Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yaşar Güler: “PKK ve iltisaklı tüm gruplar derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli”

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Terör örgütünün 26 Ekim’de yaptığı açıklama ile ülkemizden tamamen çekilme kararını önemli bir adım olarak görüyor, sürecin işlerliği ve hızlanması adına memnuniyet verici buluyoruz. Bununla birlikte, sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için PKK ve iltisaklı tüm gruplar fesih kararı kapsamında başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidirler. Başta PKK/PYD/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına ve farklı adlar altında faaliyet yürütmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim” dedi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Terör örgütünün 26 Ekim’de yaptığı

Haber: Melis YILDIRIM

(TBMM) – Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Terör örgütünün 26 Ekim’de yaptığı açıklama ile ülkemizden tamamen çekilme kararını önemli bir adım olarak görüyor, sürecin işlerliği ve hızlanması adına memnuniyet verici buluyoruz. Bununla birlikte, sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için PKK ve iltisaklı tüm gruplar fesih kararı kapsamında başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidirler. Başta PKK/PYD/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına ve farklı adlar altında faaliyet yürütmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim” dedi.

AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Savunma Bakanlığı 2026 bütçesi, kesin hesabı ve Sayıştay raporları ile Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı Sayıştay raporları görüşülmeye başlandı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, sunumunda, hudutların, Mehmetçiklerin büyük özverisinin yanı sıra sürekli geliştirilen teknoloji yoğunluklu sistemlerle dünya standartlarında korunduğunu belirterek, “Sınırlarımızdaki tedbirler ortaya çıkan tehdit durumu ve gelişmelere göre çok yönlü emniyet ağıyla sürekli geliştirilmektedir. Aldığımız bu tedbirlerin etkinliği sayesinde, geçen yıla oranla, yasa dışı geçişlerde engellenen ve yakalanan şahıs sayılarında düşüş yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

“Bu süreçte atılacak tüm adımlar şehitlerimizin aziz hatırasına asla leke düşürmeyecektir”

Güler, “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“40 yılı aşkın süredir ülkemizin huzurunu ve güvenliğini tehdit eden terör belasından kurtulmak, milletimizin önüne konulan engelleri ortadan kaldırmak ve evlatlarımızın geleceğini teminat altına almak için ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine doğru kararlı bir yürüyüş içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliğinde ve Sayın MHP Genel Başkanı’nın güçlü desteği ile başlatılan bu tarihi süreç, kardeşliğimizi pekiştirme, milletimizi güvenli ve müreffeh dolu yarınlara ulaştırma iradesinin en açık göstergesidir.

Şu hususu da özellikle belirtmek isterim ki, bu süreçte atılacak tüm adımlar şehitlerimizin aziz hatırasına asla leke düşürmeyecek, gazilerimizin onuruna, asaletine ve verdikleri emeklere zarar vermeyecektir. Zira, terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılarda ve ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize doğru ilerlememizde en büyük pay, başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz ile onların fedakar ailelerine aittir. Bu yüzden, şehit ve gazilerimizin kıymetli hatırasına sahip çıkıyor, başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız olmak üzere devletimizin tüm kurumlarıyla eşgüdüm içinde şehit ve gazilerimizin emaneti değerli aileleri ile kahraman gazilerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz.

“Hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına izin vermeyeceğiz”

Terör örgütünün 26 Ekim’de yaptığı açıklama ile ülkemizden tamamen çekilme kararını önemli bir adım olarak görüyor, sürecin işlerliği ve hızlanması adına memnuniyet verici buluyoruz. Bununla birlikte, sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için PKK ve iltisaklı tüm gruplar, fesih kararı kapsamında başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmelidirler. Başta PKK/PYD/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına ve farklı adlar altında faaliyet yürütmesine izin vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim.”

Suriye ve SDG arasındaki entegrasyon sürecinin hızlı bir şekilde tamamlanmasının beklendiğini, sahadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve tüm tedbirleri aldıklarını dile getiren Bakan Güler, “Bu çerçevede komşumuz Suriye ile de yakın bir diyalog halindeyiz. Terörle mücadele konusunda komşumuz Irak ve Bölgesel Yönetim ile de son dönemde tesis ettiğimiz işbirliğini yakın bir koordinasyon içerisinde sürdürüyoruz. Sonuç olarak ‘Terörsüz Türkiye’ hedeflerimize ulaşmaya yönelik gayretlerimiz sürerken, terörle mücadelemiz ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir” diye konuştu.

Yunanistan tarafından tek taraflı yürütülmeye çalışılan her türlü projeye karşı her türlü tedbiri uyguluyoruz”

Milli Savunma Bakanı Güler, mavi ve gök vatanda hak ve menfaatlerin korunması için her türlü çabanın gösterildiğini, Ege ve Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri milli çıkarlar doğrultusunda etkin bir şekilde ifa ettiklerini söyledi. Güler, şöyle devam etti:

“Öte yandan, komşumuz Yunanistan ile aramızdaki sorunların çözümünü, mevcut olumlu diyalog ortamının geliştirilmesini, böylece Ege Denizi’nin barış ve istikrar bölgesi olmasını arzuluyoruz. Bununla birlikte Yunanistan tarafından bölgede tek taraflı yürütülmeye çalışılan her türlü projeye ve teşebbüse karşı da uluslararası hukuk çerçevesinde diplomatik girişimlerde bulunuyor mütekabiliyet kapsamında gerekli her türlü tedbiri kararlılıkla uyguluyoruz. Ege’de ve Doğu Akdeniz’de, ülkemizi yok sayan veya haklarımızı gasp etme niyeti taşıyan hiçbir projenin gerçekleşemeyeceğini her fırsatta vurgularken, Kıbrıslı kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini de savunmaya devam ediyoruz.”

Ada’da adil ve kalıcı çözüm için tek çıkar yolun, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün kabulü olduğunu vurgulayan Bakan Güler, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bölge içinden ve dışından ülkelerle askeri ve siyasi ilişkilerini geliştirme ve silahlanma hevesi gerginliği artıracak ve istikrara zarar verecek mahiyette ilerlemektedir. Dolayısıyla bu çabalara karşı proaktif savunma ve güvenlik politikamız doğrultusunda gerekli tedbirleri alırken, her koşulda Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu da bir kez daha hatırlatmak isterim” ifadelerini kullandı.

Güler, Azerbaycan ile ikili ilişkileri derinleştirdiklerini belirterek, “Azerbaycan’ın Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması kapsamında eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimiz ile savunma sanayii işbirliğinde büyük gelişmeler kaydettik, kaydediyoruz. Diğer yandan barışın tesisi kapsamında Azerbaycan ve Ermenistan arasında Washington’da kayda geçirilen iradeden memnuniyet duyuyoruz. Uluslararası çatışma ve krizlerin giderek arttığı bir dönemde atılan bu adımın Kafkasya’daki kalıcı barış ve istikrar için çok kıymetli olduğunu değerlendiriyor, kapsamlı bir barış metninin de bir an önce imzalanmasını temenni ediyoruz” dedi.

Güvenlik alanında Suriye’deki yeni yönetim ile yakın bir koordinasyon içerisindeyiz

Bakan Güler, Suriye ile ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı:

“Suriye’nin egemenliği ile birlik ve beraberliğine olan desteğimiz çerçevesinde, ülkenin yeniden inşası ve imarı ile Suriyelilerin geri dönüşlerinin sağlanması ve uluslararası arenadaki kısıtlılıkların kaldırılması gibi pek çok başlıkta desteklerimiz devam etmektedir. Güvenlik alanında da yeni yönetim ile yakın bir koordinasyon ve güçlü bir uyum içerisindeyiz. Bu kapsamda evvela Askeri Ataşemizi müteakiben de çalışmalarımızda etkinliğin ve koordinasyonun sağlanması maksadıyla Suriye Koordinasyon Birimi görevlilerimizi Şam’a gönderdik.

Suriye ile imzaladığımız Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası kapsamında başta terörle mücadele olmak üzere Suriye ordusunun savunma ve güvenlik kapasitesinin geliştirilmesi, modernizasyonu, teşkilatlanması ve personelinin eğitilmesine katkılarda bulunuyoruz. Öte yandan Suriye yönetiminin son dönemde uluslararası arenada yetkin, kararlı ve iş birlikçi yaklaşımıyla bölge ülkeleri ve bölgede etkin olan aktörlerle temaslarının artarak devam ettiğini, memnuniyetle gözlemlerken özellikle ABD, Rusya ve İsrail ile olan temaslarını da yakından takip ediyoruz.”

Libya ordusuna eğitim ve danışmanlık faaliyetleri kapsamında destek olurken askeri sahada ikili ilişkilerin geliştirildiğini kaydeden Güler, “Esasen Libya’da tüm taraflarla ilkeli bir politika çerçevesinde sürdürdüğümüz diyalog ve çabalarımız doğrultusunda toprak bütünlüğü ve ulusal birliğini sağlamış ‘Tek Libya’ hedefimize yönelik ilerlemeler kaydedildiğini de memnuniyetle ifade etmek isterim” dedi.

“Katar ile olan askeri iş birliğimizi sürekli güçlendirdik”

Somali Silahlı Kuvvetleri’nin teşkilat, eğitim-öğretim, askeri teçhizat, altyapı ve lojistik sistemlerinin iyileştirilmesi ve danışmanlık faaliyetlerini ilgili kurumlarla koordineli olarak yürüttüklerini söyleyen Güler, “Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımız ise Katar ordusunun savunma kabiliyetlerinin geliştirilmesini desteklemek, eğitim ve tatbikatlar gerçekleştirmek, terörizmle mücadele ile uluslararası barışı destekleme harekatına katkı sağlamak amacıyla faaliyetlerini icra etmektedir. Katar ile olan askeri iş birliğimizi bölgedeki deniz ve hava unsur komutanlıklarımızın görevleri ile savunma sanayi dahil geniş bir yelpazede sürekli güçlendirdiğimizi de vurgulamak isterim” diye konuştu. Güler, 92 ülkeyle askeri çerçeve, eğitim işbirliği ve yardım anlaşmalarının imzalandığı bilgisini paylaştı.

“Yüzde 5 oranına 2035 yılına kadar ulaşacağımızı değerlendiriyoruz”

Türkiye’nin NATO’da etkin bir şekilde yer aldığına değinen Güler, askeri eğitim, tatbikat, harekat ve diğer sorumlulukları büyük bir başarıyla yerine getirdiklerini söyledi. Güler, “Bu çok yönlü askeri faaliyetlerle birlikte ülkemizin tüm dünyada kabul gören etkin diplomasisi ve başat rolünün doğal bir sonucu olarak, 2026 yılı NATO Zirvesi’nin Ankara’da düzenlenmesine karar verilmiştir. Türkiye, NATO’nun asgari yüzde 2 olan savunma harcamaları hedefine bağlı olarak, 2024 yılında bu konudaki taahhüdünü yüzde 2,13 seviyesinde gerçekleştirmiştir. Ülkemiz ayrıca, NATO askeri bütçesine katkıda sekizinci sıradan yedinci sıraya yükselmiştir. Sağlanan seviyenin kademeli bir şekilde artırılarak İttifak’ın planladığı hedef olan yüzde 5 oranına 2035 yılına kadar ulaşacağımızı değerlendiriyoruz” dedi.

“Karadeniz’de istikrar ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi için girişimlerimizi sürdürüyoruz”

Güler, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle daha hassas bir durum arz eden Karadeniz’deki gelişmeleri takip ettiklerini ve Türkiye’nin hak ve menfaatleri doğrultusunda Montrö dahil tüm tedbirleri kararlılıkla uyguladıklarını vurguladı. Karadeniz’deki mayın tehdidine çözüm üretmek ve seyir emniyetini idame etmek maksadıyla milli esaslı Mayın Karşı Tedbirler Harekatı’nı icra ettiklerini anlatan Güler, “Aynı şekilde, geçen yıl Romanya ve Bulgaristan ile birlikte oluşturduğumuz Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu da çalışmalarına başarıyla devam etmektedir. Karadeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip ülkelerden biri olarak bölgede istikrar ve güvenliğin yeniden tesis edilmesi için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yönlü girişimlerimizi sürdürmekteyiz” diye konuştu.

“Türkiye olarak her konuda üzerimize düşen sorumluluklara hazırız”

İsrail ile Filistin arasında varılan ateşkese değinen Güler, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ülkemiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ateşkese ulaşılmasındaki yoğun çabaları, kalıcı barış için Gazze Deklerasyonu’nda imzacı taraflardan biri olması ve garantör rolüyle uluslararası müzakere masalarının etkin bir üyesi olduğunu bir kez daha açıkça göstermiştir. Özellikle belirtmeliyim ki, Gazze’deki ateşkesin sürdürülmesi ve ilgili planın uygulanabilirliği sahada ve masada adil güvence mekanizmalarının etkinlik ve kararlılığı ile İsrail’in ateşkese eksiksiz riayet etmesine bağlıdır. Bu çerçevede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Gazze Barış Kurulu’nun kurulması ve Uluslararası İstikrar Gücü’nün görev yapmasına dair tasarının kabul edilmesini önemli buluyoruz. Türkiye olarak tarihi misyonumuz çerçevesinde ihtiyaç duyulabilecek her konuda üzerimize düşen sorumluluklara hazır olduğumuzu vurguluyoruz.”

Bakan Güler, Milli Savunma Üniversitesi’nin, eğitim- öğretim görevlerini üstün bir azimle yerine getirdiğine değinerek, “Görevde olan ve emekli personelimizin yaşamlarını daha iyi şartlarda sürdürebilmeleri için özlük haklarına dair çalışmalar, ülkemizin imkan ve şartları ile çağdaş uygulamalar dikkate alınarak yapılmakta gerekli teklifler ilgili makamlara sürekli iletilmektedir” ifadelerini kullandı.

“2016’dan itibaren FETÖ iltisakı nedeniyle toplam 24 bin 2 şahıs ihraç edildi”

FETÖ ile mücadelenin hukuk çerçevesinde ve elde edilen bilgi ve belgelere göre yürütüldüğünü söyleyen Güler, “15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ iltisakı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizden toplam 24 bin 2 şahıs ihraç edilmiş, ayrıca 2 bin 225 şahsın da rütbesi geri alınmıştır. Ayrıca Bakanlığımızda ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizde suç işleyen, maiyetine kötü davranan veya disiplinsizlik yapan hiç kimseye müsamaha gösterilmemekte, gerekli ceza işlemleri ivedilikle uygulanmaktadır” dedi.

F-16 ve F-35 tedariki ile ilgili çalışmalar sürdürülmekte

“Bugün kendi İHA ve SİHA’sını, hava savunma sistemlerini, savaş gemisini ve denizaltılarını geliştirebilen sayılı ülkelerden biriyiz” diyen Güler, savunma sanayi ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“En son geçtiğimiz ay, seri üretimine başlanan yerli ve milli, yeni nesil ana muharebe tankımız Altay’ın da ilk teslimi yapılmıştır. Ulaştığımız bu mümtaz seviyenin daha yükseklere çıkabilmesi ancak kaynaklarımızın ve potansiyelimizin doğru kullanılabilmesi ile mümkündür. Bunun için de çalışmalarımızı tüm paydaşlarımızla tam bir uyum içerisinde ve yoğun bir çabayla sürdürüyoruz. Savunma sanayinde önemli gündem maddelerimizden biri de yerli ve milli savaş uçaklarımız KAAN’ımızdır, Hürjet’imizdir ve Kızılelma’mızdır. Kaan, Hürjet ve Kızılelma’yla ilgili olarak dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep gelmektedir. Eurofighter tedariki kapsamında ise Birleşik Krallık ile geçtiğimiz ay, 20 adet yeni uçak ile ekipman ve muhtelif mühimmatın tedarik edilmesine dair sözleşme imzalanmıştır. Ayrıca Katar ve Umman envanterinde bulunan Eurofighter uçaklarının temin çalışmaları devam etmektedir. F-16 ve F-35 tedariki ile ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir.”

Çelik Kubbe, bir güvenlik şemsiyesi olacak

Güler, son üç yıl içerisinde Avrupa’da savunma harcamalarının ciddi oranda artsa da bunun gerçek muharebe kapasitesine aynı hızla yansımadığını belirterek, şunları söyledi:

“Bugün birçok Avrupa başkentinde açıkça ifade edilen soru şudur. ‘Tehdit artık yakındır, ancak bu tehdide karşı koyabilecek gerçek bir ordu yapımız var mı?’ Bu sorunun cevabı, Avrupa’nın savunma mimarisinde başta personel yetersizliği ve donanımsal eksiklikler olmak üzere stratejik bir kırılma yaşandığını göstermektedir. Gerçek şu ki, personel eksikliği yalnızca bir sayı problemi değil, aynı zamanda disiplin, tecrübe, muharebe devamlılığı ve komuta-kontrol kültürünün aşınması anlamına da gelmektedir. Avrupa’daki bu tabloya karşı Türkiye ise çevresindeki çatışma alanlarının sürekliliği ve çeşitliliği nedeniyle stratejik kültürünü saha tecrübesiyle besleyen nadir ülkelerden biridir. Bugün kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarının yüksek muhariplik seviyesi ve tecrübesi ile üstün harekat etkinliği sayesinde caydırıcılığını her koşulda kararlılıkla ortaya koyan bütünleşik bir güçtür.

Çok katmanlı hava savunma sistemimiz Çelik Kubbe, eş zamanlı tehditler karşısında kahraman ordumuza gök vatanımızı her irtifa ve menzilde kesintisiz koruma kabiliyeti sağlayarak ülkemize mutlak savunma üstünlüğü kazandıracak bir güvenlik şemsiyesi olacaktır. İnsansız hava, kara ve deniz sistemlerinin birlikte çalışabilirliğini sağlayacak ortak komuta-kontrol yazılımları da geliştirilmektedir. Aynı şekilde siber güvenlik, elektronik harp ve uzay tabanlı iletişim kabiliyetlerimiz de genişletilmektedir.”

“Güçlü ve hazırlıklı bir ordu, barışın sigortası olduğu gibi milletin de güvencesidir

Terörle mücadelede ağırlıklı olarak yapay zeka destekli harp sistemleriyle güçlendirilmiş yüksek teknoloji merkezli bir yapıya geçerek Mehmetçiğin omuzlarındaki cephe yükünü azaltmayı hedeflediklerine dikka çeken Bakan Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu konseptle, sadece bugünün muharebe sahasını değil, geleceğin belirsiz tehdit ortamını öngören, buna karşı anında karar üreten ve sürece yön veren stratejik bir üstünlük seviyesine ulaşmak için gayret gösteriyoruz. İfade etmiş olduğum bu üstün nitelikleriyle Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Avrupa’nın yaşadığı çok yönlü sorunların aksine; hazır gücünü koruyan, modern ve milli savunma sanayi ürünleriyle operasyonel kabiliyetini artıran, tecrübeli personelini güçlü bir eğitim modeliyle destekleyen, böylelikle etkinliğini ve caydırıcılığını en üst seviyede tutan bir ordu olarak öne çıkmaktadır. Çok iyi biliyoruz ki, güçlü ve hazırlıklı bir ordu, barışın sigortası olduğu gibi milletin de güvencesidir. Türkiye, sahip olduğu yüksek askeri kapasitesi ile ülkemizin güvenliğini sağlarken bölgesel istikrarın temel aktörlerinden biri olmayı da sürdürecektir.”