Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

CHP’nin YSK Temsilcisi Yakupoğlu’ndan, CHP’nin YSK verilerini sızdırdığı iddiasına tepki: “Seçim güvenliğinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda seçime gitmenin taşlarını döşüyorlar”

CHP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik hazırlanan iddianamesinde, Yüksek Seçim Kurulu verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliği tarafından üçüncü kişilerle paylaşıldığının öne sürüldüğünü belirterek, “CHP, pek çok partinin yaptığı gibi aldığı sadece seçmen listeleri üzerinde, veri mühendisliği ile değişik çıkarımlar, kümeler, sınıflandırmalar gibi çalışmalar yaparak kendi örgütüyle paylaşmıştır. Başka bir iş ve işlem yoktur. İddianamede de maddi bir bulgu ve dayanak yoktur” açıklamasını yaptı. Yakupoğlu, asıl yapılmak istenenin, “YSK tarafından siyasi partilere Kanun gereği verilen seçmen bilgilerinin anonimleştirilerek, seçmen kütüğüne erişimi imkansızlaştırıp, seçim güvenliğinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda seçime gitmenin taşlarını döşemek” olduğunu belirtti.

CHP'nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik hazırlanan

(ANKARA) – CHP’nin YSK Temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik hazırlanan iddianamesinde, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerinin CHP tüzel kişiliği tarafından üçüncü kişilerle paylaşıldığının öne sürüldüğünü belirterek, “CHP, pek çok partinin yaptığı gibi aldığı sadece seçmen listeleri üzerinde, veri mühendisliği ile değişik çıkarımlar, kümeler, sınıflandırmalar gibi çalışmalar yaparak kendi örgütüyle paylaşmıştır. Başka bir iş ve işlem yoktur. İddianamede de maddi bir bulgu ve dayanak yoktur” açıklamasını yaptı. Yakupoğlu, asıl yapılmak istenenin, “YSK tarafından siyasi partilere Kanun gereği verilen seçmen bilgilerinin anonimleştirilerek, seçmen kütüğüne erişimi imkansızlaştırıp, seçim güvenliğinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda seçime gitmenin taşlarını döşemek” olduğunu belirtti.

Hadimi Yakupoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik hazırlanan iddianamesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

İddianamede, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili yorum yapıldığı ve CHP tüzel kişiliğinin “veri sorumlusu” kabul edildiğini kaydeden Yakupoğlu, “Zira suçlanacak bir gerçek kişi veri sorumlusu bulunamamıştır. Gerek Siyasi Partiler Kanunu gerek 8 Kasım 2025 tarihli paylaşımımda ifade ettiğim gibi 2015 tarihli Yüksek Seçim Kurulu SİPPORT Genelgesinde belirtildiği üzere siyasi partilerin veri sorumluları yoktur. Ama bugün yaratılmıştır. SİPPORT Genelgesi uyarınca siyasi partiler, sınırlı sayıda kişilerin SİPPORT’ta erişimine kimlik bilgilerini alarak kontrollü izin verir. Kimin hangi tarihte ve hangi bilgileri SİPPORT’tan aldığı Yüksek Seçim Kurulu tarafından kayıt altına alınmaktadır” ifadesini kullandı.

“YSK benim ‘…ysk.gov.tr’ uzantılı e-posta adresime gelen sakıncalı gördüğü e-postaları bile engelleyebiliyor”

İddianamede, “soruşturma dosyasında ifadesi alınan şüphelilere, Cumhuriyet Halk Partisi’ne açılan SİPPORT linkinin iletildiği anlaşılmıştır” denildiğini aktaran Yakupoğlu, böylece YSK verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliği tarafından üçüncü kişilerle paylaşıldığının iddia edildiğini belirtti. Yakupoğlu, şunları kaydetti:

“Bu iddia doğru ise üçüncü kişilerle paylaşılan Yüksek Seçim Kurulu SİPPORT linkinin tüm loglarının ve kayıtlarının Yüksek Seçim Kurulu’nda olması gerekir. Yüksek Seçim Kurulu benim ‘…ysk.gov.tr’ uzantılı e-posta adresime gelen sakıncalı gördüğü e postaları bile engelleyebiliyor. Böylesine basit bir link paylaşımını görmemesi olanaksızdır. Sayın tutuklu Orhan Erdoğan’ın elde ettiği verileri nasıl sızdırdığına dair şüphelilere dayandırılarak alınan ifadeler dışında bir maddi delil yoktur. Orhan Erdoğan da tüm iddiları reddetmiş ama iki gün önce apar topar tutuklanmıştır. İddia yine benim talebim üzerine verilen karara dayanarak Yüksek Seçim Kurulu’na atfedilmiştir. Oysa Yüksek Seçim Kurulu’nun 24 Ekim 2025 tarihli iddianamede belirtilen cevabi yazısı çok açıktır. 2023 ve 2024 yıllarında Cumhuriyet Halk Partisi’ne hangi tarihlerde hangi bilgileri içeren seçmen listelerinin verildiği karar numaraları ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmiştir. Bu bilgileri 8 Kasım tarihinde paylaştım. Bu yazıda hangi tarihte sandık atamalı seçmen hangi tarihte sadece seçmen listelerinin verildiği belirtilmiştir. Orhan Erdoğan tutuklanırken hala Savcılık kendisinin sandık atamalı seçmen listelerini paylaşan veri sorumlusu olduğu üzerinde duruyordu. Yüksek Seçim Kurulu da cevabında siyasi partilerin veri sorumluları yoktur cevabını verince şimdi anlıyoruz ki ayrıntının ayırdına vararak benim talep ettiğim 21.9.2025 tarihli karara seçmen listesi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne de veri sorumlusu diyerek kısa yolu bulmuş.

“Adeta şapkadan tavşan çıkarırcasına…”

Cumhuriyet Halk Partisi de pek çok partinin yaptığı gibi 21.9.2025 tarihinde paylaştığım karar uyarınca aldığı sadece seçmen listeleri üzerinde; veri mühendisliği ile değişik çıkarımlar, kümeler, sınıflandırmalar gibi çalışmalar yaparak kendi örgütüyle paylaşmıştır. Başka bir iş ve işlem yoktur. İddianamede de maddi bir bulgu ve dayanak yoktur. Buradan ise adeta şapkadan tavşan çıkarırcasına, tıpkı 2019 yılında Yüksek Seçim Kurulu’nun Sayın Sadi Güven tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı bildirim ile açılan ‘ahmak’ davası gibi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan bildirim ile ‘kapatma davası’ açılmak istendiği algısı yaratılmak isteniyor. İşte cambaz da tam da bu kapatılma davası söylemi bana göre. Çünkü bu yaratılmak istenen ‘zahiri görüntü’. Gerçek görüntü ise Yüksek Seçim Kurulu tarafından siyasi partilere Kanun gereği verilen seçmen bilgilerinin anonimleştirilerek, seçmen kütüğüne erişimi imkansızlaştırıp, seçim güvenliğinin ortadan kaldırıldığı bir ortamda seçime gitmenin taşlarını döşemek.

“‘Sahte seçmen yok, Suriyeli seçmen yok, evimde veya boş arsada sahte seçmen yok’ dememin önü kesilmek isteniyor”

Böylece artık ‘mükerrer seçmen yok, sahte seçmen yok, Suriyeli seçmen yok, evimde veya boş arsada sahte seçmen yok’ dememin önü kesilmek isteniyor. (AK Parti bu bilgilere İçişleri Bakanlığı eliyle her zaman (teorik) ulaşabilir. Zaten MERNİS ve E NABIZ bilgilerinin de ortaya saçılmış olduğu bilgileri ortada). Oysa ben bu söylemleri 2017 yılından beri dile getiriyorum. Seçmen listelerini anonimleştirme hazırlıklarnı 2020 yılından bu yana yaşıyor ve gözlüyorum. Anlıyorum ki bu çalışmalar artık ete kemiğe bürünüyor ve kuvvadan fiile çıkmaya hazırlanıyor.

Unutmayalım bugüne kadar meşruiyetini seçimlerden almayan hiç bir iktidar yoktur. Sorun seçimlerin meşruiyetini sağlamaktır. Dünyada hemen her gün her iktidar kendi seçimini yapıyor ve meşruiyetini sağlamak için dünya devletlerini davet ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi için bu meşruiyetin adı hukukun üstünlüğü ve tam bağımsız demokratik Türkiye Cumhuriyeti’dir.”