapısal bir meseledir.

Acil sağlık yapımız, ambulans kapasitemiz, ulusal medikal kurtarma ekibinin sahadaki gücü ve afetlerde hızla kurulan hastaneler Türkiye’nin kriz refleksinin somut örnekleridir. Bu kapasiteyi korumak ve geliştirmek, geleceğin afetlerine karşı devletin dayanıklılığını güçlendirecektir. 12. Kalkınma Planı hedefleri doğrultusunda savunma sanayisinde nasıl kamu alımlarıyla güçlü bir atılım yapıldıysa aynısının ilaç ve sağlık cihazlarında, sağlık endüstrilerinde de yapılması hedeflenmektedir. Ayrıca, Türkiye’de üretilen yerli ve millî ilaç ve tıbbi cihaz ruhsat taleplerine öncelik verilmesi de çok önemlidir.”