Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda… Sevda Karaca: Emekçiler saraya günde 58 milyar yedirmeye rıza gösterecekler mi zannediyorsunuz

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Türkiye’nin emekçileri 22 bin 104 liraya, emeklileri 16 bin liraya aylık bütçe yapmaya çalışırken, bu uğurda ne yediğine bile bakamaz hale gelip sofrasını sağlıksız gıdaya, midesini zehre açmak zorunda kalırken, saraya günde 58 milyar yedirmeye rıza gösterecekler mi zannediyorsunuz” dedi. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, “Eğer Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuş olsaydı bugün Tayfun Kahraman’ın, Can Atalay’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Çiğdem Mater’in, Osman Kavala’nın hemen tahliyesi söz konusu olacak; Türkiye, itibarına vurulmuş ağır prangalardan kurtulmuş olacaktı” diye konuştu.

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Türkiye’nin emekçileri 22 bin 104

(TBMM) – EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Türkiye’nin emekçileri 22 bin 104 liraya, emeklileri 16 bin liraya aylık bütçe yapmaya çalışırken, bu uğurda ne yediğine bile bakamaz hale gelip sofrasını sağlıksız gıdaya, midesini zehre açmak zorunda kalırken, saraya günde 58 milyar yedirmeye rıza gösterecekler mi zannediyorsunuz” dedi. DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, “Eğer Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuş olsaydı bugün Tayfun Kahraman’ın, Can Atalay’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Çiğdem Mater’in, Osman Kavala’nın hemen tahliyesi söz konusu olacak; Türkiye, itibarına vurulmuş ağır prangalardan kurtulmuş olacaktı” diye konuştu.

AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Güvenlik Kurulu, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı ve Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı’nın 2026 bütçesi, kesin hesabı ve Sayıştay raporları, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu, Yatırım Ofisi Başkanlığı, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı, Finans Ofisi Başkanlığı ve İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı’nın 2026 yılı bütçe teklifleri görüşülüyor.

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, 2026 Merkezi Yönetim Bütçesi’nin önceki yılları aratan, halkı daha fazla yoksulluğa mahkum eden bir yıkım bütçesi olduğunu söyledi. Erdem, “Emekçilerin ücretlerinden, emeklilerin maaşlarından, çiftçinin tarlasından, esnafın kasasından daha çok vergi toplayan; buna karşılık sermayeye, büyük şirketlere ve saraya geniş istisnalar tanıyan bir bütçe. Bu bütçede saray var, faiz var, şirket istisnaları var, yandaş düzeni var ama halk yok” diye konuştu.

Bütçeye bakınca bir vergi adaletsizliği gördüklerini söyleyen Erdem, “Ekmekten elektriğe, ulaşımdan ilaca kadar her şeyde KDV ve ÖTV ödeyen vatandaş, maaşından gelir vergisi kesildikten sonra yaptığı her alışverişte yeniden vergilendirilmektedir. Bu çifte vergilendirme düzeni, ücretli kesimin sırtına yüklenen yükü her geçen yıl ağırlaştırmaktadır” dedi.

“En düşük emekli aylığı açlık sınırının altında kalacak

Erdem, 2026 için asgari ücret artışının yüzde 18-22 aralığında olacağının beklendiğini belirterek, şöyle konuştu:

“2026’da net asgari ücretin 26–27 bin lira olacağı öngörülüyor. Oysa enflasyon yüzde 33’lerde, sizin açıkladığınız yeniden değerleme oranı yüzde 26 civarında. Bu mudur sizin adaletiniz? Bu ücretin yoksulluk sınırının yanına bile yaklaşması mümkün değildir. Yine 2026 bütçesinde en düşük emekli aylığı açlık sınırının altında kalacaktır. Çiftçiye verilen desteklerin gayrisafi milli hasıla içindeki payı yıllar içinde gerilemiştir. Tarımsal destekler artmamıştır. KOBİ’lere ve küçük esnafa vergi dışında bir şey düşmemektedir. Ekonomiyi bitirip halkı yoksulluğa terk ediyorsunuz; sonra çıkıyor, ‘Ekmek, simit, taksi komisyonu kuracağız, fiyatları ayarlayacağız’ diyorsunuz. Bu komedi değil de nedir?”

Erdem, “Milletten kemer sıkması istenirken, saray kendi bütçesini enflasyonun yaklaşık 10 puan üzerinde artırarak, lüks ve şatafat harcamalarından tek bir kuruş bile kısmayacağını ilan etmektedir. Teklif edilen bu bütçeye göre, Cumhurbaşkanlığı’nın günlük harcaması yaklaşık 58 milyon liraya ulaşmaktadır. Günde 58 milyon lira. Bu, bir asgari ücretlinin 218 yıllık gelirine denk gelmektedir” ifadelerini kullandı.

Bu bütçe teklifinin halkın sırtındaki yükü artıracağını, kaynakları israfa ve keyfiyete tahsis edeceğini söyleyen Erdem, “Bu bütçede halk yok, emekli yok, emekçi yok, esnaf yok, çiftçi yok, üretici yok, genç yok, kadın yok. O nedenle bu bütçede biz de yokuz” dedi.

Sevda Karaca: İtibar adı altında şatafat

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da, bugün yalnızca bir devlet kurumunun bütçesinin görüşülmediğinin herkesin malumu olduğunu belirterek, “Biz burada yürütmenin dizginsiz şekilde merkezileştiği ve merkezileştiği kadar da siyasallaşmış bir aygıtın bütçesini konuşuyoruz. Sarayın finansmanının gerçek tablosu şudur; itibar adı altında şatafat, mal ve hizmet alımı kalemi altında israf, har vurup harman savurma, din ve Diyanet adı altında toplumu tasallut altına alınma çabası, iletişim adı altında basın ve ifade özgürlüğünü boğazlama ve sansür için yeni mekanizmalar geliştirme; istihbarat adı altında kendi yurttaşlarını gözetleme, denetleme, muhalif gazetecilere ve siyasetçilere suçlamalar icat etme” diye konuştu.

“Toplumun ortak emeğinin ürünleri, saray bürokrasisinin asalak zenginliğine kullanılacak”

Karaca, “Toplumun ortak emeğinin, alın terinin ürünleri, sermayenin yeni kar alanları için yürütülen dış politika maceralarınıza, saray bürokrasisinin asalak zenginliğine, toplumun olan biteni öğrenmemesi adına gazetecileri ve aydınları fişlemeye kullanılacak. Ve bu kara düzeni topluma bir saadet devri gibi anlatan, itiraz etmeyi, sorgulamayı Allah adına yasaklayan, günah ilan eden sözde dini giderleri karşılamaya harcanacak” şeklinde konuştu.

“Halkın vergileriyle oluşturulan kamu bütçesinin aslan payı saraya gidiyor” diyen Karaca, asgari ücretlilerin, emeklilerin, işçilerin, küçük üreticilerin yarım dilim ekmeğin hesabını yaparken saray bütçesinin yarıdan fazlasının, 11 milyar 721 milyon 931 bin lirasının mal ve hizmet alımına gittiğini aktardı. Karaca, “Türkiye’nin emekçileri 22 bin 104 liraya, emeklileri 16 bin liraya aylık bütçe yapmaya çalışırken, bu uğurda ne yediğine bile bakamaz hale gelip sofrasını sağlıksız gıdaya, midesini zehre açmak zorunda kalırken, saraya günde 58 milyar yedirmeye rıza gösterecekler mi zannediyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Karaca, “Bu bütçe önümüze tam da o asgari ücretin sözde müzakere edildiği, esasında uluslararası finans kuruluşları başta olmak üzere yerli ve yabancı sermaye güçlerinin dayattığı 2026 miktarı tartışırken geliyor. Orta Vadeli Program’da 2026 yıl sonu için hedeflenen yüzde 16’lık enflasyon oranına atıfla yüzde 20 dayatıyorsunuz. TÜSİAD’dan MÜSİAD’a dek sermayenin tüm kesimleri bu sefalet oranında uzlaşmış durumda” dedi.

Ömer Fethi Gürer: “Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, 100 yıl içinde İç Anadolu’nun çöl olacağı anlatılıyor”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de 2026 bütçesinde küresel iklim değişikliğiyle ortaya çıkabilecek ve 100 yıl boyunca da Türkiye’yi etkileyecek konularda bugünden önlemler alınması gerektiğine dikkati çekti. Gürer, “Birleşmiş Milletler’inde, 100 yıl içinde İç Anadolu’nun çöl olacağı, Akdeniz’de yaşamın biteceği, Afrika’dan 143 milyon insanın göç edeceği anlatılıyor” dedi.

Sulama suyu başta olmak üzere tarımda yatırımların doğru yapılması gerektiğine değinen Gürer, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçesi 542 milyar lira. Tarım Kanunu’nu çıkardınız. Orada diyorsunuz ki ‘Milli gelirin yüzde 1’ini çiftçiye vereceğiz’. Vermeniz gereken en düşük miktar 722 milyar lira. Siz milli gelirin yüzde 1’ini çiftçiye vereceğim dediğiniz yerde Tarım Bakanlığı’nın bütçesini 542 milyar lirada tutuyorsunuz. Doğrudan destek 168 milyar lira, ona da ‘1 yıl sonra’ diyorsunuz. Düşük alım fiyatı uyguluyorsunuz. Düşük alım fiyatının yanında girdi maliyetlerine yönelik bir mücadele içinde değilsiniz” ifadelerini kullandı.

Çiftçilerin bankalara 1 trilyon 117 milyar lira borcu olduğunu vurgulayan Gürer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ama arazilerine, traktörlerine, hayvanlarına da icra geliyor. Kanun teklifi de verdik. Gelin şu icraları tarım kesiminde durduralım ki üretim içinde olsunlar. Zaten sınırlı çiftçimiz var. 2 milyon 300 bin çiftçimiz kalmış. Bakıyorsunuz ziraat odalarında 5 milyon kayıtlı çiftçi var. Bu yıl biz zirai don yaşadık. ‘Etkisi olmayacak’ dendi, 10 milyon ton meyve kaybımız var. Kuraklığın etkisi var. Önümüzdeki dönemi doğru planlayamazsak gıdada problemlerimiz oluşur. Mercimekte 2002 yılında ürettiğimizin bu yıl yarısını üretiyoruz. Kuru fasulyede de durumu aynı.”

Gıda güvenliğinin sağlanması gerektiğine dikkat çeken ve son dönemdeki zehirlenmeleri anımsatan Gürer, “Denetim yapmaya çıkacak eleman sayısı 8 bin, denetlenecek yer 750 bin, kayıt dışıyla birlikte 1 milyon. Ben çok kere çağrıda buldum, 2004’te, 2012’de belediyelerin yetkisi ellerinden alındı. Gelin şu belediyeleri bu işin içine katın, insanlarımızın can güvenliği açısından belediyeler de denetimli olsun” dedi.

Cengiz Çandar: “Bahçeli daha ne desin, daha nasıl desin”

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, “Eğer Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmuş olsaydı bugün Tayfun Kahraman’ın, Can Atalay’ın, Figen Yüksekdağ’ın, Çiğdem Mater’in, Osman Kavala’nın hemen tahliyesi söz konusu olacak; Türkiye, itibarına vurulmuş ağır prangalardan kurtulmuş olacaktı” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesinin ihlali olarak verdiği hüküm gereğince Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Çandar, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş kararı 4 Ekim’de kesinleşti ve Sayın Devlet Bahçeli, ‘Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi Türkiye için hayırlı olacaktır’ dedi. Cumhurbaşkanı tarafından da üstlenilen sürecin başarıyla sonuçlanmasının güvencesi konumunda bulunan Bahçeli daha ne desin, daha nasıl desin? Aynı gün 4 Kasım 2025’te Cumhur İttifakı’nın en önde gelen hukukçusu addedilen İstanbul Milletvekili Sayın Fethi Yıldız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hukuken izah edilemez olduğunu yazdı” ifadelerini kullandı.

Anlaşılan Cumhur İttifakı’nın ortaklarından biri, diğerini dikkate almıyor”

Çandar, “Anlaşılan Cumhur İttifakı’nın ortaklarından biri, diğerini katiyen dikkate almıyor, bunun başka bir izahı yok. Dahası birkaç gün önce bir mahkeme Selahattin Demirtaş’a yeni bir suç icat ederek dava açtı. Ben bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı’na doğrudan seslenmek istiyorum. Lütfen bu hukuk maskaralarına bir son verin. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararların uygulanmasını mümkün kılın” diye konuştu.