Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu’nda… Çiğdem Kılıçgün Uçar: 27 Şubat çağrısı ile ülkede ve Orta Doğu’da milyonların umudu olan Sayın Öcalan’ın umut hakkının uygulanması en önemli haktır

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, ülkenin en büyük açığını bütçe açığı değil, barış ve adalet açığı olduğunu belirterek “Barış süreci dediğimiz kilit taşını yerine oturtma sürecidir. Sayın Öcalan o kilit taşı yerine oturtmaya çalışıyor. O taşı sağlamlaştırıyor. O anlamda çalışma ve yaşam şartlarının özgür ve sağlıklı olması, demokratik çözüm kanallarının açılması bu birlikteliğin sağlanması için hayati önemdedir. 27 Şubat çağrısı ile ülkede ve Orta Doğu’da milyonların umudu olan Sayın Öcalan’ın umut hakkının uygulanması en önemli haktır” dedi.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar,

(TBMM) – Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, ülkenin en büyük açığını bütçe açığı değil, barış ve adalet açığı olduğunu belirterek “Barış süreci dediğimiz kilit taşını yerine oturtma sürecidir. Sayın Öcalan o kilit taşı yerine oturtmaya çalışıyor. O taşı sağlamlaştırıyor. O anlamda çalışma ve yaşam şartlarının özgür ve sağlıklı olması, demokratik çözüm kanallarının açılması bu birlikteliğin sağlanması için hayati önemdedir. 27 Şubat çağrısı ile ülkede ve Orta Doğu’da milyonların umudu olan Sayın Öcalan’ın umut hakkının uygulanması en önemli haktır” dedi.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin tümü üzerinde görüşmeler devam ediyor. DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde konuştu. Kılıçgün Uçar, dünyayı ve bölgeyi saran belirsizlik çağını vurgulayarak “Kuralların yerini anlık çıkarların aldığı, ittifakların yerini diplomasinin yerini tehditlerin aldığı bir küresel fetret devri yaşıyoruz. Bu yeni çok tutuklu eksende uzun soluklu barışlar yerine kısa süreli ortaklıklar görüyoruz. Washington’dan Pekin’e kadar herkesin kendi egemenlik alanını tahkim ettiği bu çoklu ve katmanlı siyaset zemininde ağırlık merkezi artık büyükten ziyade hız ve esnekliğe kaymış durumdadır. Tam da bu fırtınanın ortasında Orta Doğu laboratuvarında farklı devlet reflekslerinin çarpıştığını izliyoruz” dedi.

“Kürt meselesinde ısrarla sürdürülen inkar ceza odaklı bir akıldır”

Ülkenin en büyük açığını bütçe açığı değil, barış ve adalet açığı olduğunu söyleyen Kılıçgün Uçar, şöyle konuştu:

“En ağır enflasyon en ağır enflasyon sadece mutfaklarda değil, hukukta, demokraside, adalette yaşanıyor ve hepimiz biliyoruz ki bu barış açığının adı Kürt meselesidir. Sadece ekonomik bir kriz yaşamıyoruz. Derin bir hukuk ve varlık krizi yaşıyoruz. Bakın bu topraklar hukukun doğduğu topraklardır. Hammurabi’den de önce Sümerler’de Urnam bu kanunları vardı. O tabletlerin bazılarında bile kısasa kısasın yanında onarıma dair izler var. Yani 4 bin yıl önce bu coğrafyada onarıcı adaleti biliyordu. Bugün ise 21.yüzyılda devlet haklı adalet anlayışı bakımından 4 bin yıl önce geriye düşmüş durumdadır. Kürt meselesinde ısrarla sürdürülen inkar ceza odaklı bir akıldır. Kürt meselesi bir dosya değil. Bu cumhuriyetin kalbinde açık bırakılmış bir yaradır. Bu yara hukukla, eşit yurttaşlıkla, ana dilde eğitimle Bu bir barışla iyileşir. Artık şunu söylemenin zamanıdır. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ihtiyacımız olan şey Kürt’ün hukukunun tanınmasıdır. Kürt’ün hukuku dediğimiz şey hukuka dayalı bir barış ilkesidir.

Bu ilke her türlü fırtınaya karşı esnek, dayanıklı ve demokratik vermek istiyorum. Taşköprüleri bilirsiniz. O taşları iki ayrı sütun yükselir ve tepede birleşir. O taşları ayakta tutan şey birbirlerine yaslanmalarıdır. Harç olmasa bile yıkılmazlar çünkü birbirlerine ihtiyaçları vardır. Birbirlerine muhtaçtırlar ama o kemerin en tepesinde bir kilit taşı vardır. O kilit taşı yerinden oynarsa en sağlam görünen köprü bile çöker. İşte bu kilit taşı bugün için demokrasidir, eşitliktir. Güvenlik ve beka adına o taşı her yerinden oynattığımızda nesiller boyu kayıplar yaşadık. Barış süreci dediğimiz o kilit taşını yerine oturtma sürecidir. Sayın Öcalan o kilit taşı yerine oturtmaya çalışıyor. O taşı sağlamlaştırıyor. O anlamda çalışma ve yaşam şartlarının özgür ve sağlıklı olması, demokratik çözüm kanallarının açılması bu birlikteliğin sağlanması için hayati önemdedir. 27 Şubat Çağrısı ile ülkede ve Orta Doğu’da milyonların umudu olan Sayın Öcalan’ın umut hakkının uygulanması en önemli haktır.”