(ANKARA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karabağ zaferi kutlamalarına giden askeri uçağın düşmesi sonucu şehitlerden 19’unun naaşına ulaşıldığını, son naaşın arama çalışmalarının sürdüğünü söyledi. 46 kişilik kaza ve kırım inceleme ekibinin bölgeye gittiği aktaran Erdoğan, “Uçağımızın kara kutusu bulunmuş, incelemeler başlatılmıştır. Milletimizle birlikte Azerbaycanlı kardeşlerimizi ve Gürcü dostlarımızı da büyük bir üzüntüye gark eden bu elim olayı tüm yönleriyle araştırıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı öncesi yaptığı açıklamada, Karabağ zaferinin 5. yıl dönümü kutlamaları için C-130 tipi askeri kargo uçağının ülkeye gelmek üzere havalandıktan kısa süre sonra düşen ve kazada 20 askerin şehit olmasına ilişkin, “Cenab-ı Allah şehitlerimizin mekanlarını cennet, makamlarını aliye eylesin. Yüreklerimizdeki yangını tarif etmek elbette mümkün değil. Gözyaşlarımızı içimize akıtıyor, acımızı kalbimize gömüyoruz. Ancak şunu da biliyoruz. Her ne şekilde olursa olsun, vatanı için, milleti için, devletinin güvenliği için canını vermek hiç şüphesiz fedakarlıkların ve kahramanlıkların en büyüğüdür” dedi.
Cumhurbaşkanı, şehit yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerine sabır ve başsağlığı dileyerek, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının olayla ilgili hemen harekete geçtiğini dile getirdi. Erdoğan, arama kurtarma çalışmalarının hızla başlatıldığını ve Gürcistan makamlarıyla işbirliği içinde insansız hava araçlarının çalıştırıldığını belirtti.
Uçağın enkazına ulaşılmasının ardından alanın güvenlik amacıyla kordon altına alındığını ifade eden Erdoğan, 46 kişilik kaza ve kırım inceleme ekibinin bölgeye intikal ettiğini, uçağın kara kutusunun bulunduğunu ve incelemelerin başlatıldığını aktardı. Şehitlerden 19’unun naaşına ulaşıldığını, son naaşın arama çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Erdoğan, süreçte Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ve Gürcistan Başbakanı ile görüştüklerini, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan’ın tüm imkanlarının kahramanlar için seferber edildiğini belirtti. Erdoğan, “Sahadaki çalışmalar anbean takibimizdedir. Gerekli incelemelerin titizlikle yapılarak olayın tüm boyutlarıyla aydınlığa kavuşturulmasını temin edeceğiz” dedi.
Erdoğan, Milli Savunma Bakanlığı ve İletişim Başkanlığının düzenli bilgilendirmeyi sürdüreceğini vurgulayarak, vatandaşları yalanlara ve manipülasyonlara karşı uyanık olmaya çağırdı. Sosyal medyada hadiseyi istismar edenlere prim verilmemesi gerektiğini de dile getirdi.
“Dağdaki çobanla benim oyum bir olabilir mi diyen zihniyet, Anadolu insanına saygı göstermeyi öğrendi”
Erdoğan, Kasım ayının parti ve Türk demokrasisi açısından dönüm noktası olduğunu belirterek, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Türkiye’yi yönetmek için milletten icazet aldıklarını ve 23 yıldır iktidarda olduklarını söyledi. Erdoğan, bu süreçte karşılaşılan engeller, saldırılar ve ihanetlere rağmen sabır ve serinkanlılıkla yol alındığını, milletin desteği ile Türkiye’nin her köşesine ulaşmanın mücadelesinin sürdüğünü ifade etti. Erdoğan, “Hükûmet etmeyi Ankara’ya sıkışıp kalmış 23 yıldır ülkemizin 81 vilayetine, 86 milyonun her bir ferdine ulaşmanın, oy tercihi ne olursa olsun insanımızın gönlüne girmenin mücadelesi içindeyiz” dedi.
Erdoğan, AK Parti’nin icraat ve yatırımlarının ülkenin çehresini değiştirdiğini, rakiplerin de artık milli iradeye saygı göstermek zorunda kaldığını belirterek, “Yıllarca antidemokratik güçlerin yelkenlerini şişirmesiyle siyaset yapanlar, gönülsüz de olsa en azından zahirde milli iradeyle barışmak, milletin tercihine saygı duymak zorunda kaldı. Millete bidon kafalı diyen, göbeğini kaşıyan adam diyen, dağdaki çobanla benim oyum bir olabilir mi diyen zihniyet, yenile, yenile, burunları sürtüle sürtüle, Anadolu insanına saygı göstermeyi öğrendi” ifadesini kullandı.
Erdoğan’dan Özel’e: Kurduğu pespaye cümleleri kendisine aynen iade ediyoruz
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ana muhalefet partisi de dahil herkesin imtiyazlıların, mütegallibenin, kerameti kendinden menkul elitlerin, milletin kesesinden geçinen tufeylilerin saltanatına son verdik, onu birlikte başardık. Bu değişime birlikte imza attık. Biliyorum, beyefendiler rahatsız olacak. Ama şu gerçeği, Türk siyasetinin son çeyrek asırdaki serencamını bilen herkes kabul ve tasdik etti. Ana muhalefet partisi dahil, rakiplerimiz birçok konuda bizi takip ediyor. Bizim siyasetimizi referans alarak politikalarını belirliyor. Siyasetin kutup yıldızı olarak işte bu kadroyu, AK Parti’yi ve Cumhur İttifakı’nı görüyor.
Rakiplerimizin kalite ve kalibresini yükseltebiliyorsak ne mutlu bize. En nihayetinde taklitler aslını büyütür, aslını güçlendirir. Ancak görüyoruz ki, siyasette nezaket dersini almayı unutanlar var. Bunların en başında da CHP’nin yeni genel başkanı geliyor. Geçen haftaki hezeyanları karşısında milletimiz gibi bizim de yüzümüz kızardı. Bu ülkenin ana muhalefeti adına utanç duyuyor, seleflerine kıyasla yeni genel başkanın Türk siyasi sahasında göreceği en ağzı bozuk, en küfürbaz figürlerden biri olduğu görülüyor. Onu da bu zatın çiğliğine, acemiliğine, zayıf karakterine ve vesayet altında siyasetçilik oynamasına veriyoruz. Biz kendimize ve milletimize saygımız gereği elbette bunların seviyesine inmedik. Bundan sonra da inmeyeceğiz. Üslubu beyan ayni ile insan diyor. Bu şahsın geçen hafta bize, yargı mensuplarımıza ve kamu görevlilerimize yönelik kurduğu pespaye cümleleri kendisine aynen iade ediyoruz.
“Hukuk ve demokrasi zemininde yürüttüğümüz başarılı mücadele örnek alınmaktadır”
AK Parti tecrübesi, İslam dünyasında da önemli bir referans kaynağıdır. Asya’dan Afrika’ya, Balkanlar’dan Ortadoğu’ya birçok yerde AK Parti çok yakından takip edilmekte, hukuk ve demokrasi zemininde yürüttüğümüz başarılı mücadele örnek alınmaktadır. Demokrasi kültürü, devlet yönetme tecrübesi ve güçlü teşkilat yapısıyla AK Parti, yurt dışında da milyonlara yol göstermektedir. Bugün aynı zamanda dünyada da bir AK Parti gerçeğinden bahsediyoruz.
Bundan 23 sene önce hangi niyetlerle, hangi gayeyle siyaset yapıyorsak bugün de aynı değerlerin rehberliğinde siyaset yapıyoruz. 23 yıl önce hangi ilkeleri savunuyorsak bugün de aynı prensiplerin izinden gidiyoruz. 23 yıl önce nasıl bir heyecan içindeysek bugün de aynı heyecanla, aynı aşkla, aynı sevda ile millete ve memlekete hizmet için koşturuyoruz. En küçük bir rehavete kapılmadan, kibre ve tekebbüre meyletmeden, en küçük bir ihmale mahal vermeden, 7 gün 24 saat azimle çalışacağız.
“Milletle bağımızı daha da güçlendireceğiz”
Teşkilatla ahenk içinde olacak, genel merkez birimlerimizle irtibatımızı her zaman çok sıkı tutacak. Kabinedeki arkadaşlarımızla eş güdüm içinde hareket edeceğiz. Tıpkı genel merkezimiz gibi AK Parti il, ilçe ve belde teşkilatlarının kapısı da tüm vatandaşlarımıza ardına kadar açıktır. Aynı şekilde AK Partili belediyeler milletimizin emrinde ve hizmetindedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren 30 yılı aşkın süredir hep bu hassasiyetle siyaset yaptık. Bundan sonra da bu çizgimizi koruyacağız. Milletle bağımızı daha da güçlendireceğiz. Her biriniz milletin derdini bize, bizim çözümümüzü milletimize anlatmak üzere bu toplantılara katılıyorsunuz. Emanetimize, derdimize, gayretimize sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum. Rabbim aşkımızı, şevkimizi, sevdamızı daim eylesin diyorum.
“Milletin faydasını gözetmek, çıkarlarını korumakla da mükellefiz”
Halktan, sokaktan, vatandaştan kopuk siyaset olmaz. Olsa da bundan ülkeye ve millete hayır gelmez. Bugüne kadar gözümüzü ve kulağımızı bir an olsun milletten ayırmadık. İktidarda bulunmanın sorumluluğu, rahmetli Erbakan hocamızın o veciz ifadesiyle, ‘hayra motor, şerre fren olmayı’ da gerektirir. Halka hizmet etmekle görevimizi tam manasıyla yerine getiremeyiz. Aynı zamanda milletin faydasını gözetmek, çıkarlarını korumakla da mükellefiz. Hep söylüyorum: Biz aldanan da olmayacağız, aldatan da olmayacağız.
“CHP’li belediyelerin yönettiği şehirlerde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinde fahiş artışlar yapıldığını görüyoruz”
Sizin de bildiğiniz gibi, emlak vergilerindeki artış meselesi ile ilgili toplumun farklı kesimlerinden çeşitli tepkiler yükseliyor. Bilhassa CHP’li belediyelerin yönettiği şehirlerde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinde yüzde 2 bin 500, yüzde 5 bin hatta bazı bölgelerde yüzde 18 bin 700’lere varan fahiş artışlar yapıldığını görüyoruz. Bu artışlar doğrudan vatandaşımızın omuzuna haksız bir yük bindiriyor. Tıpkı ucuzlatacağız dedikleri su ve toplu ulaşım fiyatlarında olduğu gibi, maalesef burada da verdikleri sözleri hilafına davranıyorlar.
Bunun kabul edilebilir olmadığı açıktır. Kantarın topuzunu kaçıran bu artışlara sessiz kalmamız düşünülemez. Bir önceki Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda bu konuyu enine boyuna değerlendirdik. İlgili arkadaşlarımız öncesinde ve sonrasında bir araya geldi. Haklı talepleri karşılayacak, ana muhalefetin istismarını engelleyecek formüller üzerinde konuştular. Önümüzdeki günlerde çözüm önerimizi Meclisimizin takdirine sunacağız.”

