(ANKARA) – Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Terör örgütünün aldığı fesih kararı kapsamında 26 Ekim’de yaptığı açıklamayla ülkemizden tamamen çekilme kararını, sürecin işlerliği ve hızlanması adına kayda değer ve önemli buluyoruz. Ancak bir kez daha vurgulamak isterim ki, PKK ile diğer isimlerdeki uzantıları ve iltisaklı tüm gruplar yurt içinde ve sınırlarımızın ötesinde derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli, koşulsuz ve en hızlı şekilde silahlarını tamamıyla teslim etmelidirler” dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Savunma Sanayisi Başkanı Haluk Görgün ile birlikte katıldığı 8.Konya Savunma Sanayisi Tedarikçi Buluşmaları programında bir konuşma yaptı. Güler, konuşmasında şunları kaydetti:
“Ülkemiz savunma sanayisinde, yerlilik ve millilik ilkeleri doğrultusunda büyük aşamalar kat ederken Konya da kendi üzerine düşeni yaparak bu ekosistemin güçlü bir parçası olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Konya Savunma Sanayi Tedarikçi Buluşmaları’nın sekizincisini icra etme başarısının gösterilmesi de Konya’nın bu alandaki yetkinliğinin en somut göstergesidir.
Memnuniyetle müşahede ediyoruz ki, Konya Sanayi Odamızın öncülüğünde düzenlenen bu fuar, sanayicilerimizi, yatırımcılarımızı, şirket temsilcilerimizi ve mühendislerimizi aynı hedef etrafında buluşturmaktadır. Bu çerçevede faaliyetin sektörde yeni iş birliklerini geliştirmeye imkan tanıması bakımından önemli ve faydalı olduğunu değerlendiriyor, yerli üretim, inovasyon ve teknoloji tabanlı büyüme hedeflerimize yeni bir ivme kazandıracağına da yürekten inanıyorum.
“Savunma sanayindeki güçlü kapasitemiz sayesinde ülkemizin imajını yükseltiyoruz”
Türkiye olarak son yıllarda Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliğinde kapsamlı sanayileşme hamleleri ve birbirinden değerli savunma sanayi yatırımlarıyla ciddi ilerlemeler kaydettik. Gururla ifade etmeliyim ki, savunma sanayindeki güçlü kapasitemiz, zengin birikimimiz ve kabiliyetlerimiz sayesinde pek çok ülkeyle ikili iş birliğimizi üst düzeyde geliştiriyor, ülkemizin dünyadaki imajını yükseltiyor ve ekonomimize de katkılar sağlıyoruz.
Şüphesiz bir asır, hatta yarım asır önce hayal dahi edilmeyen bu noktalara gelmemizde yerli ve milli bir irade, yüksek bir azim ve kararlılık ile kamu, vakıf ve özel sektörümüz arasındaki yakın koordinasyon ve verimli iş birliği belirleyici olmuştur. Üretimden tasarıma, tedarikten ihracata kadar her aşamada oluşturulan bu sinerji Türkiye’yi savunma teknolojilerinde dışa bağımlılıktan kurtarmış, özgün ve rekabetçi bir savunma ekosisteminin gelişimini de sağlamıştır.
“Türk savunma sanayisi geliştirdiği sistemlerle dünyada söz sahibi bir konuma ulaştı”
Bugün Türk savunma sanayisi kara, deniz ve hava platformlarıyla siber alanda geliştirdiği kritik sistemlerle dünyada söz sahibi bir konuma ulaşmıştır. Artık sadece ithal eden değil ihraç edebilen, teknolojiyi yalnızca takip etmekle yetinen değil üreten ve paylaşan, dahası geleceğin teknolojilerine yoğunlaşan bir seviyeye gelmenin haklı gururunu da hep birlikte yaşıyoruz. Elbette bu noktada savunma sanayimizin üretim üslerinden biri olan Konya’nın ve Konyalı sanayicilerimizin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üstleneceği stratejik rol daha da önemli olacaktır.
Türkiye yerli-milli savunma sanayisinin artan etkinliğiyle birlikte köklü tarihi birikimi, stratejik coğrafyası, etkin caydırıcı ve saygın ordusuyla bölgesinde ana aktör dünyada ise prestij sahibi bir ülke haline gelmiştir. Tüm bu özellikleriyle Türkiye kendi güvenliğini teminat altına alma kudretinin yanında, stratejik dış politikası ikili askeri ilişkileri, krizleri yöneten ve çözüm üreten akılcı ve barış odaklı hamleleriyle pek çok bölgede güvenlik, barış ve istikrara katkı sağlayan bir ülke konumuna da ulaşmıştır. Bu etkinlik ve gücümüzü muhafaza edebilmek ve daha da artırmak maksadıyla içerideki birlik ve beraberliğimizi tahkim etme ve pekiştirme gayretlerimizi de sürdürüyoruz.
“Terörsüz bir Türkiye, savunma sanayine daha fazla yatırımın yapıldığı bir sürecin adıdır”
Sayın Cumhurbaşkanımız ve MHP Sayın Genel Başkanı’nın ortaya koydukları devlet iradesiyle yürütülen Terörsüz Türkiye süreci bu politikamızın en somut yansımasıdır. Hedefimiz yıllardır ülkemizin daha fazla ilerlemesine engel teşkil eden ve milli kaynaklarımızın boş yere harcanmasına sebep olan terör belasından tamamıyla kurtulmaktır. Terörsüz bir Türkiye, savunma sanayine, teknolojiye, AR-GE ve inovasyona daha fazla yatırımın yapıldığı, milletimizin alın terinin büyük kalkınma yatırımlarıyla karşılık bulduğu bir sürecin de adıdır.
Nitekim terör örgütünün aldığı fesih kararı kapsamında 26 Ekim’de yaptığı açıklamayla ülkemizden tamamen çekilme kararını, sürecin işlerliği ve hızlanması adına kayda değer ve önemli buluyoruz. Ancak bir kez daha vurgulamak isterim ki, PKK ile diğer isimlerdeki uzantıları ve iltisaklı tüm gruplar yurt içinde ve sınırlarımızın ötesinde derhal tüm terör faaliyetlerine son vermeli, koşulsuz ve en hızlı şekilde silahlarını tamamıyla teslim etmelidirler.
“Ülkemizin ve milletimizin bekası için gereken ne varsa kararlılıkla uyguluyoruz”
Halihazırda sahadaki gelişmeleri büyük bir hassasiyetle yakından takip ediyor, ülkemizin ve asil milletimizin bekası için gereken ne varsa kararlılıkla uyguluyoruz. Şu bir gerçek ki kim ne derse desin, Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda ve sizlerden de aldığımız destekle ülkemizi en üst düzeyde kalkındıracak aydınlık ve müreffeh bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Bu noktada ‘Güçlü savunma sanayii eşittir güçlü ve tam bağımsız Türkiye’ şiarıyla ülkemizi daha muteber kılmak aynı zamanda bağımsız ve caydırıcı savunma kapasitemizi geliştirmek için her birimize ayrı ayrı hayati görevler düşüyor.”

