Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2026 bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda… Semra Dinçer: Saliha’nın hırkası, sizin suskun iktidarınızın, geciken adaletinizin sembolüdür

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, katledilen Saliha Akkaş’ın hırkasıyla komisyona gelerek, “Saliha, bu meclis çatısı altında emeğiyle çalışan bir kadındı. 4 Ağustos’ta boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. İşte Saliha’dan geriye bu hırka kaldı. Bu hırka sizin suskun iktidarınızın, geciken adaletinizin, görmezden gelinen çığlıklarınızın sembolüdür. Saliha’nın evlatları öksüz kaldı” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Ankara

Haber: Zeynep BOZUKLU – Berfin BAYIR

(TBMM) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, katledilen Saliha Akkaş’ın hırkasıyla komisyona gelerek, “Saliha, bu meclis çatısı altında emeğiyle çalışan bir kadındı. 4 Ağustos’ta boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. İşte Saliha’dan geriye bu hırka kaldı. Bu hırka sizin suskun iktidarınızın, geciken adaletinizin, görmezden gelinen çığlıklarınızın sembolüdür. Saliha’nın evlatları öksüz kaldı” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesap görüşmeleri için toplandı. Boşanma aşamasındaki kocası tarafından bıçaklanarak öldürülen TBMM personeli Saliha Akkaş’ın fotoğrafı ve hırkasını oturduğu sıraya koyan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer şu açıklamalarda bulundu:

“Bugün kadınların yaşam haklarını, çocuklarımızın geleceğini ve bu ülkenin toplumsal vicdanını görüşüyoruz. Bu hırkayı bugün yanımda getirdim. Sahibi Saliha Akkaş. Saliha, bu meclis çatısı altında emeğiyle çalışan bir kadındı. 4 Ağustos’ta boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştırma kararı olan eşi tarafından 37 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. İşte Saliha’dan geriye bu hırka kaldı. Bu hırka sizin suskun iktidarınızın, geciken adaletinizin, görmezden gelinen çığlıklarınızın sembolüdür. Saliha’nın evlatları öksüz kaldı.

“Başında annesi, babası olmayan iki oğluna geçinmeleri için 35 bin 500 lira reva görülmüş”

Sayın Bakan, sabah bana dediniz ki, ‘evlatlarına sahip çıkıyoruz’. Saliha’yı hayatta yaşatmakla övünemiyorsunuz. Ama çocukları öksüz kaldıktan sonra onlara sahip çıkmakla övünüyorsunuz. Ben ailesiyle görüştüm. Artık başında annesi, babası olmayan biri lise öğrencisi, diğeri üniversite öğrencisi olan iki oğluna geçinmeleri için 35 bin 500 lira reva görülmüş. Geçtiğimiz hafta hukuk fakültesi öğrencisi olan oğlu, kitap alabilmek için yardım almak zorunda kalmış. Eğer gerçekten samimiyseniz bu çocukları destekleyin. Bu çocukların acısı elbette dinmeyecek. Ama onlara Bakanlığınız aracılığıyla burs verin, kira yardımı verin, kitap desteği verin, yiyecek yardımı verin ki en azından hayatlarını, kurana kadar yoksulluğu iliklerine kadar yaşamamış olsunlar.

“2025 yılını Aile yılı ilan ettiniz. Aileleri de perişan ettiniz”

Değerli milletvekilleri, 2025 yılı ocak ayından bugüne kadar 391 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Dile kolay 391 hayat, 391 anne, 391 kız kardeş ve evlat. Bu bütçe sadece kadınların değil, çocuklarımızın, dolayısıyla geleceğimizin bütçesi olmalıdır. 2024 yılını emekli yılı ilan ettiniz. Emeklileri mahvettiniz. 2025 yılını Aile yılı ilan ettiniz. Aileleri de perişan ettiniz. 2026 yılını çocuk yılı ilan edin demiyorum. Çünkü siz çocukları da perişan edersiniz. Sayın Bakan, bu bütçenin görevi her çocuğa eşit bir başlangıç sunmaktır. Bu ülkenin gerçek gücü çocuklarının ne kadar eğitimli, ne kadar umutlu olduğuyla ölçülür. Mesele sadece yoksulluk değil. Çocuklarımız artık şiddetin, zorbalığın ve istismarın ortasında büyüyor. Bugün birçok şiddet eyleminin içinde ne yazık ki çocuklar var. Hem okullarda hem sosyal hayatta, hatta dijital hayatta zorbalık ve istismar giderek artmaktadır. Yıl 2025 ama sizin yöntemleriniz halen ortaçağda.

“Bu söylem AKP iktidarının başarısızlığının bir itirafıdır”

AKP Genel Başkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde ‘nüfus artışımız düşüyor. Niye 4-5 çocuk olmasın’ dedi. Vatandaş dinlemedi. Şimdi de 5 çocuk diyor. Bu söylem AKP iktidarının başarısızlığının bir itirafıdır. Bugün Türkiye’de doğum hızı 1,48’e kadar gerilemiş durumda. Bu rakamla Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, hatta Almanya’nın dahi altına düştü. Kadın çocuk doğuracak ama ne ile büyütecek? Kreş yok, güvenli gıda yok, kirasını bile ödeyemiyor. Türkiye’de çocuk sahibi olmak kimsenin göze dahi alamadığı bir maliyet kalemi haline geldi.

Bugün Sayın Bakan, bir bebek bezinin tanesi en ekonomik fiyatla 10 lira. Aylık masrafı en az 2 bin 400 lira. Bir kutu bebek maması en az 750 liradan başlıyor. Aylık masrafı en az 5 bin lirayı buluyor. Islak mendil, biberon, pişik kremi, vitamini derken bakım masrafları en az 3 bin lira. Hepsi birleşince ilk ayda asgari ücretin yarısı kadar para sadece bebeğin temel bakım giderlerine harcanıyor.

“Cesareti kaldı mı bu milletin çocuk yapmaya”

Asgari ücret 22 bin 104 lira, yarısı bebeğe. Cesareti kaldı mı bu milletin çocuk yapmaya? Aradan bir yıl geçti. Anne işe dönmek istiyor. Çünkü artık tek maaş yetmiyor. Kreş arayışı başlıyor. Devlet kreşleri ya yok ya da kontenjan dolu. Üstelik CHP’li belediyelerinin çocuklarımız için açtığı kreşleri açtırmıyor ya da açılanları kapatmaya çalışıyorsunuz. Anne, babanın maaşı asgari ücretse çocuğu kreşe vermek zaten bir hayal. Evde büyüyen çocuk sosyalleşemiyor, geri kalıyor. Bir yanda eğitim hakkı, bir yanda geçim derdi… Bugün Ankara’da ortalama bir kreşin aylık ücret 15-20 bin liradan başlıyor. Asgari ücret 22 bin 104 lira. Cesaret kalır mı bu millette çocuk yapmaya? Sonra o çocuk büyüyor. İlkokula başlıyor. Masraflar katlanarak artıyor. Kırtasiye masrafı, okul parası, servis ücreti, kantin parası bir devlet okulunda kendi mahallesinde eğitim alan bir öğrencinin yıllık gideri 20 bin lirayı buluyor. Özelde ise işler tamamen karıştı. Aidat, kitap, etkinlik… Özelde ücretler 250 binden başlıyor. Ucu açık milyonlara çıkıyor.

“Sayın Bakanım eğer asgari ücretli olsaydınız 5 çocuk yapar mıydınız”

Türkiye’de eğitim ödeme planına dönüşmüş durumda. Bu arada asgari ücret gene 22 bin 104 lira. Gerçekten Sayın Bakanım size samimiyetle bir soru sormak istiyorum. Eğer asgari ücretli olsaydınız 5 çocuk yapar mıydınız? İnsanımız kronik stres altında. Antidepresanlara bağımlı hale geldi. Stres nedeniyle insanların önemli bir kısmı istese de artık çocuk yapamıyor. Çocuk yapmamak aslında bir tercihtir. Ama çocuk yapamamak artık bir gerçekliktir. Çalışma saatlerinin bu kadar uzun olup, emeğinin karşılığının bu kadar ucuz olduğu bir başka ülke var mıdır? Gebe kalma ihtimali en yüksek yaş grubuna yılda 15 gün tatil verip ve asgari ücretle haftada 6 gün çalıştırırsanız, üzerine bir de 4 aylık doğum izni verirseniz olacağı budur.

“Böyle bir düzende aile büyümez. Ancak huzursuzluk büyür”

Böyle bir düzende aile büyümez. Ancak huzursuzluk büyür. Bugün bildiğimiz farklı doğum kontrol yöntemleri vardır. Ancak bugün Türkiye’deki en etkili doğum kontrol yöntemi AKP iktidarının yanlış politikalarının vatandaş üzerindeki etkisi olmuştur. Ülkeyi böyle yöneten bir iktidar oldukça kimse bu dünyaya yeni bir can getirmek istemez. Çünkü kimse karanlığa çocuk doğurmaz. Vatandaşın çocuk doğurmaya cesareti kalmadı. Ama sizin cesaretiniz varsa Sayın Bakanım, koyun sandığı milletin önüne. Vatandaşın asıl cesaretini o zaman görürsünüz.”